Birinci Fener:
Deniz Feneri davasına bakacak mahkeme bulunamadı...
İyi mi?..
Sordular, sual ettiler...
Arayıp tarayıp hangi hâkime gittilerse “Bakacak olsam bakmam mı” yanıtını aldılar...
Deniz Feneri davası, o sırada “örgütlü suç” olmaktan da çıktı...
Geriye kaldı “dava” olmaktan çıkması...
*
İkinci Fener:
Deniz Feneri davasına bakmaya kalkan, dosyayı açmaya yeltenen üç savcı ise görevden alındı... Bir başka “Deniz Feneri davası” başladı...
Bu; savcılar için...
Hemen mahkeme bulundu...
Davanın sanıkları değil, savcıları yargılanıyor yani...
Dünyada bir ilk...
Şimdi sıkı durun:
Deniz Feneri davasının yandaş sanıklarına mahkeme bulunabilseydi... Bulunan mahkeme sanıkları suçlu bulsaydı...
İstenen ceza 8.5 yıl hapis idi...
Davaya bakmaya kalkan savcılar hakkında istenen ceza ise:
11.5 yıl...
*
Üçüncü Fener:
Şike davasında Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, yurtdışına kaçmasın diye, neredeyse bir yıldır içeride tutuklu...
İstenen ceza 49-132 yıl...
Üç kez dünyaya gelse, üçüncü gelişinde ancak hapisten çıkıyor...
Suçu; örgütlü şike...
Ama PFDK, önceki gece “maçlarda şike olmadığı” kararını açıkladı...
PFDK dediğiniz kanunla kurulmuş “bilirkişi” bir bakıma...
Apartman yönetimi değil...
Ne var ki bu bir şike davası değildi zaten...
Bunun; dinden imandan sonra sporu da rant görme... Futbolu cemaatleştirme meselesi olduğunu bilmeyen mi var?..
Yoksa “şike”si gidince “davası” mı kalır?..
*
Eh...
Bu kadar fener varken Türkiye’nin ne halde olduğunu... Nasıl tuzaklar ve oyunlarla ülkenin sürüklendiğini görmüyorsan...
Körsün...
Ne yapabiliriz ki?..
(Cumhuriyet gazetesinden alınmıştır)