Amma da vukuatlı yıldı, ha!
Hem yurd içinde hem yurd dışında hani âdetâ nefes nefese geçen 365 gün... Arab Bahârı, Japonya’daki tsunami ve ardından nükleer santral felâketi, Avrupalı dostlarımızın gırtlaklarına kadar batdığı borç çukuru, Usâme bin Lâdin’in öldürülmesi, ruh hastası bir yaratığın Norveç’de 77 gencecik cana kıyması, Almanya’da Neo-Nazilerin canlanan terörü, AK Parti’nin üçüncü ve şimdilik en parlak seçim zaferi, CHP ve BDP’nin boykot maskaralığı, Ergenekon rezilliği, Referandum, Anayasa değişikliği, kıymetdâr kumandanlarımızın siyâset adlı sevgililerinden gözyaşları içinde ve gözleri arkada kalarak yarım yamalak ayrılması, gayrı-müslim dînî azınlıklara bâzı haklarının yine yarım yamalak iâdesi, olağanüstü ekonomik başarılar, Ankara’nın çevre ülkelerle münâsebetlerde gitgide ağırlık kazanması, bu arada İsrâille mukadder sürtüşme, AB ile tadsızlık ve bezginlik benim şöyle ilk hamlede aklıma gelenler.
Netîceten vardık 2012’ye!
Tabii îtibârî bir değerlendirme bu. Dünyânın güneş etrâfında bir tur atması, evet, 365 gün altı saat bilmemkaç dakıyka sürüyor ama bu turun tam da 31 Aralık geceyarısı tamamlandığı ne mâlûm? Hiç değilse 21 Aralık, 21 Mart vs. gibi astronomik dönüm noktalarından birini alsaymışız bir anlamı olurmuş ama 31 Aralık?
Hadi, sevâbına onu da anlatayım:
1582 Yılı’na kadar Hıristiyanlar 24 Aralık gecesini, yâni Hazret-i Îsâ’nın doğum günü olarak îtibâr etdikleri târih olan Noel’i yılbaşı olarak kabûl ediyorlarmış. Fakat o yıl Papa XIII. Gregorius, kendi adıyla anılan takvimi yürürlüğe sokarken yılbaşı olarak da bundan böyle 31 Aralık gecesinin alınmasını emretmiş. 31 Aralık ise, 31 Aralık 335’de ölen Papa I. Silvester’in “isim günü” oluyor. Onun için birçok Batı dilinde yılbaşı yerine “Silvester” de denir.
Noel’e dâir bilgi için benim 25 Aralık 2011 târihli yazıma göz atabilirsiniz.
“İsim günü” ise Katolik ve Ortodoksların bir geleneği. Doğum günü değil de o şahsın vaftiz edildiği, yâni Hıristiyan câmiâsına resmen dâhil olduğu gün hangi Aziz yâhut Azîzenin (ekseriyetle!) ölüm târihi ise o şahsa, asıl adının yanısıra o din ulusunun da adı veriliyor. Bir bakıma doğum gününden bile önemli.
Hazır açılmışken:
Hıristiyanların “Güneş Yılı” (Şemsî Yıl) kullanımına karşılık Müslümanlarda geleneksel olarak “Ay Yılı” (Kamerî Yıl) geçerlidir. Bir ay yılı; altısı 30’ar, altısı 29’ar gün olmak üzere 354 günden oluşur. Yâni 365 günlük “Güneş Yılı”ndan onbir (11) gün kısadır. Bunu telâfî etmek üzere Kamerî Yılın son ayının, yâni Zilhicce’nin sonuna her 30’ar senede onbir kere birer gün eklenir.
Yılbaşı 1 Muharrem’dir. Öbür aylar sırasıyla Sefer, Rebîülevvel, Rebîülâhır, Cemâziyülevvel, Cemâziülâhır, Receb, Şâban, Ramazan, Şevvâl, Zilqâde ve Zilhicce.
Hıristiyanlar takvim başlangıcı olarak Hazret-i Îsâ’nın doğduğu gün (Mîlâd) îtibâr olunan 2012 sene öncesini kabûl ederler. Müslümanlarsa Hazret-i Muhammed’in Mekke’den Medîne’ye göç etdiği (Hicret) 622 Yılı’nı.
Bugün 7 Sefer 1433.
Bu kadar ukalâlık yeter!
Yeni yılınız kutlu olsun!