En büyük casusluk olayı

Manşetlere çıktı çıkmasına da üzerinde çok fazla durulmadı..
Dehşet bir olayla karşı karşıyayız..
Şu anda 400 kişi askeri casusluk, şantaj ve fuhuş iddiasıyla suçlanıyormuş..
Narin K. adlı 23 yaşındaki bir kızın peşine takılmışlar önemli bilgileri yabancılara satmışlar..
İddia bu..
Kime?
Yabancı istihbarat örgütlerine..
Hangisine?
O bilinmiyor.. Veya söylenmiyor..
Tutuklananlar öyle sıradan isimler değil, içlerinde Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı bile var..
Deniz Kuvvetleri’nin bütün sırlarını, bütün kodlarını bilen amiral tutuklandı..
Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın ağzını bıçak açmıyor.. Genelkurmay Başkanı hiçbir şey olmamış gibi davranıyor..
Acayip bir durum..
*
İşin daha da acayipliği iktidara yakın çevreler sıradan bir olaymış gibi davranıyor.. Halk hiç önemsemiyor.. Acaba diyorum son yıllarda kodlarını çözemediğimiz o kadar çok dava açıldı da ondan mı?.
O kadar çok amiral, general, albay, binbaşı hapse atıldı ki millet kanıksadı galiba..
*
Normal zamanda olsa yer yerinden oynaması lazımdı.. Basit bir iş değil casusluktan söz ediyoruz.. En önemli sırlarınızın yabancı devlet tarafından bilinmesinden bahsediyoruz..
O devlet hangisi..
İran mı, Rusya mı?
Yunanistan mı, ABD mi?
400 casus askeri bilgileri kime satmış! Yabancı istihbarat servislerinin elinde ne tür bilgiler var?
*
Peki ne olması lazım?
Size tarihten bir olayı anlatayım.. Bakın Batı’da böyle işler olunca nasıl davranılıyor..
Ünlü sosyal demokrat Willy Brand 1968 yılında Almanya’nın Başbakanı oldu.. O zaman iki Almanya vardı.. Resmi adları başkaydı ama birine Doğu Almanya ötekine Batı Almanya diyorduk..
İkinci Dünya savaşından sonra karnıyarık gibi ortadan bölünmüşlerdi..
Batı Almanya’nın başına geçen Brand, Doğu Almanya ile ilişkileri geliştirmeye başladı.. Ne de olsa aynı ırkın, aynı toprağın insanlarıydı..
Neyse bu başka konu..
1974 yılına gelindiğinde skandal patladı.. 6 yıl başbakanlık yapan Brand’ın özel danışmanı Doğu Almanya ajanı çıkmıştı..
Almanya’nın, sosyal demokratların efsanevi lideri anında istifa etti.. Başbakanlığı bıraktı..
*
Bizde ne olmalı derseniz?
Kurmay başkanı casus suçlamasıyla tutuklanan Deniz Kuvvetleri Komutanı gereğini yapmalı derim..
Bu ötekilere benzemez..
Ya suçlu değilse, ya iddia boşa çıkarsa, ya aklanırsa..
Ortada ciddi belge var ki tutuklandı.. Üçüncü yargı paketi bunun için yapılmadı mı? Kolay tutukluluk olmasın, tutukluluk gerekçesi ayrıntılı yazılsın diye!..

İki AKP’liden iki farklı bakış..

Başbakan’ın ‘başkanlık raporu’ yazdırdığı İdris Bal, bu sistemde en önemli kurumlar özgür medya ile sivil toplum kuruluşlarıdır demişti..
Yürütmeyi bunlar denetlermiş..
Başkanlık sisteminin olmazsa olmazıymış.. ABD’de de böyleymiş..
*
Başbakan’ın Yardımcısı Bekir Bozdağ konuştuğu için TÜSİAD Başkanı’na kızmış.. Uludere’yi sordu diye CHP gibi davranmakla suçlamış..
Siyaset yapmakla.. Gündelik politikalarla uğraşmakla..
Gerçi, Başbakan da kızmıştı, işine bak diye terslemişti..
*
Peki hangisi doğru..
Bunu da siyaset bilimciler tartışmalı..
Vatandaşın neyi ne kadar öğrenme hakkı vardır? Bunun ölçüsü nedir? Bu ölçüyü kim belirler? Kim belirlemeli? Meselesini tartışırken şunu da tartışsınlar..
Sivil toplum kuruluşları yürütmeyi denetlemeli mi? Denetlemeliyse nasıl denetlemeli?
Kafamız netleşsin..
ABD nasıl denetliyor..
*
Oldu olacak araya medyayı da sıkıştırsınlar.. Çoğulcu ve özgür medya yürütmeyi denetleme görevini nasıl yapmalı?
Madem yeni anayasa yapıyoruz yeri gelmişken bunları da konuşalım.. Yeni döneme hazır girelim.. Her şey yerli yerine otursun..

Cemil Çiçek kokteyl için aradı..
İlk sözü; seni yanıltmadığıma sevindim oldu..
Kaçıranlar için izah edeyim..
Terör bahane kokteyl vermekten hoşlanmıyorlar diye yazmıştım.. Çünkü kokteyl eğlence falan değil, buluşma..
Şarkı türkü olmuyor.. Davetliler ayaküstü buluşuyor.. Elde genelde içki kadehleri oluyor..
Meyve suyu olsa!..
Olur da adına kokteyl derseniz, resepsiyon derseniz alkol servisinin de olması gerekiyor..
Yargıtay Başkanı bu sebeple adli yıl açılış kokteyli vermedi, terörü bahane etti diye yazmıştım.. Meclis Başkanı da aynı şeyi yapacak demiştim..
TBMM açılış resepsiyonunu iptal edince beni yanıltmadı diye yazdım.. Cemil Çiçek’in seni yanıltmadım demesi bundan..
Ama..
Çiçek önemli bir farka dikkat çekti.. ‘Ben göreve geldikten sonra iki resepsiyon verdim. Biri 23 Nisan, öteki Parlamenterler Birliği’nin. Bu iptal tamamen artan terör içindir’  dedi..
Konuşmasından kokteyl vermeye karşı olmadığını anladım..

(Milliyet gazetesinden alınmıştır)