Hangisi için harcama daha büyüktü?

Lefkoşa’da seçimi kazanmayan görünürde Hasan Sertoğlu olmakla birlikte kaybedilen seçimin faturası UBP Genel Başkanı ve Başbakan İrsen Küçük’e kesilmiştir. Ve kaybedilen seçim İrsen Küçük’ün gücünden eksilmedir. Bu eksilme rastgeleyse sorun yok. Kontrol altında eksilmelerin başlangıcıysa o zaman UBP Genel Başkanı ve Başbakan İrsen Küçük açısından sorun çok!!!


Lefkoşa’daki yerel ara seçimin salt bir başkan ve 15 belediye meclis üyesi seçimi olmadığını aylar önce işaret ettik.
Sonuçlar netlik kazandı.
Yanıldım mı?
Hayır.
Milim yanılmadım.
***
Yorumları da okuyorum.
Katılımın düşük olması CTP başarısını gölgeler mi?
Hiç gölgelemez.
Hele Avrupa gözüyle bakıyorum, deyip de katılımdan yola çıkarak başarıyı küçümsemeye kalkanlar ciddi anlamda komik duruma düşer.
Seçime katılan tüm partiler başarılı olmak için çaba harcadı.
Takatlerin yettiği kadar koşuldu.
Sonuç bu oldu.
Katılanların yarattığı sonuç katılmayanların ilgisizliğiyle gölgelenemez.
***
Seçimde alınan oyların oranı elbette önemlidir.
Ancak alınan oyların sayısı daha önemlidir.
Bizim seçim sistemimizde seçimin geçerli olması için bir alt sınır yoktur.
Yüzde 58 değil yüzde yirmi katılımla da seçim sonuçlanabilirdi.
Belediye başkanlığında da Cumhurbaşkanlığı’nda olduğu gibi yüzde 51 oy alınması koşul olabilir mi?
Tartışılabilir.
Ancak belediye başkanlığı için bu koşul gelirse muhtarlık seçimi içinde aynı koşul istenebilir.
Bu benimsenir ve yasal düzenleme yapılırsa ilk turda yarıdan fazla oy alınmazsa en çok oy alan iki aday bir sonraki hafta yeniden yarışır.
Belirli oy oranının altında katılımla yaşanan seçimlerin geçerliliği de sorgulanabilir.
***
CTP, Lefkoşa’daki yerel ara seçime çok büyük önem verdi.
Verdiği önemle paralel öteki partilerden daha çok para da harcadı.
Bu parayı nerde buldu?
Ana muhalefet partisidir.
Milletvekili başına aldığı devlet katkısının bir kısmı bile fark atan kampanyasına yeterde artardı bile.
***
TDP en az para harcayandı.
DP, akıllı bir seçim bütçesi ile seçimi götürdü.
UBP ise kampanya devam ederken yavaş yavaş artan bir propaganda biçimi izledi. Sanırım aday Hasan Sertoğlu’nun baskısı olmasa UBP bu seçimi en sönük, en ucuz kampanya ile tamamlayacaktı belki de...
***
Lefkoşa Belediye Başkanlığı zorlukları ve somut koşulların sıkıntıları ne olursa olsun önemli bir siyasi mevzidir.
Bunun aksini kimse söylemesin.
UBP, seçim kampanyası bakımından CTP’nin çok gerisinde kaldı.
Çıplak gözle bakıldığı zaman bile bu fark görünürdü.
Bu satırların yazarı olarak UBP’nin Hasan Sertoğlu için yürüttüğü kampanyayı salt öteki partilerle kıyaslamadım.
Peki başka neyle mi kıyasladım?
Söyleyeyim.
UBP’de yaşanan genel başkanlık yarışıyla kıyasladım.
İrsen Küçük için Ahmet Kaşif arasındaki yarış parti içi bir yarıştı.
Oy kullanma hakkına sahip delege sayısı ise sadece 1427’ydi.
O seçim için aylarca ülke çapında kampanya yürütüldü.
Sanki de ada çapında tüm seçmenler oy kullanacakmış gibi tüm kitle iletişim araçları kullanıldı.
Binlerce insana yemeli-içmeli partiler düzenlendi.
Sıra Lefkoşa Belediye Başkanlığı seçimine gelince çeşme kısıldı. UBP içi yarışta şarıl şarıl akan çeşmeler bu kez ancak tıpalayabildi.
Halbuki çok büyük desteklerle UBP’nin genel başkanlığına yeniden seçilmesi sağlanan İrsen Küçük’ün öteki partilerle yarışacağı ilk seçimiydi Lefkoşa Belediye Başkanlığı seçimi.
***
Hasan Sertoğlu’nu UBP’de parti içi muhalefet destekledi mi, destelemedi mi?
Veriler desteklediklerini gösteriyor.
Bütün mesele İrsen Küçük’ün Lefkoşa’da bir seçim zaferi elde etmesinin ne kadar istenip istenmediğidir.
Lefkoşa’da seçimi kazanmayan görünürde Hasan Sertoğlu olmakla birlikte kaybedilen seçimin faturası UBP Genel Başkanı ve Başbakan İrsen Küçük’e kesilmiştir. Ve kaybedilen seçim İrsen Küçük’ün gücünden eksilmedir. Bu eksilme rastgeleyse sorun yok. Kontrol altında eksilmelerin başlangıcıysa o zaman UBP Genel Başkanı ve Başbakan İrsen Küçük açısından sorun çok!!!
Bu son paragrafı daha da açabilirdim. Ancak bugünlük bu yeter...

Günün sözü:

Dar açıdan bakan, o açı kadar görür


(Havadis'ten)