Her iki takım da şampiyon

Türk futbol tarihinde böyle bir maç hatırlamıyorum.

Son yılların en önemli maçı. Süper finalin de finali. Türkiye'nin gözü kulağı Saracoğlu Stadı'nda. Nasıl olmasın ki; şikeydi, "play-off"tu derken lig geldi, 90 dakikaya düğümlendi. En sıcak 90 dakika. Sezon, saha dışı tartışmaların gölgesinde biraz heyecansız başladı ancak son hafta heyecan da, gerilim de zirve yaptı.

Şampiyonun son maçta belirlendiği karşılaşmalar daha önce yaşandı. Bu konuda özellikle Fenerbahçe'nin kötü hatıraları var. Kâbus gibi. Denizli ve Trabzon beraberlikleriyle son dakikalarda elden uçup gitmiş şampiyonluğun ağır travması kolay atlatılır değildir. O kâbus dakikalar oyuncuların da seyircilerin de bilinçaltında canlı. Böyle finalin finali yok. Bu bir ilk. Derbi maçlar bitime birkaç hafta kala oynanır, kazanan büyük avantaj sağlardı. Şampiyonluğa oynayan iki takım: FB ve GS... Son düzlüğe göğüs göğse girdi. Galatasaray bir adım önde. Fenerbahçe geride kaldı, play-off'ta yakalamayı başardı. Dünyanın sayılı derbileri arasında sayılan iki takımın sezon içindeki maçları bile heyecan fırtınasına sahne olurken, son 90 dakikada yenenin şampiyon olacağı karşılaşmanın atmosferini varın siz hayal edin. Dün öğleden sonra İstanbul'a uçarken maçın havasına giriyorum. Uçağın en az yarısını oluşturan Sarı-Lacivert formalı yolcular maçın habercisi. Konuşmalar hep futbol üzerine. Fenerbahçe'nin şampiyon olacağından emin olan da var, tedirgin olan da... Stada girerken de hava farklı değil. Anadolu yakasında gün futbolun. Trafik kilitlenmiş. Ağır ağır yürüyor. Üstlerinde formalar, ellerinde bayraklarla binlerce insan Saracoğlu'na doğru yürüyor.

FB yönetimi maçtan önce "seyirciyi kışkırtacak hareketlerden kaçınma, sakin olma" kararı aldı. Yöneticilerin gerginliği tribündeki seyirciyi ateşleyebilir. FB'nin İkinci Başkanı Nihat Özdemir, "Biz burada gerçek ev sahibi olacağız. Hedef iki kupayı da müzemize taşımak." dedi.

Maçın başlamasına bir buçuk saat var. Dolmak üzere olan tribünler sarı laciverde boyanmış. İstisnasız herkesin üzerinde forma var gibi. İlginç pankartlar... Birinde "Zafer inananlarındır" yazıyor. Diğerinde, "Alın terimiz şerefimizdir." yazıyor. Restoran katını ilk kez görüyorum. Avrupa statlarından farksız. Nihat Özdemir'in davetlisi olarak buradayım. Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören ve arkadaşları geldi. Demirören biraz düşünceli. Ardından da GS yönetimi. Başkan Ünal Aysal sakin. Özdemir ve yönetici arkadaşları misafirlerini ağırlamak için seferber olmuş durumda. Yemek sırasında Sarı-Kırmızılı yöneticilere tepki gösterenler var.

Her iki takım da klasik formalarıyla sahada. Fenerbahçe çizgili, Galatasaray iki parçalı. Maç, tribünlerin 'şampiyon' tezahüratları altında başladı. Galatasaraylı futbolcuların topa dokunmasıyla kulakları sağır eden ıslık ve uğultu. Bu maç boyunca devam etti. Tribünler kıpır kıpır. Dudaklar da... İki sıra ötede eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt. Heyecanı her halinden belli. İlk yarıda temkinli oynayan Galatasaray istediğini aldı. Her iki takımın da gole yakın pozisyonu var. Ama sonuç yok.

İki takım da en kritik 45 dakikaya çıktı. Fenerbahçe, şampiyon olabilmek için gol atmak zorunda. İlk dakikalarda hızlı ve etkili. Pozisyona da girdi, Fenerli futbolcu bir metreden dokundu, top kaleciye çarptı. Maçın kader anlarından biri... Sarı-Lacivertliler son 25 dakikayı 10 kişi oynadı. Dia oyun dışı kaldı. Bir kader anı daha. Psikolojik üstünlük Galatasaray'a geçti. Bu dakikadan sonra gerilim giderek yükseldi. Sarı kartların sayısı arttı. Karşılaşma sık sık durdu. Son 10 dakikada denge kuruldu. Ujfalusi kırmızı kart gördü.

Ve uzatmalar... Heyecan dorukta. Seyirci her pozisyonda, çığlık çığlığa. Maç başladığı gibi golsüz bitti. Galatasaray şampiyon. Kupanın rengi sarı kırmızı... Her iki takım da şampiyon aslında. Galatasaray normal ligi iyi oynadı kupayı hak etti. Fenerbahçe ise play-off'ta inanılmaz performans gösterdi. Galatasaray'ı deplasmanda yendi, puan farkını eritti. Futboldaki bu mücadele keşke sahadaki tatsız olaylarla gölgelenmeseydi.

(Zaman gazetesinden alınmıştır)