2024 yılında her ay ihracat rekorları kıran Egeli madenciler, Orman Kanunu’nun 16. Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmelik değişikliğinin madencilik faaliyetlerine büyük sekte vuracağını ifade ederek tepki gösterdi.İZMİR (İGFA) - Madenciler olarak orman alanlarının sadece binde 3’ünde maden arama faaliyetlerinde bulunduklarını dile getiren Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ormanlarla ilgili bütçesinin yüzde 50’den fazlasının orman bedelleri aracılığıyla Türk madencilik sektöründen tahsil edildiğine dikkati çekti.
“Orman yollarını biz iş makinelerimizle açıyoruz, orman yangılarında, depremlerde tüm gücümüzle sahada yer alıyoruz” diyen Başkan Alimoğlu, “Gelişmiş toplumlara baktığınız zaman madenlerini azami seviyede ekonomiye kazandırdıklarını görürsünüz. Gelişmişlikle madenlerin toplumların hizmetine kazandırılması arasında doğru yönlü bir ilişki vardır. Biz hem gelişmiş toplum olmak istiyoruz hem de madenlerin ekonomimize kazandırılmasının önüne engeller koyuyoruz. Bu mantıkla ilerleyemeyiz” diye konuştu.
Söz konusu değişiklikle, madencilik sektörünün geleceğinin tamamen Orman İdaresinin insafına bırakıldığını ifade eden Alimoğlu, “bu şartlarda bizim madencilik faaliyeti yapıp yapamayacağımıza Orman İdaresi karar verecek gibi görünüyor, artık maden ruhsatlarımızı da onlardan mı alacağız?” şeklinde serzenişte bulunarak; değişikliğin ivedilikle geri çekilmesini talep etti. Başkan Alimoğlu “Bütün hayatımız Maden; bizler sektör olarak önce insan, sonra çevre daha sonra sürdürülebilir mottosu ile ülkemize ihracat ve istihdam olarak katkıda bulunduğumuz halde bunca engellemeye inanamıyorum.” dedi.
Alimoğlu; madencilik faaliyetlerinin, ekonomik değer yaratabilecek bir madeni çıkarmak için büyük sermaye gerektiren uzun vadeli ve riskli yatırımlar olduğunu, dolayısıyla devletin bilakis destekleyici, cesaretlendirici ve özendirici olması gerektiğini ifade ederek “Yönetmelik değişikliğinin yaratacağı olumsuz süreçten sadece biz değil, bizim çıkardığımız madenleri girdi olarak kullanan diğer sanayi sektörleri de etkilenecek. Bizim faaliyetlerimizin sekteye uğraması, zincirleme etki yaratarak, diğer sektörlerde de üretimin ve ihracatın azalmasına, istihdamda gerilemeye, sektörlerin ithalata yönelmesine ve doğal olarak cari açığın artmasına neden olacak. Dolayısıyla, ülke ekonomisini derinden sarsılacaktır” diye konuştu.