İSTANBUL (AA) - Galeri Kalem Güzeli'nin koleksiyonunda yer alan tarihi ve güncel hat çalışmalarının bir araya getirildiği "Emanet" sergisi, Zeytinburnu Kültür Sanat'ta açıldı.
Küratörlüğünü Mehmet Lütfi Şen'in üstlendiği sergide, 5 asır öncesinden bugüne birçok sanatçının eserleri yer alıyor.
Serginin açılışında konuşan Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, koleksiyoner İbrahim Hakkı Yiğit'in Zeytinburnu için önemli bir isim olduğunu söyledi.
Arısoy, "Mimar İbrahim Hakkı Yiğit ve mimar Ahmet Yılmaz, kültür merkezimizin, Zeytinburnu Millet Camisi'nin ve inşaatı devam eden çok amaçlı salonunun mimarlarıdır. Zeytinburnu Kültür Sanat'ın mimarlarından İbrahim Hakkı Bey, koleksiyonundaki eserleri bizimle paylaşarak, tasarımını yaptığı bu merkezimizde gerçekleştirdiğimiz serginin de mimarlarından oldu. Hem kendisine hem küratör Mehmet Lüfti Şen'e emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum." dedi.
- "Osmanlı kaligrafisinin dünyada çok saygın bir yeri var"
AA muhabirine açıklamalarda bulunan Şen, daha önce yine Yiğit'in koleksiyonundan seçilen eserlerden oluşan bir resim sergisi açtıklarına işaret ederek, "O sergiyi yaptığımız sırada, 'Koleksiyonda yer alan hatları ihtiva eden bir sergi yapalım.' diye sözleşmiştik. Projemizi yaklaşık 1,5 ay önce gerçekleştirmeye karar verdik. Bu önemli koleksiyondan oluşan sergiyi tamamlayıp sanatseverlerin beğenisine sunmayı başardığımız için mutluyuz." diye konuştu.
Koleksiyonun Şeyh Hamdullah'ın eseriyle başladığını aktaran Şen, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bir medeniyetin içinde olmak, o medeniyetin kültürel ufkuyla buluşmakla mümkündür. Bir coğrafyada yaşamak tek başına bize aidiyet duygusu kazandırmaz. Bir şehirde doğup büyümek de bizi medeni kılmaya yetmez. Kültürel varoluş, medeniyeti yaşama çabamızdan doğar. Medeniyetimizin yapı taşlarından biri hiç şüphesiz yazıyı sanat kılan hattır. Hat sanatında, 'Kur'an İstanbul'da yazıldı.' dedirten bir gelenek karşımıza çıkar. Bu, ana ilkeleri 2. Bayezid Han'ın teşvikiyle üstat Şeyh Hamdullah tarafından belirlenen ve günümüze kadar büyük sanatçılarımızın yeni imkanlar ekleyerek oluşturduğu büyük bir gelenektir."
Şen, Şeyh Hamdullah'ın Türk hat geleneği içinde çok önemli yere sahip olduğuna dikkati çekerek, "Şeyh Hamdullah, 'Türk hattı' dediğimiz yapının anatomisini çıkararak, hattı bambaşka bir şekilde yazma fikrini oluşturmuştur. O, mükemmel bir altyapı meydana getirmiş ve bu gelenek, onun başlattığı bu çabayla günümüze kadar ulaşmıştır. Osmanlı kaligrafisinin dünyada çok saygın bir yeri var ve bu yeri fazlasıyla hak ediyor." dedi.
Ünlü ressam Picasso'nun, hat eserlerini gördükten sonra çok etkilendiğini anlatan Şen, "Modern resmin temelinde kavram vardır. Hat, yazıdır ve kavramdan oluşmaktadır. Hat, kavramın sonsuz tasarımından meydana gelir. Bundan dolayı Picasso'nun, 'Bilseydim hattat olurdum.' dediği rivayet edilir. Bu da hattın nasıl algılandığını gösteren çok önemli bir ifadedir." şeklinde konuştu.
Şen, Türk hattının gelenek içinde çok önemli bir yeri olduğunun altını çizerek, şu ifadeleri kullandı:
"Günümüzde de çok önemli eserler üretiliyor ama ben bunların yeterli olmadığını düşünüyorum. Hatta daha modern ve çağdaş imkanlar katmamız gerekiyor. Bunu yapan sanatçılarımızın olduğunu görmek sevindirici ama güncel sanatın imkanlarını kullanarak hattın günümüz için yeniden üretilmesi lazım. Yapmamız gereken bu iyi örnekleri çoğaltmak ve geliştirmektir."
Serginin "Emanet" isminden de bahseden Şen, "Koleksiyon sahiplerinin birer emanetçi olduklarını düşünüyorum. Onların büyük ve kutsal bir emanetleri var. Bu sergide yer alan Şeyh Hamdullah'ın eseri, kim bilir kaç koleksiyondan emanetle bizlere ulaşmıştır. Koleksiyoner, kültürün değerlerini millet adına koruyan kişidir. Emanet, tam da bu yapılan işi anlatmaktadır. Emanet, bizde kutsal bir ifadedir. 'Emanete hıyanet edilmez.' sözü bunu dile getiren bir anlama sahiptir." dedi.
- "Sanatın olmazsa olmazı çağdaş olmasıdır"
Şen, serginin temel vurgusunun, hattın çağdaş imkanlarla yeniden üretilmesini sağlamak olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Eğer bu çaba gerçekleşmiyorsa sanat yoktur. Sanat çağdaştır ve başka bir şansı yoktur. Biz şu anın çocuklarıyız. Sanatçı yoktan var etmez, o yaşadığı zaman ve mekandan kalkarak eserlerini ortaya koyar. Dolayısıyla bir eser geleneksel ve sanatsa zaten yenilenmiş, çağdaş olmuş demektir. Sanatın olmazsa olmazı çağdaş olmasıdır. Çünkü başka türlü sanat söz konusu olamaz. Sanat ancak var olduğu zamanın etkileşimleriyle üretimlerini yapabilir. Bir sanatçı ancak daha önce hiçbir sanatçının ortaya koymadığı bir eser ürettiği zaman gerçek bir sanatçı olur. Sanatçı gerçekten yeni bir eser ortaya koyarak geleneğe eklemlenebilir ve onun bir parçası olabilir."
Sergide, Şeyh Hamdullah, Hasan Çelebi, Abdurrahman Hilmi, İsmail Zühdi, Mehmed Recai Efendi, Mehmed Şefik Bey, Ömer Faik Efendi, Mehmed Raşid Efendi, Mehmed Hulisi Yazgan, Mehmed Hamdi Yazır, Mecid Ayral, Mustafa Halim Özyazıcı, Kemal Batanay, Rikkat Kunt, Dündar Tahsin Aykutalp, Abbas Bağdadi, Turan Sevgili, Fuat Başar, Savaş Çevik, Ali Toy, Mamure Öz, Hüseyin Hündüz, Davut Bektaş, Abdülhadi Erol Dönmez, Mustafa Anlaş, Tahsin Kurt, Ali Rıza Özcan, Eyüp Kuşçuoğlu, Veysel Kucuras, Arda Çakmak, Cevad Huran, Sabah Erbili, Zakir Gökgöz, Abdülhamit Yılmaz, Sümeyra Koçak, Nurullah Özdem ve Seyit Ahmed Depeler'in eserleri yer alıyor.
Sergi, 28 Mart'a kadar ziyaret edilebilecek.