LONDRA - Londra'da 4 haftadır her cumartesi gerçekleştirilen Filistin'e destek yürüyüşlerini organize eden gruplar, İçişleri Bakanı Suella Braverman ve Londra Metropolitan Polisi'nin bu hafta sonu düzenlenecek beşinci yürüyüşün iptal edilmesi çağrısına rağmen tekrar yürüyeceklerini duyurdu.
İngiliz polisinin X hesabından yürüyüşün organizatörlerine seslenen üst düzey yetkililerinden Ade Adelekan, yürüyüşten ayrılacak bazı grupların şiddet olaylarına sebep olabileceğini söyledi.
Adelekan, kentte aynı gün Kral 3. Charles ile üst düzey kraliyet ve hükümet üyelerinin katılımıyla yapılacak 1. Dünya Savaşı'nın sona ermesinin yıl dönümü olan Ateşkes Günü törenlerine atıfta bulunarak, "Bu, yoğun ve önemli bir hafta sonu geçirecek başkent için endişe vericidir." ifadelerini kullandı.
Organizatörlere seslenen Adelekan, "Sizden, kararınızı acilen tekrar gözden geçirmenizi istiyorum. Bu hafta Londra'da bir protesto düzenlemek uygun olmaz." açıklamasını yaptı.
Adelekan'ın organizatörlerden talebine Bakan Braverman da X'ten yaptığı açıklamayla destek verdi.
Filistin'e destek yürüyüşlerini tekrar "Nefret yürüyüşü" olarak nitelendiren Braverman, "Metropolitan Polisi'nin açıklamasını memnuniyetle karşılıyorum. Nefret yürüyüşlerini yapanlar şunu anlamalı ki sade İngiliz vatandaşları bu haydutça korkutmalardan ve aşırıcılıktan bıktı." ifadelerini kullandı.
"POLİS DE YÜRÜYÜŞLERİN BARIŞÇIL OLDUĞUNU SÖYLEDİ"
Braverman'ın yürüyüş ve eylemcilere yönelik ifadelerine ve Adelekan'ın talebine, yürüyüşleri düzenleyen 6 sivil toplum kuruluşu ortak açıklamayla yanıt verdi.
Ortak açıklamada, 4 haftadır düzenlenen yürüyüşlerin 1 milyondan fazla insanı bir araya getirdiği ve ateşkes çağrısı yapan barışçıl bir eylem olduğu belirtildi.
Bu hafta sonu yapılacak yürüyüşün saat ve rota olarak Ateşkes Günü törenleriyle alakası olmadığı kaydedilen açıklamada, "Polisle yaptığımız görüşmede onlar da organize ettiğimiz yürüyüşlerin çok düşük seviyedeki gözaltı oranıyla aşırı barışçıl geçtiğini söyledi." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada polis tarafından yürüyüşü bir hafta erteleme talebi yapıldığı da belirtilerek 11 Kasım günü gruptan ayrılıp taşkınlık çıkaracak kişilere ilişkin bir kanıt sunulmadığı da vurgulandı.
Polise siyasi baskı yapıldığı kaydedilen açıklamada, "Yine de bu baskılara karşı çıkıp protesto hakkı gibi demokratik özgürlüklerimizi kullanmamızı sağlamaları gerekiyor." denildi.
Baskıyı yapanların ateşkes çağrısı yapmaktan kaçınanlarla aynı kişi ve gruplar olduğu da vurgulanan açıklamada, "İsrail'in 4 binden fazla çocuk olmak üzere Gazze'de Filistinlileri bombalaması ve öldürmesini kabul edilebilir bulup bu suçları barıışçıl protesto etmenin kabul edilmez olduğu fikri de tuhaftır." değerlendirmesi yapıldı.
Açıklamada, her türlü talebe rağmen yürüyüşün bu hafta sonu Hyde Park ile ABD'nin Londra Büyükelçiliği arasında yapılacağının altı çizildi.
BAŞBAKAN YÜRÜYÜŞLER İÇİN, "PROVOKATİF VE SAYGISIZCA" DEMİŞTİ
İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ve Braverman, 3 Kasım'da yaptığı açıklamada Ateşkes Günü anma etkinlikleriyla aynı gün Filistin'le dayanışma yürüyüşü düzenlemeyi eleştirmişti.
Sunak yürüyüşler için, "Provokatif ve saygısızca" ifadelerini kullanırken Braverman, "Nefret yürüyüşü" açıklaması yapmıştı.
Organizatör STK'lar o gün yaptıkları açıklamada yürüyüş güzergahının anma törenlerinin yapılacağı Whitehall Caddesi'ne kilometrelerce uzakta ve törenden 2 saat önce gerçekleşeceğini belirtmişti.
Londra'da 14 Ekim'den bu yana her cumartesi gerçekleşen Filistin'e destek yürüyüşlerine yüz bini aşkın kişi katılıyor. İlk iki hafta Başbakanlık Ofisi 10 Numara'nın bulunduğu Downing Sokağı girişinde, üçüncü hafta İngiltere Parlamentosu önünde buluşan göstericiler, dördüncü buluşmasını ise Trafalgar Meydanı'nda yapmıştı.
Braverman'ın Filistin'e destek göstermenin yanında ateşkes ve adalet çağrısı yapılan eylemlere yönelik açıklamaları ise ilk günden bu yana tepki çekiyor.
Filistin bayrağı taşımanın teröre destek sayılabileceği, "Nehirden denize Filistin özgür olacak" sloganının ise İsrail'i haritadan silmek anlamına geldiği gibi açıklamalar yapan Braverman, polise bu slogan ve sembolleri "duruma göre" terör eylemi kabul edip müdahalede bulunma çağrısı yapmıştı.