Fotoğraf iyi görünmüyor
Lefkoşa’da aylardır çöpler doğru dürüst toplanmıyor...
Başkent yaşanmaz hale gelmiş, kimse umursamıyor...
Belediyelerle, Çevre Bakanlığı arasında uyumlu bir çalışma yok...
Dağlar, ovalar, dereler, her taraf betonlaşmış, yeşil bitki örtüsü büyük ölçüde yok olmuş...
Hayvancının yüzü gülmüyor...
Yem fiyatlarının artması karşısında hemen herkes iflastan söz ediyor...
Çarşı durgun, esnaf kan ağlıyor...
Bankadaki birikimlerini tüketen ve çocuğuna iş bulamayan anaların, babaların içi sızlıyor...
İşsiz gençler ağır psikolojik sorunlarla boğuşuyor...
Selam verdiğiniz herkes mutsuz...
İşçi, köylü, zanaatkar, sanayici işlerin kötü gitmesi nedeniyle geleceğine umutla bakamıyor...
Lefkoşa Belediyesi’nde çalışan ve iki aydan beri maaş alamayan binden fazla insan aç yaşıyor...
Maaş alamayan insanlar çocuklarına okul harçlığı da veremiyor...
Çok sayıda belediyenin çalışanının gelecek güvencesi olan Sosyal Sigorta ve İhtiyat Sandığı primleri yatırılmadığı için, bu insanlar doktora dahi görünemiyor...
Kanser ve kalp hastalıklarında meydana gelen artış nedeniyle genç yaştaki insanlar hayata veda ediyor, geride kalanların yüreklerinde ateş yanıyor...
Böylesi durumlarda, hükümetlerin ve parlamentonun çok verimli çalışması gerekmez mi?..
Elbette gerekir...
Ne var ki; parti genel başkanlığı yetkileri dondurulan Başbakan mahkeme kapısında...
İktidar partisine mensup 8 milletvekili de Başbakan’ın karşısında...
Onlar da ‘koltuk kavgası’ veriyorlar...
Ayrıca partili delegelere ‘yapacakları işlerle’ ilgili olarak sınırsız vaadlerde bulunarak, destek istiyorlar...
Peki ne diyorlar?..
-Ekonomiyi düzlüğe çıkaracağız...
-İşsiz gençlere iş bulacağız...
-Turizmi patlatacağız...
-13’üncü maaşları kaldırmayacağız...
-KKTC’yi dünyanın en ucuz ülkesi yapacağız...
-Yatırımları teşvik edip, istihdamı artıracağız...
-Sağlık turizmini başlatarak, ülkeye para akıtacağız...
-Üniversiteleri desteklemeye devam edip, öğrenci sayını 60 bine çıkaracağız...
Hayal gücünü kullanmanın sonu yok...
Önemli olan bol keseden atmak değil, gerçekten ülkeye hizmet etmektir...
Niyet varsa, bu ülkeyi sorunlardan arındırmak hiç de zor değildir...
Niyet yoksa, söylenenlerin hiçbir kıymeti yoktur...
Gelinen noktada, umutsuz ve mutsuz bir toplum vardır...
İnsanlara daha büyük sıkıntılar yaşatmadan...
Onları daha da mutsuz hale getirmeden, ülkenin önünü açacak adımlar atılmalıdır...
Başbakan İrsen Küçük’ün ‘ara emrinin iptali’ ile ilgili başvurusunun mümkünse ilk duruşmada sonuçlanması ve ondan sonra da erken genel seçimlerin önünü açacak bir yola girilmesi doğru olandır...
Su alan tekne ile balık avına dahi çıkılamaz...
(Kıbrıs gazetesinden alınmıştır)