Almanya’da Frankfurtlular, kentteki cam, mermer, çelik, beton karışımı yüksek binaları kadar Goethe’nin hemşerisi olmakla da övünürler… Goethe’nin doğup çocukluğunu geçirdiği ev turistlerin uğrak yeridir… Evde, Goethe’nin ‘Genç Werther’in acılarını’, ‘Faust’u yazdığı üstü mürekkep lekeleriyle kaplı masa en ilgi çeken eşyadır… Herkes bu lekeleri yakından görebilmek için sıraya girer… 1933’te tedavi için Frankfurt’a gelen Ahmet Haşim, bu lekeleri şöyle anlatır… ‘Bu hayran gözlerde lekeler, mürekkep lekesi değil, fakat bir ebedi lacivert semada namütenahi yıldız serpintileri idi.’
Goethe’nin evi aynı zamanda sergilere ev sahipliği yapar… Salı akşamı evde bir serginin açılışına katıldım… ‘Köprüler kurmak – Hafız ve Goethe arasında Joseph von Hammer-Purgstall’… Asıl adı Joseph Freiherr von Hammer-Purgstall 1789’da tercüman olmak üzere Viyana’da Orient Akademisi’ne girip on yıl tahsil görür… 1799’da İstanbul’a diplomatik görevle tercüman olarak gönderilir… Mayıs 1806’da Avusturya Konsolosu olarak Boğdan’ın Yaş şehrine tayiniyle ülkesine döner…
1774'te Avusturya’nın Graz kentinde doğup 1856'da Viyana’da ölen Hammer-Purgstall, Osmanlıca, Arapça, Farsça yanında Yunanca ve Latince de dahil on kadar Batı dilini çok iyi konuşup, yazıyormuş… Eserleri saymakla bitmez… Örneğin, ünlü Hammer tarihi… Hammer'in 1830 yılının Eylül ayında tamamladığı ‘Osmanlı Devleti Tarihi’ bugün dahi alanında birincil kaynak eserdir… Venedik, Avusturya, Almanya, İngiltere, Roma ve Fransa arşivlerine ilaveten Arap, Fars ve Osmanlı kaynaklarını kullandığı bu eser, Almanca olarak, Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan, 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması'na kadar geçen olayları anlatır…
Hammer-Purgstall, Fars edebiyatının en büyük şairi, asıl adı Şemseddin Muhammed Hace Hafız-ı Şirazi olan Hafız’ın Divanı’nı da 1812-1813 yılında Almanca’ya çevirir. Eser Almanya’nın Stuttgart kentinde bugün de faaliyetini KlettCotta adıyla sürdüren yayınevinde yayınlanır. O dönemler Goethe’nin de eserlerini de yayınlayan bu yayınevinin yöneticisi eserden bir adet de Goethe’ye gönderir.
1814’da ‘Divan’ı okuyan Goethe şaşırır… Şöyle der… ‘Hafız’ın şiirleri, Hammer’in tercümesiyle elime geçti. Bundan önce, şurada burada, dergilerde çevrilmiş bazı münferit şiirler, bana bu parlak şairi pek duyurmamıştı. Şimdi ise şu bir araya toplanmış şiirleri, üzerimde öyle büyük bir tesir bıraktı ki, onun karşısında benim de verimli olmam gerektiğini anladım. Yoksa bu kuvvetli şahsiyetin önünde duramıyacaktım. Üzerimdeki tesiri çok büyük oldu, Onun duygularını paylaşmadan yapamıyorum…’
İşte bu tesirle Goethe ünlü eseri ‘Batı-Doğu Divanı'nı yazmaya başlar… Goethe 65 yaşındadır… Eser 1819’da yayınlanır… Eserde Goethe sorar… ‘Söyle ey Muhammed Şemseddin, neden yüce milletin sana Hafız’ diyor… Hafız da cevap verir… Bu yıl ‘Batı-Doğu Divanı’nın yayınlamasının 200. Yılı… Serginin nedeni de bu… Goethe’nin masasındaki mürekkep lekelerini merak edenlere, Goethe’yi, tarihi sevenlere, Hammer-Purgstall’ı, ‘Divan’ı tanımak isteyenlere imkanları olursa olursa sergiyi tavsiye ederim. Goethehaus saat 10.00’dan itibaren hergün açık… Sergi 11 Haziran' kadar sürecek...Giriş 7 Euro…