Fenerbahçe'yi desteklersin, çünkü Kıbrıslı değilsin!

Dakika bir gol bir!

Evet aynen öyle oldu.

Fenerbahçe futbol takımımızın AEL Limassol ile eşleşmesinin ardından bir Galatasaray taraftarı olarak "Galatasaraylı olmama rağmen bu maçta Fenerbahçe'yi destekliyorum" diye bir "tweet" atmamın ardından aldığım cevap aynen "FB'yi desteklemeniz normal çünkü siz Kıbrıslı değilsiniz" cevabını alıverdim Kıbrıslı bir Türk'ten.

İlk önce hemen belirteyim. Futbolda (yani sportif mücadele söz konusu olduğunda) herkes istediği takımı destekler prensibine sonuna kadar sadığım. Bir Galatasaray'lının ya da Fenerbahçeli'nin uluslararası alanda da olsa birbirlerini destekemekte "çok zorlandıklarını" tebessümle izlerim her zaman.

AEL Limassol Rum Kesimi'nde "fanatik seyircileri faşisttir" ya da"Türk düşmanıdır" diye tanımlamadığımız bir futbol takımı. Maalesef "fanatik taraftarları" "ölümüne Türk düşmanı" olan takımlar da var.

AEL Limassol'da yıllar boyu top koşturmuş efsanevi futbolcusu Sevim Ebeoğlu ile yapılan söyleşileri ilgiyle okumuştum. Şimdi de takımın sarı lacivert renklerinin Sevim Beyin FB'li olması sayesinde seçilmiş olduğunu öğrendim. AEL Limassol, futbolcusu Sevim Beyi unutmamış ve hep vefalı davranmış. O yöneticilere "helal olsun"!

Ancak bu içinde bulunduğumuz durumu değiştirmiyor.

Faşist Rumlar ve onlara kayıtsız kalan Rum Polisi'ni unutmadık. 1974 öncesinden bahsetmiyorum!

2005 yılında Trabzonspor - Anorthosis futbol maçında Rum faşistleri yaşadık.

2010 yılında Karşıyaka – Apoel arasında oynanan basketbol maçında Türk basketbolcular canlarını zor kurtardı. Onları faşist Rumların saldırısı altında kaldıkları Lefkoşa'dan çıkarabilmek için bizzat AB Bakanımız Egemen Bağış devreye girmek zorunda kalmıştı. Böylesine bir durumda bile sporcularımızı koruyamayan ya da korumayan Rum Yönetimi "ambargo politikasına sımsıkı sarılarak" basketbol takımımızın otobüsünün KKTC'ye geçmesini engellemişti.

En son geçen yıl Galatarasay - Apollon Limasol kadın voleybol maçında Rum faşistleri yine salonu doldurmuş ve saldırmıştı. Rum Kesimi yöneticileri bir de utanmadan "olay çıkmadı, Türkiye propaganda yapıyor açıklaması" yaptığında "olay olduğunu kabul etmeleri için anlaşılan yaralanmalar yetmiyor illa insanlarımızın ölmesi mi gerekiyor" diye sormadan edememiştim.

25 Ekim 2012 tarihinde Fenerbahçe, Limasol deplasmanında oynayacak ve haklı olarak hepimiz kaygılanmaktayız. Rum faşistler eminim şimdiden bu futbol maçını ırkçı ve kafatasci politikalarına alet etmeye hazırlanmaktadırlar. Rum Kesimi polisinin de bundan önceki durumu ortada. Onlara da güvenmek çok zor!

Aslında BM askerleri stadyum ve çevresinde görev yapıp aldıkları parayı da hak etseler bir kerecik hiç fena olmazdı.

8 Kasım 2012 günü İstanbul'da hiç bir sorun çıkmayacağından eminim. Türk Polisi hiç bir şekilde fanatiklere şans vermeyecektir.

İşte böyle bir maç söz konusu olduğunda ve spor değil politika bu denli ön plana çıktığında elbette bir Türk olarak FB'nin yanında olacağım ve olacağız.

Bana yolladığı "tweet" ile böylesine "siz Kıbrıslı" değilsiniz diye yazan bence benden önce binlerce Kıbrıs Türkü'ne yani örneğin Tahsin Ertuğruloğlu gibi Fenerbahçe sevgisi ile "yanıp tutuşan" insana da saygısızlık etmekte.

Kıbrıslı Türklerin ezici bir çoğunluğunun bu maçta FB'nin yanında olacağından en ufak bir şüphem yok.

Kendini "Kıbrıslı" diye tanıtarak her halde "Türk" olmadığını ima etmeye çalışan "kompleks sahibi ve kendi kökenleri ile sorunlu" bir avuç azınlık dilediğini yapsın. Bizi rahatsız etmesinler yeter!