Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Hadi Sinirlioğlu üç gündür ABD’de.
Sinirlioğlu Washington’daki görüşmelerinde; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Cemaat’le ilgili başlattığı soruşturma çerçevesinde Pensilvanya’da yaşayan Fethullah Gülen’in iadesi konusunu da gündeme getirdi.
Söz konusu soruşturmada Gülen’in “paralel devletin” örgüt lideri olduğu belirtildi.
Yani Cemaat’in devlet içindeki illegal yapılanmasından sorumlu tutuldu.
İyi, güzel, doğru.
Da mesele sadece polisiye mi?
ABD sırf bu gerekçelerle Gülen’i iade eder mi?
AKP de havuz medyası da dünyayı okumadı, ABD’de Cemaat adına neler yaşandığını görmedi.
Geçen hafta neler yaşandığını anlatmalıyım…
Tarih: 4 Haziran Çarşamba
Yer: Indianapolis / ABD
FBI, Federal İletişim Komisyonu ve Eğitim Bakanlığı’ndan yetkililer, Indiana Math and Science Academy North okuluna baskın yaptı. Basılan okul Cemaat’e aitti. Okulun başında yine Cemaat’in kurumlarından Niagara Vakfı’nın yöneticilerinden Bilal Ekşili görev yapıyordu.
Peki, 15 yıldır ABD’de yaşan Gülen’in okuluna FBI neden baskın yaptı?
Yanıtlayalım: White-collar crime!
Yani, Beyaz Yaka suçları.
1979’da Amerikan Kongresi’nin onayladığı İdare Reformu Anlaşması’nda beyaz yaka suçları “Zimmetine para veya eşya geçirmek veyahut mesleki veya kişisel çıkar elde etmek amacıyla kanun dışı yol veya yollar izlenilerek, hile ve örtbasın da dahil olduğu suçlardır” şeklinde tanımlanıyor.
Vergi kaçırmadan, kurum üzerinden para aklamaya kadar birçok eylemi içeren bir suçtan bahsediyorum.
Bingo!
Kadere bakın ki; Cemaat Türkiye’de 17 ve 25 Aralık operasyonlarıyla Başbakan’ı neyle vurmaya çalıştıysa, kendisi ABD’de benzeri suçlardan soruşturuluyordu.
Vurgulamalıyım; beyaz yaka suçları ABD’nin affetmediği suçlardandır.
Hal böyleyken, mesele sadece Indianapolis’teki okul da değil. Vicky Anderson isimli FBI yetkilisi çeşitli eyaletlerde toplam 19 okulda soruşturma yürütüldüğünü belirtti.
Zira…
Bundan 6 ay önce de, ABD’nin Louisiana eyaletinin Baton Rouge kentindeki Cemaat okuluna yine FBI tarafından baskın yapıldı.
Pelikan Eğitim Vakfı’na bağlı olarak çalışan Kenilworth Bilim ve Teknoloji Okulu’na gece yarısı yapılan baskında pek çok dosyaya el konuldu.
FBI Cemaat’i istemiyordu
FBI’ın Cemaat’e olan bakışını netleştirmek için bir hatırlatma yapmalıyım.
Yıl: 2007
Fethullah Gülen Yeşil Kart başvurusu yapmış ancak ABD Vatandaşlık ve Göçmenlik Servisi, Gülen’in başvurusunu reddetmişti. Bunun üzerine Gülen’in avukatları, ABD Yurtiçi Güvenlik Bakanı Michael Chertoff ve FBI Başkanı Robert Mueller’a dava açtı.
“Yeşil Kart” başvurusunun reddedilme gerekçeleri arasında “Gülen Hareketi’nin finansmanında CIA’in katkısının olduğu” da belirtiliyordu.
Hatırlatayım, Gülen’in Yeşil Kart alması için CIA eski Başkan Yardımcısı ve Türkiye Masası Şefi Graham Fuller de referans oldu. Fuller referans mektubunda Gülen için “Ülkedeki tartışmasız en büyük lider. Türkiye’de ve Müslüman dünyasında pek çok okul açtı” dedi.
Bitmedi…
2008’de Pennsylvania’daki Özel Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada; ABD adına savunma yapan savcı, Cemaat’in 25 milyar dolarlık bir malvarlığını yönettiğini bildirdi. Savcı, Gülen’in iddia edildiği gibi “eğitim uzmanı” değil, “dini veya siyasi lider” olabileceğini de belirtti.
Tesadüfe bakın ki:
Aynı süreçte CIA’in finansörleri arasında olduğu, Pentagon’un uzantısı Rand Corporation’ın hazırladığı “Türkiye’de Siyasal İslamın Yükselişi” adlı raporda Cemaat’e övgüler dizildi.
Uzatmayayım…
Sonuç: Açılan dava 16 Temmuz 2008’de Gülen’in lehine sonuçlandı. Hakim Stewart Dalzell, verdiği kararda, “ABD makamları, Gülen’in dini ve eğitim konularındaki çalışmalarını geniş anlamda yorumlamalı. Dinler arası gerilim yaşandığı şu dönemde, Gülen’in diyalog çalışmaları ABD’ye faydalıdır” dedi.
Bank Asya operasyonu
Sadece ABD’de değil; Cemaat’in para ağı Türkiye’de de mercek altında.
Bunu bildikleri için; Zaman, Today’s Zaman, Cihan Haber Ajansı, Irmak TV ve Aksiyon yayınlarını bünyesinde barındıran Feza Gazetecilik Anonim Şirketi’nin ortaklık yapısında değişime gidildi.
Grubun yüzde 25 ortağı ve imtiyaz sahibi Ali Akbulut, şirketteki yüzde 25’lik hissesinin tamamını devrederek sıfırladı.
Yani Zaman gazetesinin “kağıt üzerindeki” patronu görevden alındı!
Nedeni; Ali Akbulut’un diğer ortaklığında gizliydi:
Bank Asya.
Cemaat’in para ağının yönetildiği kurumdan bahsediyorum.
Buna göre; Akbulut aynı zamanda Cemaat’in Bank Asya’ sının da ortağı olduğundan ve bankaya el konulması durumunda Feza Gazetecilik’in hisselerinin zarar göreceği ihtimalinden dolayı hisse değişikliğine gidildi.
Daha da ileri götürelim:
Hükümetin Bank Asya’ya yapacağı olası operasyonun, Cemaat’in medya kuruluşlarına sıçramasının önüne geçilmeye çalışıldı.
Cemaat’in bu önlemleri başarılı olunur mu bilinmez.
Ama bilinen gerçek şu ki; Cemaat’i sadece devlet içindeki çeteleşmeden değil, bu kontrolsüz gücün finansı açısından da zor günler bekliyor.
Devlet içindeki “yetişmiş insan gücünün” kaynağı olan dershaneleri kaybetmemek için neler yaptıklarını gördük.
Asıl tufanın ise hem ABD’de hem de Türkiye’de “mali operasyon” üzerinden kopacağı kuşkusuz.
Dile kolay; ABD’li savcı ne demişti:
Cemaat 25 milyar dolarlık bir malvarlığını yönetiyor!
(Sözcü'den)