Hanedan bir kez daha kaybetti!


Yeter artık Türkiye'yi de KKTC'yi de meşgul etmesin!

Koltuk hırsı bu kadar mı olur?


"Hep benim, her şey benim" hırsı bu derece mi olur?


Evet hanedan bir kez daha kaybetti!


Türkiye'nin desteklediği herkese karşı! Türkiye ile sorunlu herkes müttefiki!


KKTC huzura eremiyor. Çünkü sürekli kavga kışkırtılıyor. Bu ülkeyi artık rahat bırakmanın zamanı gelmedi mi? Bu ülkeyi huzursuz eden bir çok sorunla boğuşan Türkiye'yi de gereksiz yere meşgul ettiğinin farkında değil mi?


Değil!


Maalesef!


Oysa Türkiye dev sorunlarla boğuşmakta ve KKTC'de birilerinin "bu çocukca koltuk kavgaları" bıktırdı!


Yeter artık!


Biz hanedanın hırsları ve kaprisleri ile uğraşmak istemiyoruz. Gölge etmesin yeter!


Gelelim ana konumuza: Avrupa Birliği hala bir gerçeği kavrayamadı.


2002 öncesinin "demokrasi açısından özürlü" ve "pısırık" Türkiye'si yok artık!  2002 öncesinin AB için "kolay" Türkiye'sinin olmadığını bir an önce fark etmesinde yarar var.


Günümüzün her geçen gün daha demokratikleşen, ekonomik olarak kendi başının çaresine bakabilen ve bulunduğu coğrafyada "ezilenlerin umudu" olacak kadar iddialı Türkiye'si AB'nin görmekte zorlandığı tek değişim değil.


AB Ortadoğu'da ve Kuzey Afrika'da da gündeme gelen büyük değişimi algılıyamamakta ve tüm bu olanlara ayak uyduramamakta. Doğu Akdeniz söz konusu olduğunda bu bölgede ABD, Rusya, Türkiye, İsrail, Mısır, hatta Çin  var. AB mi? Kayıp!


Sözde Suriye'nin eli kanlı diktatörü Esad'ın devrilmesi ve Suriye'nin insanlarının Esad Diktatörlüğü'nden kurtulmasını istiyorlar. Peki bunun için ne yapıyorlar? Hiç bir şey! "Bir şey yaparlar da bir sorumluluk almak zorunda kalırlar" diye ödleri kopuyor.


Bu mu Avrupa Birliği? Hiç mi sorumluluk taşımıyor burnunun dibinde insanlar katledilirken?


Suriye'de epey uzun zamandır sivil halk kanlı diktatör Esad tarafında katledilmekte. AB ne yaptı? Türkiye'yi seyrediyor.


Oysa AB'nin hem Türkiye'de Kürt Sorunu'nun çözümü sürecine hem de Suriye'deki kanlı diktatörlüğün sona ermesi çabalarına eğer kendi değerleri açısından inandırıcı olmak istiyorsa çok daha fazla katkı sunması gerekiyor.


İşte Reyhanlı Katliamı! "AB aday ülkesi" Türkiye "AB değerlerine sahip çıkıp Suriye'nin acımasızca katledilen insanlarına sahip çıktığı için Suriye'nin kanlı diktatörünün terör çetelerinin hedefi durumunda. Eli kanlı Suriye diktatörü Reyhanlı Katliamı gibi insanlık suçları işleyerek Türkiye'de insanların Suriyeli mültecilere destek vermesini engellemeye çalışıyor.


"Terörü lafta lanetlemek", "Esad'a lafta karşı çıkmak" ya da "Türkiye'yi destekliyoruz" demek yetmiyor.


Reyhanlı'da AB'ye aday ülkenin vatandaşları AB'nin değerlerine sahip çıkmanın bedelini ödemek zorunda kaldılar.


AB için "Kopenhag Kriterleri" geçmişte sadece Türkiye'nin üyeliğini engellemek için sürekli dile getirilen kriterler değilse bu kriterlere sahip çıkmak Esad'ın daha fazla kan dökmesini, insan haklarını ayaklar altına almasını ve katliamlarını da engellemek anlamına gelmeli.