Fragmanından film eleştirisi FETİH 1453

Fragmanında ‘İstanbul elbette fetholunacaktır...’ hadisine rastlayınca “Tamam” dedim, bu sefer Milli Görüş kökenlilerden ülkücü camiaya, yeni Osmanlıcılardan geniş AK Parti tabanına kadar sinemaya gitmeyenler de sinemaya gidecek.

· Yapanlar bunu önemsediler mi bilmiyorum ama zamanın ruhuna acayip uygun düşüyor bu film. Başbakan Tayyip Erdoğan kesin gider bu filme... Hatta Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bile...
· Hollywood’un tarihi filmlerinde binlerce okun aynı anda fırlatılmasıyla oluşan etkileyici sahneler var ya... ışte o sahnelerin aynısını yapmışlar.
· Bu zamana kadar Battal Gazi ya da Malkoçoğlu filmleriyle idare etmiş bir ulusun çocukları olarak en az 200 eşik birden atlıyoruz: Görsellik mükemmel.
· ılk defa müsamere tadında olmayan ‘gemilerin karadan yürütülmesi’ sahnesi gördüm. Paraya kıyınca oluyormuş yani...
· Ulubatlı Hasan sahneleri de çok etkileyici: O kısım biraz ‘300 Spartalı’ filmindeki teknikle mi çekilmiş ne?
· Fakat yine de endişelerim var: Günlük konuşmaları bile destansı nutuk atar gibi olan karton tiplerle dolu mu acaba film? Çünkü, “Ben benden öncekilere benzemem, ben Sultan Mehmet Han’ım” diye bir haykırış bana fazla teatral geldi.
· Tarihi filmleri sadece dönemin egemen karakteri üzerine kurgulamak her zaman risklidir. Filmi dönemin küçük insanlarından birinin üzerine kurmak hep işe yarar. Fragmandan pek anlayamadım ama korkarım sadece padişaha ayarlı bir film seyredeceğiz.
· Neyse... Neyse... Fragmanı bile bunları yazdırıyorsa sonuçta bir üstün yapım geliyor ve bu bir ilk... şimdilik bu saptamayla bitireyim.

-  Sırrı Süreyya ağzında şeker varmış gibi konuşur, Mehmet Metiner ağzında biber varmış gibi...
-  Sırrı Süreyya sanatın ve sanatçının açık dostudur, Mehmet Metiner sanatın ve sanatçının gizli dostudur.
-  Sırrı Süreyya’nın başında “Yeter Sırrı” diyecek bir lideri yoktur ama Mehmet Metiner’in başında “Yeter Mehmet” diyecek bir lideri vardır.
-  Sırrı Süreyya tatlı serttir. Mehmet Metiner acı sert.
-  Sırrı Süreyya Nurculuk literatürüne hakimdir. Mehmet Metiner ise ıslamcılık literatürüne...
-  Sırrı Süreyya menkıbelere yatkındır, Mehmet Metiner ise ideolojik bildirilere.
-  Sırrı Süreyya’nın hem sohbeti tatlı, hem belagati kuvvetlidir. Mehmet Metiner’in ise belagati kuvvetlidir ama sohbeti o kadar tatlı değildir.

MEHTAP MERAL’IN TANGO ŞARKILARI

şecaattin Tanyerli hastasıyımdır. ‘Sevdim Bir Genç Kadını’, ‘Papatya Gibisin Beyaz ve ınce’... Hepsini severim, hepsini dinlerim. Çok eski zamanlarda kalmış aşkların şarkılarını dinler gibi dinlerim. ‘Türkçe tango’ denilince de aklıma bu klasikler gelir. Mehtap Meral’in ‘Aşk’ isimli albümü çıkınca, Türkçe tangoda bir klasik meraklısı olarak önce burun kıvırdım. Çünkü Mehtap Meral, eski tangları yeniden seslendirmek yerine yepyeni şarkılar söylemeyi tercih etmiş. Üstelik çoğunun sözü ve müziği kendisine ait... şarkıları dinleyince burun kıvırdığım için pişman oldum. Çünkü şarkıları hem eski tango şarkılarla akrabalık kurabiliyor, hem de kendine özgü olmayı başarıyor. Yani zoru başarıyor. Siz de benim gibi Türkçe tango meraklısıysanız Ada Müzik’ten çıkan Mehtap Meral albümüne bir kulak verin derim.

E-TİCARET DÂHİSİ BİR TÜRK: TOLGA TATARİ

Bilgisayar delisi çocukların bilgisayar fırsatından yararlanıp nasıl zengin olduklarına dair sayısız öykü dinledik. ışte o öykülerin bir Türk versiyonu da var. Tolga Tatari 30’lu yaşların başında bir genç. 25 yaşındayken birkaç arkadaşıyla birlikte internette özel bir alışveriş kulübü kuruyor. Markofoni adı verilen bu sitede büyük markaların tekstil ürünlerini satışa çıkarıyorlar. İş kısa sürede acayip büyüyor. Küçük bir daireden dev depolara uzanan bir büyük ticari atılım çıkıyor ortaya. Bu gelişme uluslararası alanda da dikkat çekiyor. Dünya şirketleri Markofoni’ye ortak oluyorlar. Ticaretin çapı o kadar büyüyor ki Türkiye’deki büyük markalar da benzer girişimlerde bulunuyorlar ama hiçbiri Tolga ve arkadaşlarının elde ettiği başarıyı sağlayamıyor. E-ticaret dâhisi Tolga ile yaptığım uzun sohbetin ardından başarı benim başarımmış gibi gururlandım. 

TRT TÜRK’TEN MUHTEŞEM BİR ESER

TRT’den siyah kadife bir kutu içinde gelmişti sekiz CD’lik eser... Adı ‘TRT Türk Müzik Serisi’... Bir türlü elim varıp dinleyememiştim. Sonunda dinledim. Dinledikten sonra da neden bu kadar geç kaldım diye hayıflandım. Anadolu müziği, Batı sazlarının yanına bağlamanın da eklenmesiyle icra edilmiş. Çok tuttum. Seçilen eserlerin her biri muhteşem. Hepsi bir araya gelince de ortaya ‘Anadolu müziği’nin bütün renkleriyle bir tür resmigeçidi çıkmış. Sanatçılara gelince... Çoğunun adını sanını ilk kez duyduğum bu sanatçıların her birine şapka çıkarıyorum. Beni mest ettiler. Önerim şu: Siyah kadife kutu içindeki bu sekiz CD’yi mutlaka edinin. Heyecanımı mazur göreceksiniz.