“Malatya’daki Kürecik üssü, Irak dâhil Körfez’deki Amerikan varlığı ve KIBRIS’taki İngiliz üsleri bile İsrail’i kurtarmaya yetmeyecektir. ABD ya İsrail’e baskı yapıp barışa zorlayacak ya da ‘ne halin varsa gör’ diyecek.”
Hüsnü Mahalli
Netanyahu gider, öbürü gelir.
Mesele bizim Bünyamin'i yetiştiren bozuk Tevrat ve ideolojisidir.
Polonya kökenli babası ve Amerika kökenli annesi, Siyonizm'e inanarak Filistin'e gidip bu habis uru doğurdular.
76'da Filistinlilere karşı Uganda'da bir operasyonda öldürülen kardeşi de asker ve istihbaratçıydı.
Dünyanın çeşitli yerlerinden gelerek Filistin halkının toprağını ele geçirmiş ve İsrail denilen devleti kurarak o toprağın gerçek sahibi olan insanları "öldürmeyi", ideolojilerinin esası tahrif olmuş Tevrat emrediyor…
**
Filistin'in son en büyük gerçek destekçisi Suriye darmadağın edildi…
Kaddafi de yok edildiğine göre geriye sıkıştıkça “bana mı sordunuz” diyenler kaldı.
Pakistan pasaportunda 'Bu pasaport İsrail dışında dünyanın tüm ülkelerinde geçerlidir' diye yazıyor ama hiç bir Müslüman ülke İsrail'e karşı bir karar alamıyor.
İşte sembolik olarak bir tek Mandela'nın eski ülkesi…
Çünkü Müslüman ülkeler “müslüman” değiller.
Ortada Müslüman bir devlet, Osman bin Affan’dan beri yok.
Varmış gibi varsaymanın da anlamı yok.
Mülkte gezinenler paçayı ve imanını kurtarmaya çalışan insanlardan ibarettir.
Ortada ne teorik ne de pratik olarak bir İslam devleti yoktur.
İslam’a göre hepsini 1. Dünya Savaşı'ndan sonra “kafirler”, “münafıklar” ile birlikte 'belgeli ve tanıklı' olarak” bizzat kurmuş ve İran dahil hala yönetmektedir.
**
Kenan diyarında acılar dinmeyecek.
'Yoldan' çıkanların acısı diner mi?
Bunda "inat" edenlere "el aman" yetişir mi?
Klinik müdahale gerektiren "Kudüs Sendromuna" maruz sözde Müslüman ülkelerin hükümet temsilcileri ise “bağırıp çağırıp” Filistin'i satmaya devam edecek…
Mevcut İsrail devletini tanımayan 'Kudüs Bekçileri' Yahudi Neturei Karta mezhebinin duası tutacak ve -insanlardan bağımsız olarak- "And olsun ki biz sizin gibileri hep helak ettik" sırrı gereği Filistin elbet bir gün Kabala’da sapkın ve ırkçı Yahudilerin elinden kurtulacaktır...
Çünkü Siyonistler, sadece Büyük İsrail’i ve fakat “gerçek efendiler”, tüm dünyayı istemektedir.
'Tek dünya öyle olmaz, böyle olur, bu kubbe altında öğrenecek çok şeyiniz var bre gafiller" diyerek hepsini krallığı altında pasifize eden Hz. Süleyman, kökü kurumayan “bu efendilerin” en azılı düşmanı olmuştur: Ama bunların Süleyman'a inat peşine düştükleri kendi şer-ideal tek dünyalarında Siyonistlerin kazdığı muhayyel tapınağa elbette ki yer yoktur.
Buna ancak 'dalga geçmek' için müsade eder gibi yaparlar.
Siyonistler, tüm kullanılıp atılanlar gibi onlar bizi kullanırsa; biz de onları kullanırız, kafasında bugüne kadar kibirle geldiler ama kaide bu ki ‘hak üzere’ olmadıkları için işleri yaş!
Esasen aralarındaki AYRIŞMA da “kötülükle işbirliği seviyesini ne denli yükselteceğiz? Son pazarlığı kimle, hangi şartlar altında yapacağız?” EZOTERİĞİNE dayanmaktadır.
İnadı, Sefine-i Nuh içindeki ayrışmanın ötesine taşımanın imkânı yok ama ısrar ediyorlar.
Tüm ideoloji-leşmiş inançlarda olduğu gibi kendi kitaplarını da bilmiyorlar.
Biz –kitapsız- Müslümanlar (!) da var iken velhasıl ortada, Filistin davası şeytana kaldı…
Başka türlü jeopolitik kader nasıl adalet edecek!
Ne diyor İsviçreli ihtiyar Code: 40-J. Biden, 40 yıl önce senatoda: “Ortadoğu’da bir İsrail olmasaydı zaten bizim icat etmemiz gerekecekti”.
Tanıdık geliyor mu?
(kibrispostasi.com)