Fakirlere konut yapımına kim karşı çıkıyor?
Böyleydi çünkü cumhuriyetin kurucularının kendilerini destekleyenlere mükâfat olarak verdiği arsalara, yeni sahipler, işhanları ve apartmanlar yaptılar, bunları kiraya verdiler ve yeni konut yapımını da yıllarca engellediler. Bir yanda yüksek konut kiralarıyla haksız kazanç elde ederken bir yanda da kıtlıktan dolayı emlaklarının değerini en üst noktalara taşıdılar.
İşte bu nedenle Turgut Özal başbakan olduğunda ilk işi dar ve orta gelirlilerin konut sorununu çözmek oldu. Özal, konut sorununu çözmek için 1984'te Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi'ni kurdu. Bu yoldan sekiz yılda tam bir milyon konut inşa ederek bu ülkenin konut sorununu kısmen giderdi. "Orta direk" diye tanımladığı toplum kesimine dinamizm verdi. Bu sınıfı canlandırdı ve görünür hale getirdi. Türkiye'nin refah düzeyi böylece yükseldi. Ama Özal'ın ardından gelen Süleyman Demirel ve Erdal İnönü ikilisinin popülizmden kopup konut sorununa ayıracak vakitleri yoktu. Dolayısıyla 1990'lı yıllarda düşük gelirlilere konut yapımı durdu. Toplu Konut İdaresi gözden düştü.
Gelelim bugüne... AK Parti iktidar olunca konut sorununa yeniden el attı. Özal'ın kaldığı yerden dar gelirlilerin konut sorununu çözmeye başladı. Düşük gelir gruplarına sağlıklı, depreme dayanıklı ve ucuz konut üretilmeye başlandı. Beraberinde, depreme dayanıklı yerleşim alanları yaratmak için kentsel dönüşüm devreye girdi. İşte şimdi bu kentsel dönüşüm süreci başlıyor ve buna karşı çıkanlar seslerini yükseltiyor.
Gelelim fakirlere konut yapımına ve kentsel dönüşüme karşı çıkanların kim olduklarına... Onlar daha çok, dedelerinden, babalarından kendilerine konut kalmış eski orta sınıfların temsilcileri... Tehcire zorlanan Ermenilerin mallarını sahiplenmiş olan elitlerin torunları. Tabii bunların konut sorunu yok. Dolayısıyla geçmişte nasıl toplu konut hamlesine karşı çıktılarsa simdi de kentsel dönüşüm işlerine gelmiyor.
Hatta fakirlere ucuz konut politikasını ve kentsel dönüşümü önemsizleştirmek için "İnşaat ya Resulullah" türünden başlıklar atıyorlar. Halkın konut sorununun çözümüne yönelik projeleri, sanki iktidar yanlısı dindarların bu işten çıkar sağlamak için giriştikleri bir uğraş gibi göstermeye çalışıyorlar. Halbuki TOKİ ayda 150-200 lira taksitle dar gelirliyi konut sahibi yapıyor. Bunun neresi yanlış?
Bu önemsizleştirmeyi yapanların, dar gelirlinin barınma sorununu çözecek böyle bir somut projesi var mı peki? Yok. Tek iddiaları şehrin siluetinin ve dokusunun bozulması. Daha doğrusu yeni gelen orta sınıfa kendi konumlarını kaptırma korkusu. Zira Türkiye'de son on yılda 17 milyon kişi fakirlikten kurtulup orta sınıfa geçti. Bunlar pekala biliyorlar ki aynı kaçınılmaz dönüşüm bütün gelişmekte olan ülkelerde yaşanıyor. Bugün Brezilya'da 33 milyon kişi, Çin ve Hindistan'da 800 milyon kişi fakirlikten kurtulup yeni orta sınıflari oluşturuyorlar.
Peki "Bu yeni doğan bu orta sınıf nasıl kategorize ediliyor?" diyerek sorarsanız, yıllık geliri 10 bin ile 60 bin dolar arasında olanlar yeni orta sınıfı oluşturuyorlar. Dolayısıyla bu gelir düzeyindekilerden olusan yeni orta sınıfla, eski orta sınıf arasındaki çatışma bütün gelişmekte olan ülkelerde yaşanıyor.
"İnşaat ya Resulullah" diyerek barınma sorununun çözümünü önemsizleştirenlere şu soruyu sormak gerekiyor: Dedelerinize, Cumhuriyeti kuranlara bağlılıkları karşılığı Çankaya'da, Kavaklıdere'de ihsan edilen arsaları, köşklerin bahçelerini müteahhitlere verip yüksek katlı beton yığını apartmanları, işhanlarını diktiğinizde şehrin silueti ve dokusu bozulmadı mı?
Anlayacağınız yeni orta sınıfla eski orta sınıf arasındaki çatışma inşaat alanında sürüyor. Kendilerine dedesinden, babasından konut kalanlarla kalmayanlar arasında bir kavga yaşanıyor. Bu sınıf kavgasını yeni orta sınıfın kazanacağı açık bir gerçek.
(Sabah gazetesinden alınmıştır)