Film yeni başlıyor, Türkiye şantiyeye dönüyor...
Geçen sene mayısta kentsel dönüşüm ilan edildikten sonra yasa da yazan riskli alanlar 2013 Ocak ayı ile beraber hızlandı. Arka arkaya bu aralar riskli alanlar ilan edilmeye başladı. Bu riskli alanlara her gün yenileri ekleniyor. 320 bin binanın tapusuna bu nedenle şerh düşüldü.
Riskli alanlar, Belediye, Valilik ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yaptığı çalışmalar neticesinde belirleniyor. Üzerindeki yapılar ekonomik ömrünü tamamlamış depreme dayanıklı olmayan bölgeler riskli alan olarak belirlenirken, zemin ve coğrafi yapısı can ve mal kaybı yaşatacak alanlarda riskli alanlar olarak belirleniyor.
Bu arada riskli alanlar yerinde dönüşmeye uygun ise Belediye, TOKİ yada inşaat firmaları tarafından hazırlanan yeni konut projeleri de önünüze gelecektir. Hangi şehirde, hangi mahallede ne kadar önemli bir bölgede oturduğunuza göre değişebilir teklifler ile karşılaşacaksınız. Aynı metrekarede bir ev alıyor yada daha küçük bir metrekareye razı olabilirsiniz. Ya da üstünü borçlanarak ödeyeceğiniz yeni bir eviniz olucak. Kimbilir beklide SPK değerleme uzmanlarının vereceği rapor sonucu şimdiki evinizin fiyatına size TOKİ'nin yaptığı başka bir projeden ev önerilecek. Bu alternatifler uzar gider.
Ancak taşıdığı şartlardan ötürü yerinde dönüşümü mümkün olmayan riskli alanlar da var. İşte yerinde dönüşümü yapılmayacak bu alanlar belirlenecek rezerv alanlarına taşınacak. Rezerv alanlarına bunun için insanların yaşayacağı yeni toplu konut yapılacak yeni şehirler kurulacak. Bu süreci de yaşayarak göreceğiz.
Bir bölge riskli alan ilan edildikten kısa bir süre sonra (60-90 gün ) orada yaşayanlar tarafından veya ilgili kurumlar tarafından binaların yıkımının yapılması sağlanıyor. Hal böyle olunca kısa bir süre sonra yüzlerce konut yıkılmaya ve arkasından yeni anlaşmalarla tekrar yapılmaya başlayacak. Kısaca bugünkü görüntüden çok daha fazla inşaatı etrafta göreceğiz. Çünkü 6 milyon 500 bin binanın yıkılması demek burnumuzun dibinin şantiyeye döneceği anlamına geliyor....