Emekliler, emeklemek istemiyor...

Mustafa Tolga: “... Devlet hepimizin. Devlete sahip çıkmak görevimiz. Ancak devlet baba ise evlatlarına eşit davranmıyor. Uygulama çok farklı. Kayıt dışı ekonomi adeta bilerek destekleniyor. Mutlu bir azınlık her gün, her ay, her yıl gelirini ikiye katlayarak büyüyor. Toplumun % 15-20’ye yakını para bolluğundan çılgına dönerken %80’ni de borç, faiz, ihbar, dava, haciz ve mazbatalarla uğraşıyor. Emeklinin % 90’ı borçları ile boğuşuyor. Bu uygulama son bulmalı dar gelirliler korunmalı.”

 

 

Maliye Bakanı Ersin Tatar, bizim ülkemizde başarılı olmak için gerekli politikayı çok iyi öğrendi.

İnsanlarla yüz yüze gelmekten korkmuyor.

Dün Kıbrıs Türk Emekliler Derneği’ni ziyaret etti.

Yanına Maliye Bakanlığı Müsteşarı’yla önemli dairelerin müdürlerini de aldı.

Ersin Tatar’la emeklilerin arası iyi değil...

Emeklilerden vergi kesilmesi kararının arkasında Ersin Tatar’ın olduğu inancı emekliler arasında yaygındır.

Konu yargıya yansıdığı zaman haksız kesintilerin iade edileceği sözünü de yine Ersin Tatar verdi ama yerine bir türlü getirilemedi.

Tüm bunlar Ersin Tatar’a karşı bir duruşu besledi.

***

Ersin Tatar, politikacı.

40 bin dolayında emeklinin “Ahını” alan bir politikacının işinin zor olacağını bildiği için de olacak dün cesaretini toplayıp, emekli örgütlerinin temsilcilerinin karşısına geçti.

Söz alışının hemen ardından, “Elinizi öpmeye geldim” diyerek emeklilerin gönüllerine dokunmayı başardı.

Yanında Maliye Bakanlığı’nın üst düzey bürokratlarını da getirmesiyle emeklilere, “Bakınız size ne kadar değer veriyorum. Müsteşar dair ilgili tüm müdürlerim karşınızda” mesajını verdi.

***

Emeklilerin öne çıkan rahatsızlığı, çok sayıda emeklinin, verilen söze karşılık 100 TL’nin altında artış alması.

Tolga, bu durumu sert olarak nitelenecek bir üslupla eleştirip, “Biz uygulamanın ya da formüllerin peşinde değiliz. Biz ilke olarak zamanında yapılan açıklamaların buna göre yapılması gerektiğini ve herkesin beklenti içine sokulmamasını beklerdik” dedi.

Toplantıyı izledim.

Orada bulunan emeklilerin büyük çoğunluğu devletin üst kademelerinde sorumluluk taşıdıktan sonra emekli olan insanlar.

Devlette verilen sözlerin tutulmamasına anlam vermekte zorlanıyorlar.

Kıbrıs Türk Emekliler Derneği Başkanı Mustafa Tolga’nın, yarım saati aşan konuşmasında farklı gibi görülen konulara değinirken sık sık altını çizdiği aslında devlet ciddiyetiydi.

***

Maliye Bakanı Tatar da, 100 TL’lik artışın uzun zamandır maaşlarda yaşanan erimeye deva olamayacağını biliyor.

Bunu çok net ifade etmese de global krizden etkilenen ülkelerde maaşlarda azaltmaya gidilirken 2.87 oranında ve en az 100 TL olarak verilen artışın moral yanının algılanmasını kolaylaştırmak isteği içinde.

Tarar, yasal düzenleme için zaman olmadığı için 2,87’lik oranı herkese dağıtma, 100 TL altında artış alacak olanların için de artışı 100 TL’ye yuvarlama kararı aldıklarını belirtip, şunları ekledi:

“Ancak daha sonra yapılan çalışmalarda barem tablolarını revize ederken ortaya çıktı ki devletten 15 seneden önce yani erken emekli olanlara 100 TL’ye tamamlamak mümkün görünmüyordu. Yapılan incelemelerde ortaya çıktı ki bu insanların çok büyük bölümü aynı zamanda sosyal sigorta emeklisi.”

Bu ifadeyle Maliye Bakanı Tatar, “100 TL altında artış alanların neredeyse tümü aynı zamanda Sosyal Sigortalar’dan da artış alarak farkı kapatmıştır” dedi.

***

Dünkü toplantıda net olarak ortaya çıktı ki oy kaygısı ile konuşanla oy kaygısı olmadan konuşan bürokratın konuşma içeriğinde çok ciddi farklılıklar var.

Ersin Tatar, soruları yanıtlarken “seçmeni karşısına almama” duyarlılığı içindeyken, ilgili daire müdürleri yasalar çerçevesinde uygulamaları neyse onu hiç ikilemsiz anlattı.

***

Aslında düne damgasını vuran Kıbrıs Türk Emekliler Derneği Başkanı Mustafa Tolga’nın konuşmasıydı.

İşte Tolga’nın konuşmasından bazı kesitler:

“ ... Defalarca yapılan açıklamalarda herkesin en az 100 TL alacağı söylendi. Tüm maaşlı kesim beklenti içine girdi. Uygulama emeklilerimizde hayal kırıklığı yarattı.

... Hayat pahalılığının ne anlama geldiği biliniyor. Satın alma gücünde meydana gelen eksilmenin yerine konması demektir. Bu nedenle eşelmobilin herkese eşit uygulanması mümkün olmaz. Maaşı düşük olanlara artı artış verilmesine itirazımız olmaz. Ancak kişinin kaybı 300 iken 100 almasına da razı olamayız.

... Anayasa Mahkemesi’nde Anayasa Mahkemesi huzurunda söz verildi. Söz tutulmadı. Yargıya gittik. Bunlar hep masraf. Bizim alacağımız yasal ama geriye dönük yasal olmayan kesinti ödeneklerimiz ödenmiyor. Lefkoşa Belediyesi’ne iki defada yapılan toplam katkının yasal dayanağı yok. Böyle olmamalı. Sayın Tatar’dan yeniden söz istemiyoruz. Ödemenizi istiyoruz. Elinizde KKTC Başsavcılığı’nın olumlu görüşü de var.

... Bizim tespit ve inancımıza göre gayet bilinçli ve sinsice planlarla kamu çalışanları ve emeklilerin maaşları hızla aşağı çekiliyor. 2011’de eşelmobil donduruldu. Hepimiz % 14.72 kayba uğradık. 2011 ve 2012’de % 3.5 - %4 büyüme var dendi ama bir kuruş verilmedi. 2012 dondurulmadı diyete sokuldu ve Türkiye’de % 6.2 hayat pahalılığı olurken bizde % 3.60 olarak açıklandı. Zamların ardı arkası kesilmiyor. Yapılan tüm çalışma ve hesaplar satın alma gücümüzü düşürüyor. Buna son verilmeli.

... Hükümet yıllardır Sivil Toplum ile diyaloğu kesti. Emekli Dernekleri olarak iki yıldır Başbakanı göremiyoruz. Bu durumda sadece biz değil tüm sivil toplum şikayetçidir.

... Devlet hepimizin. Devlete sahip çıkmak görevimiz. Ancak devlet baba ise evlatlarına eşit davranmıyor. Uygulama çok farklı. Kayıt dışı ekonomi adeta bilerek destekleniyor. Mutlu bir azınlık her gün, her ay, her yıl gelirini ikiye katlayarak büyüyor. Toplumun % 15-20’ye yakını para bolluğundan çılgına dönerken %80’ni de borç, faiz, ihbar, dava, haciz ve mazbatalarla uğraşıyor. Emeklinin % 90’ı borçları ile boğuşuyor. Bu uygulama son bulmalı dar gelirliler korunmalı.”

 

Günün sözü:

 

Yangın her yanı sardıysa, söndürme tek yerle olamaz.


(Havadis gazetesinden alınmıştır)