Erken ya da geç değil canlı bir kurultay olsun

KKTC'de politikanın bu derece "can sıkıcı" olarak tanımlandığı ve sokaktaki insanın "politikaya yönelik olumlu bir beklentisinin" kalmadığı bir dönemde seçimler ister "erken" ister "vaktinde" isterse "geç" olsun ya da kurultaylar ister "erken" isterse "vaktinde" olsun fazla bir şey değişmeyeceğinden getirisi de o oranda olacaktır.

Muhalefetsiz bir hükümetin kendi iç sorunlarını çözme amacıyla "erken seçime" yönelmesi mantıklı.

Uygun bir koalisyon ortağı ile birlikte "erken seçim" sonrası oluşturulacak hükümet ancak "neyi farklı yapacak ?" diye de sormadan edemiyorum.

Hükümetin "solunda" olduğu iddiasındaki ana muhalefet "renksiz, inandırıcılıktan ve umut olmaktan uzak" bir vaziyette durumu "idare ettiğinden" Başbakan'ın "Erken Seçim'e gitmekten" çekinmeyeceğine inancım sonsuz.

Hatta iktidar partisinin tek başına iktidarda iken bazı kendi milletvekillerinden çektiğini hiç bir zaman çekmeyeceği bir seçim sonrası koalisyon modeli ile Başbakan'ın çok daha huzurlu bir kabineye sahip olabileceğini de düşünmekteyim.

Bir UBP-DP ya da hatta Avrupa kamuoyu açısından çok daha rahatlatıcı etkisi olacak bir UBP-TDP koalisyon hükümetinin eli bugünkü hükümete oranla çok daha rahat olacaktır.

"Benim istediğimi vermiyorsunuz, istifa ederim o zaman" diyen sonradan UBP'li olan milletvekillerinden hem Başbakan hem de UBP çok çekmekteler.

Tek, tek milletvekillerine "esir olmaktansa", koalisyon ortağı partinin başkanı ile pazarlık yapıp, koalisyon programı uygulamak çok daha "etik" bir çözüm olacaktır. Ülke için de daha hayırlı.

Yine aynı şekilde "kaynamakta olan" UBP'nin ön görülen tarihte değil de daha erken bir kurultaya gitmesine karar vererek, "kim Başkan adayı?" tartışmalarına son verme isteğini çok legitim bulmaktayım.

Erken bir kurultay sayesinde "tek adaylı" bir seçim gerçekleştirmek mümkün olacaktır.

Ancak bu da ana sorunun değişimine hiç bir katkı sunmayacak.

Mesele sadece bir başkan seçmek değil ise yani asıl mesele KKTC Siyaseti'ni ve UBP'yi içinde bulunduğu bu had safhada "umutsuz" durumdan kurtarmak ise UBP'nin "çok canlı" bir kurultaya ihtiyacı var.

Aynı Gerhard Schröder hükümetleri döneminde Almanya'da sosyaldemokratların gercekleştirdiği gibi bir kurultay "şok terapisi" olur.

Derviş Eroğlu bana "Ozan Bey, asıl sosyaldemokrat parti biziz, aslında SPD'nin gerçek muhatabıyız" der bu konu açıldığında.  Ben de bu nedenle sosyaldemokrat kurultayları önermeyi doğru buluyorum.

İktidar partisinin doğal olarak hükümet icraatleri nedeniyle sıkıntılı tabanının dobra, dobra tartışma olanağı bulduğu ve ardından adayların yarıştığı bir kurultay hem UBP'yi hem de KKTC Siyaseti'ni canlandıracaktır.

"Tek aday" olduğu bir kurultayda seçilip heyecansızlığın devamını yönetmektense bol adaylı bir kurultayda tekrardan seçilip ardından seçimin galibi Başbakan olarak yeni bir heyecanla oluşan kabinenin başında olmak sanırım Başbakan için de oldukça avantajlı olacaktır.

Bu açıdan bakıldığında "erken" ya da "geçten" ziyade "canlı" bir kurultaya ihtiyaç var bence!