Birkaç gündür Türkiye’deydim… Pek çok şey gördüm, toplantılara katıldım, kadim dostları ziyaret ettim… Hepsini yazacağım… İstanbul’da önceki akşam da tiyatroya gittim… Devlet Tiyatroları Üsküdar Tekel Sahnesi’ne… Fransız felsefeci, düşünür Alain Badiou’nun yazdığı, Ayberk Erkay’ın Türkçeye çevirdiği ‘Filozof Ahmed’ isimli oyuna… 120 dakikalık tek perdelik oyunu izledim… Filozof Ahmed, Paris’in taşrasında annesiyle yaşayan Cezayirli bir göçmen…
Modern dünyanın tartışılan hiç, maksat, siyaset, özne, köken, çelişki gibi önemli toplumsal ve felsefi kavramları tartışmaya açıyor oyun… Bu evrensel değerler ile gündelik hayatta yaşananlar arasındaki çelişki ve paralellikleri gösteriyor… Felsefenin ne kadar yaşamın içinde olduğunu anlatıyor oyun… Başka bir milletten insanları her şeyin suçlusu gören Fransız kasap var oyunda mesela… Oyunda sorgulanmadan kabul edilen pek çok şeye eleştiri vardı…
Tiyatro eleştirmeni değilim, bu yüzden değerlendirmem sübjektif olur… Bence İtalya’da Rönesans döneminde saray tiyatrosuna karşı halkın tiyatrosu olarak ortaya çıkan italyanca ‘commedia dell'arte’ adı verilen oyunlara benziyor… Ama son derece dikkatli izlenmesi gereken bir oyun… Her cümleye kulak kabartıp dinlemek gerekiyor… Enerjisi yüksek, anlamak için bolca dikkat gerektiriyor… Zaten oyun ‘Felsefe nedir’ diye başlıyor…
Tekel Sahnesi, İstanbul’da Anadolu Yakası’nın en sevilen tiyatro mekanlarından biri… Üsküdar iskelelerine sadece beş dakikalık yürüme mesafesinde… Paşalimanı Caddesi üzerinde… Binayı Sultan III. Selim 18. Yüzyıl sonlarında yaptırılmış hububat ambarı olarak… Daha sonra Tekel tarafından tütün deposu olarak kullanılmış… 2002’de Tekel Müzesi olmuş… Nihayet 2009’dan itibaren Devlet Tiyatroları Üsküdar Tekel Sahneleri olarak hizmet veriyor… Sahne yüksek değil… Bu da oyuncularla seyirci arasında müthiş bir etkileşim sağlıyor… Akşam 18:00 matinesi doluydu… Görebildiğim kadarıyla gençler ağırlıktaydı…
Tekel Sahnesi’ne kapıdan girince karşınıza hemen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sanatçılarla ilgi sözleri karşılıyor… Atatürk, Ankara Halkevi’inde, sanatçılarla sohbeti sırasında şöyle diyor… ‘Sanatçı, toplumda uzun çalışma ve çabalardan sonra alnında ışığı ilk hisseden insandır’…
Tiyatrodan çıktıktan sonra sahilde yürüdüm... Hemen tiyatronun karşısında balık tutanlarla sohbet ettim. Bir ara sordum 'Karşıda Tekel Sahnesi'ndeki Filozof Ahmed oyununu izlediniz mi... Biri şöyle dedi... 'Hayat mücadelesi hepimizi filozof yaptı... Hepimiz zaten birer filozofuz. Oyunu izlemeye gerek yok' . Belki bu da bir felsefe... İşte serin bir Aralık akşamını tiyatroda geçirdim…