Çin hükümeti Londra’da protesto edildi
Çin'deki Uygurlara yapılan baskılar İngiltere'nin başkenti Londra'daki Çin Büyükelçiliği önünde protesto edildi.
Londra Ülkü Ocakları, UETD İngiltere, Batı Trakya Türkleri Derneği, Irak Türkmenleri, Kırım Tatarları, Uygur Türkler ve Ihlara Birlik’in oluşturduğu Türk Dünyası Dayanışma Platformu'nun düzenlediği gösteriye katılanlar, İstiklal Marşını okuyarak, Çin büyükelçiliğine yönelik olarak, "Hepimiz Türk'üz, hepimiz Uygur'uz", "İşgal son bulsun, Doğu Türkistan'a özgürlük", "Çin insanlık suçu işliyor." "Kardeşine sahip çık" yazılı pankartlar açtı. Ayrıca, göstericiler, "Uygurlara özgürlük", "Doğu Türkistan'da yapılan katliama dur de" sloganları atarak tekbir getirdi.
FOTOĞRAFLAR: MUSTAFA KÖKER
FOTOĞRAFLAR: MUSTAFA KÖKER
ATİLLA ABACIOĞLU: ÇİN AKITTIĞI KANIN HESABINI VERMELİ
Türk Dünyası Dayanışma Platformu adına Atilla Abacıoğlu da yaptığı yazılı açıklamada, “Yakın tarihte 5 Temmuz 2009 tarihinde tüm dünyanın ve Türkiye'nin de haftalarca görsel ve yazılı medyadan takip ettiği olaylarda binlerce Uygur Türkü şehit edilmiş, on binlercesi de hapse atılmış, bir o kadarı da kayıp olmuştur. "Doğu Türkistan'da 5 Temmuz 2009 yılında meydana gelen Urumçi katliamında Türkiye'den siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları basın açıklaması ve protesto gösterileri ile olayı kınamış olsalar da bunun devamı gelmemiş ve bugün Doğu Türkistan'da Çin istediğini yapmaktadır. İnsan hakları sadece bir zümrenin veya bir milletin değil tüm insanlığın hakkıdır. Çin, zorla işgali altında tuttuğu Doğu Türkistan'da akıttığı kanların hesabını mutlaka vermelidir. Bu vesileyle Türk Dünyası Dayanışma Platformu olarak bu Soykırımı bir kez daha lânetliyoruz” dedi.
Gösteriye katılan gruplar da iddia edilen işkence ve şiddete karşı duracaklarını belirterek, Birleşmiş Milletler'e çağrıda bulundu.
RAHİME MAHMUT: BASKILAR HAD SAFHADA
Uygurlar İngiltere Topluluğu adına konuşan Rahime Mahmut, 1949 yılından beri Çin'in uyguladığı baskı ve yıldırma politikaları yüzünden bölgedeki Müslümanların kültürel ve sosyal bir erozyona uğradığını söyledi.
Mahmut, “Her yıl yüzbinlerce Çinli göçmen yerleştirilmektedir. Din ve vicdan özgürlüğü üzerindeki baskılar had safhadadır. Camiler yıkılmış, din adamları hapse atılmış, ya da Çin Komünist Partisi'nin yerleştirdiği din adamları Uygur Türklerinin dini yanlış öğrenmeleri için eğitilerek Uygur Türklerini Çin hükümetinin her türlü baskısını kabul etmelerini açıklayan vaazlar vermektedirler. Çin Halk Cumhuriyet’i Türkistan’ın demografik yapısını değiştirmek için sözde kalkındırma projeleri sayesinde eski şehirleri yıkıp yerli halkı kasıtlı bir şekilde göçe zorlayarak terörist devlet İsrail’in Filistin topraklarında uygulamaya çalıştığı strateji gibi bölge insanlarını azınlık durumuna düşürüp işgalci olarak yok etme politikası izlemektedir. Bütün Dünya Devletleri Birleşmiş Milletler ve İnsan hakları savunucuları sadece bu olaylars seyirci kalmışlardır. Dünya'nın görmezden geldiği bu soykırımı inadına Dünya’nın gündemine getirmeli ve Türkistan’ın sahipsiz olmadığını herkese anlatmalıyız.” diye konuştu.