Londra’nın Wood Green bölgesindeki Grand Palace’da, Kıbrıslı Türklerle biraraya gelen KKTC Cumhurbaşkanı, adadaki son siyasi durumu değerlendirerek, Kıbrıs sorununu çözmenin 2004’den daha zor olduğunu belirtti. Akıncı, “Rum tarafında zihniyet değişikliği olması lazım” dedi.
Akıncı, Kıbrıslı Türklerin genelinin “Rum uniter devleti içinde azınlık ve Türkiye’nin 82’inci vilayeti olmak “istemediğine vurgu yaptı. Çizdiği siyasi tablonun “karamsar” olduğuna ilişkin gazetemizin sorusunda Cumhurbaşkanı, “ Gerçekler böyle ama. KKTC’de bizi ileriye taşımaya hiçbir engel yoktur. Herşeyi Kıbrıs sorununun çözümü kolaylığına bağlamaktan vazgeçelim. Var gücümüzle çalışacağız. Çözümden barıştan herkes kazanır, bunu elde etmek için temel hak ve özgürlüklerimizden vazgeçmeye niyetimiz yoktur ” mesajını verdi
Akıncı, “Rumlarda, KKTC’Nin tanınması fobisi var.. Amac Türkiye ile KKTC’nin bağlarını kopartmak”
MİHRİŞAH SAFA
İki gündür Londra’da temaslarda bulunan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Türk sivil toplum örgütleri temsilcileri ve soydaşlarına seslendiği toplantıda, adadaki son siyasi durumu değerlendirerek, “ Bugun Kıbrıs sorununu çözmek 2004 yılından daha zor. Rum tarafında zihniyet değişikliği olması lazım” dedi.
Ada genelinde Kıbrıslı Türklerin iki şeyi istemediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bunlar, Rum üniter devleti içinde azınlık olmak ve Türkiye’nin 82’inci vilayeti olmak. Ya eş değer olarak aynı çatı altında, veya iki ayrı çatı altında yaşayacağız. “ diye konuştu. Akıncı, Rumlarda, KKTC’nin uluslararası platformlarda tanınması “fobisinin” bulunduğunu da kaydederek, “ Amaç bizim Türkiye ile bağlarımızı koparmak” şeklinde konuştu.
Kuzey Londra’da Grand Palace salonundaki toplantıya eşi Meral Akıncı, KKTC Londra Temsilcisi Büyükelçi Zehra Başaran, AB ve Siyasi İşleri Dnaışmanı Erhan Elçin ve özel Kalemi Cenk Gürçağ ile gelen Cumhurbaşkanı, yüzlerce kişinin alkışları ve sevgi gösterisi ile karşılandı. Bir saat süren konuşmasında Akıncı, cumhurbaşkanlığına gelir gelmez 2 ay içinde görüşmeler sürecini başlattığını hatırlatarak, özellikle ilk yıl önemli mesafeler aldıklarını vurguladı.
Türkler ve Rumlar arasındaki ilk görüşmenin Denktaş ve Klerides arasında 1968 yılında Beyrut’ta başladığına ve seneye 50’inci senesini tamamlayacağına dikkati çeken Akıncı, “Cumhurbaşkanı seçildiktan sonra ilk yıl liderler seviyesinde 70’ten fazla, heyetler düzeyinde ise 150’den fazla toplantı yapıldı. Tarihte ilk defa 5’li konferans toplandı. Toprak, güvenlik, garanti konularının ele alınacağı sürece bizim zorlamalarımızla girildi. Kıbrıs Rum tarafının temel amacı, Türkiye’nin KKTC ile bağlarını koparmak. Ancak bunun mümkün olmadığını anlattık. Kıbrıs sorununu çözmek, Annan Planının oylandığı 2004 yılından çok daha zor. AnnaPlanını biz yüzde 65 “evet”le kabul ederken, Rumlar yüzde 75 hayır dedi.Bugün, bizde yüzde 65 oyun olup olmadığı ciddi bir tartışma.. Rumlar müzakerelerde Türkiye’nin herşeyiyle adadan elini eteğini çekebileceğini hayat etti. Bu gerçekçi değildi. Ancak Türkiye’nin Kıbrısla ilişkilerini makul düzeyde tutmak mümkündü. Biz de bunu önerdik. KIbrıs Türk tarafı da Türkiye’de makul ve gerçekçi davrandı. Ancak onların sunduğu “ sıfır asker, sıfır garanti söylemi” , maksimalist söylem, bir uzlaşma fırsatını bize vermedi. Zaten bizi ne Birleşmiş Milletler , ne de Avrupa Birliği, ne de İngiltere müzakerelerin sonuçsuz kalmasından dolayı suçlamadı. Kimin çözümü engellediği açıkca görüldü ancak çıkan raporlarda iki tarafın da eşit rolü olarak gösterildi. Gerçekler dile getirilemedi. KKTC’ye haksızlık yapıldı.” Diye konuştu
“Umutu öldürmemek için birşeyler yapılması lazım”
Bir gün önce Britanya Parlamentosunda da parlamenterlerle biraraya geldiğini ve bu konuda kendisine sorular yöneltildiğini kaydeden Akıncı şöyle devam etti;
“Bana umut verici birşey söyleyebilir misiniz diye sordular. Ben de dedim ki, “ umut çok güzel bir söz. Umut en son ölür. Ancak öldürmemek için de insanoğlunun birşeyler yapması lazım. Herkesin üzerine düşeni yapması gerekir..
Rum tarafını çok ciddi bir zihniyet dönüşümüne ihtiyacı var. Bizimle yetkiyi paylaşmakta zorlanıyorlar. Bu geçen yıllar içinde statüko kemikleşti. Bunlar gerçekler. Statükonun bir tarafında yetkiyi 1963 yılından beri ,devleti, resmi tanınmış devleti gaspeden bir Rum Cumhuriyeti var. Kıbrıs Cumhuriyetinin tek sahibi oldular. Orayı bizimle paylaşmakta ve federal yapıya dönüştürmekte çok ciddi sıkıntılar var. Bunu yapamadılar.
1974’deki toprakları vermeye niyetli değiliz
Bizim tarafta da statüko var. 1974’den sonra elde edilen toprakları vermeye niyetli değiliz. Ben siyasi risk alarak adım attım. Toprakta yüzde 29.2’yi kabul ettim. Türkiye’nin herşeyiyle Kıbrıstan elini ayağını çekeceğini hayal ettiler. Ancak bu mümkün değildi.
Bugün adada yüzde 65’lik Annan Planına verilen “evet” oyunun olup olmadığı ciddi bir tartışma. Bunu da samimiyetle söylememiz gerekir. Çok uğraşmamız lazım. “
Cumhurbaşkanı Akıncı 50 yıldır süren müzakerelerin bundan sonrasının sonuç odaklı, zaman tahditli paket şeklinde olması gerektiğine vurgu yaprak, “Bir 50 yıl daha sürecek verimsiz görüşmeler istemiyoruz” dedi.
1974’deki toprakları vermeye niyetli değiliz
Bizim tarafta da statüko var. 1974’den sonra elde edilen toprakları vermeye niyetli değiliz. Ben siyasi risk alarak adım attım. Toprakta yüzde 29.2’yi kabul ettim. Türkiye’nin herşeyiyle Kıbrıstan elini ayağını çekeceğini hayal ettiler. Ancak bu mümkün değildi.
Bugün adada yüzde 65’lik Annan Planına verilen “evet” oyunun olup olmadığı ciddi bir tartışma. Bunu da samimiyetle söylememiz gerekir. Çok uğraşmamız lazım. “
Cumhurbaşkanı Akıncı 50 yıldır süren müzakerelerin bundan sonrasının sonuç odaklı, zaman tahditli paket şeklinde olması gerektiğine vurgu yaprak, “Bir 50 yıl daha sürecek verimsiz görüşmeler istemiyoruz” dedi.
“Karamsar bir tablo dediniz. Gerçekler böyle ama. Kuzey Kıbrıs’ta sizin de belirttiğiniz gibi potansiyel var. Turizmden, eğitime.. 16 üniversitede 100 bini aşkın öğrenci okuyor. 16 üniversite de yolda.. Sayıları azaltıp, eğitim kalitesini düşürmüyoruz. Eğitimimizi kaliteli yapıyoruz.”
“KKTC’de bizi ileriye taşımaya engel birşey yok”
Bir başka soruda ise uluslararası çözüm arayışının devam edeceğini, çözüm için değişik alternatifler bulunduğunu,ancak hepsinin farklı durumu olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı, “ KKTC’de bizi ileriye taşımaya engel birşey yok. KKTC’de çok sesli bir politik yapıyı ssavunmamız lazım. “ dedi.
Bir başka soruda ise, AKıncı’nın adada çözüm olmadığı takdirde istifa edip edemeyeceği soruldu. “Böyle bir beyanım olmadı, varsa getirin hemen istifa edeyim..Ben yola Kıbrıs sorununu çözeceğim diye çıkmadım. Ancak elimden geleni yapacağımı söyledim. İstifa ederim diye bir sözüm olmadı. Halktan aldığım süre 5 yıldır.Tarafsız ve bağımsız olacağımı söyledim, bunu yapmaya çalıştım. Seçimleri değil, gelecek nesilleri düşünerek çalıştım” diye konuştu.
Konuşması sonrası soydaşlarıyla tek tek tokalaşan, onlarla sohbet eden Cumhurbaşkanı ve eşine, katılanlar büyük sevgi gösterisinde bulundu.