öğrencisi Tuba Ekinci'nin "Londra’daki Göçmen Deneyimi Üzerine Psikolojik İçgörüler" başlıklı konuşmasına ev sahipliği yaptı. Ekinci, Londra’da yaşayan göçmenlerin karşılaştığı psikolojik zorlukları ve bu zorlukların göç, travma ve ruh sağlığı arasındaki kesişim noktasındaki etkilerini ele aldı.

Ekinci, konuşmasına Londra'da hayat kurmaya çalışan göçmenlerin karşılaştığı önemli psikolojik zorlukları vurgulayarak başladı. Ruh sağlığı problemleri ve sınırlı destek sistemleri gibi genellikle göz ardı edilen sorunlara dikkat çekti. Karmaşık travma ve göçmenler üzerindeki etkilerine dair yaptığı araştırmalardan yararlanarak, bu savunmasız nüfus için daha özgün ruh sağlığı hizmetleri ve sosyal desteklerin gerekliliğini vurguladı.

Ekinci, konuşmasında zorla yapılan göç ve kültürel yerinden edilmenin derin psikolojik izler bırakabileceğini, bunun da bireylerin yeni ortamlarına entegrasyonlarını ve bu ortamda başarılı bir şekilde yaşamalarını zorlaştırdığını belirtti. Göçmen deneyimini anlamak, hem compassionate (şefkatli) hem de kapsayıcı bir toplum yaratmak için çok önemli olduğunun altını çizen Ekinci, hedeflenmiş destekler sunarak ve açık diyalog alanları oluşturarak, göçün karmaşık gerçekleriyle başa çıkmaya çalışan bireyler için daha iyi hizmet verilebileceği ile sözlerine devam etti.

Devam eden araştırmalarında travma geçirmiş göçmen kadınların ruh sağlığı sonuçlarını iyileştirmeye odaklanan Ekinci, ayrıca, sığınmacılar ve mültecilerle yaptığı birinci elden gözlemleri ve çalışmalarıyla, bu bireylerin karşılaştığı günlük zorlukları dinlediği deneyimlerini paylaştı.

Sunum, katılımcılara göçün psikolojik etkilerine dair derinlemesine bir bakış sunarak, Londra’daki göçmen topluluklarına yönelik daha iyi ruh sağlığı hizmetleri, sosyal programlar ve toplumsal entegrasyon girişimleri sağlanmasının önemini vurguladı.

Ekinci’nin çalışması, göçmenleri desteklemek için yalnızca kurumsal düzeyde değil, toplum genelinde de daha fazla farkındalık yaratma ve eyleme geçme gerekliliğini güçlü bir şekilde hatırlatmaktadır. Etkinlik, paydaşların göçmen topluluklarının ihtiyaçlarını empati, anlayış ve somut çözümlerle karşılamak için bir araya gelmesi gerektiğinin altını çizdi.

Yunus Emre Enstitüsü Londra, kültürel alışverişi ve anlayışı teşvik misyonunu sürdürürken, etkinlik, coğrafi sınırları aşan bir platform oluşturarak çeşitli topluluklar arasında bağlantılar kurdu ve diyalogları teşvik etti.

Daha fazla bilgi için, yaklaşan etkinlikler ve girişimlerle ilgili yeelondon.org.uk sayfasını ziyaret edebilirsiniz.