Kıbrıs işi ne olacak diye sordum. “Atatürk, Kıbrıs’ı unutmayın demişti. Biz de unutmuş değiliz. Rum beni kabul etmiyor, Makarios’la aram iyi değil. Biz çalışmalarımızı yapıyoruz. Buradan Ankara’ya gideceğim, yakında göreceksiniz” demişti. “İnşallah bekliyoruz” dedim ben de...
Rumlar iyice azmıştı.
1974 harekâtına kadar bu çalışmalarını sürdürdü. Sonrası malum, harekât oldu.
Sık sık görüşüyorduk Denktaş’la..
KTHY’de ciddi sorunlar vardı. Ben de yönetim kurulu üyesi iken “En sağlıklı bilgileri sen getiriyorsun” demişti. 2010 yılında KTHY’ye yeniden yönetim kurulu üyesi seçildim. Bir gün Ankara’ya giderken uçakta karşılaştım. Bir üniversitenin konferansına gidiyordu. KTHY ikinci kez batma noktasına gelmişti.
Bana “Gazetelerde kötü şeyler çıkıyor, ne olacak bu uçak şirketi” diye sordu. M. Ali Talat dönemiydi.
Ben de şöyle dedim:
“150 milyon lira zararı var, biletleri ucuz ucuz vermişler, şirket iflasa gidiyor, benim yapacağım bir şey yok.”
Evet, çünkü havayolu Türkiye’den sağlanan kaynakla ayakta duruyordu. Dört uçağı villa fiyatına dışarıya satılmıştı! Bu öykü çok uzundur.
Denktaş “Anavatandan şirketi kopardılar; Türkiye’den aldılar, ama bizimkiler yüzlerine gözlerine bulaştırdılar.”
Konu yine KKTC’nin geleceğine odaklandı. Üzgün hali yüzünden okunuyordu:
“Ah evlat üzülmemek elde değil ki... Ecevit’i hep özlüyorum. Ecevit gibi bir lider lazım.”
(Av. Ruhi Kahraman’la dünkü sohbetimizden)
TÜRK Edebiyatı Vakfı Başkanı Servet Kabaklı, Denktaş’ı şöyle tanımlıyor:
“Örnek şahsiyeti, devlet adamlığı ve son nefesine kadar sürdürdüğü mücadele azmiyle ‘Yavru vatan’ Kıbrıs’tan ‘Bala Vatan’ Kerkük’e, ‘Atavatan’ Doğu Türkistan’dan Batı Trakya’ya, Kırım’dan Gagavuzya’ya esir ve mazlum Türk dünyasının kahramanı ve ümidi olan büyük liderimiz, KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş... Cumhurbaşkanı iken pazardan sebzesini, fırından ekmeğini halkıyla beraber alan, arabasını kendisi kullanan, o mütevazı şahsiyetiyle milletimizin gönlünde taht kurmuş, müthiş azmiyle hem Kıbrıs Türklüğü’nün hem de bütün milletimizin ‘dava vekili’ olmuş... Bu büyük mücadeleye baş koyduğu ömrü buyunca 6 evladından 3’ünün acısını derin teessürlerle yaşamasına rağmen; hüznünü, matemini kalbine gömerek milletinin ve vatanının hizmetine koşabilme yiğitliğini gösterebilmiştir.”
DENKTAŞ’ın Facebook arkadaşı da olan Ömer Sağlam, kendisini anlatan yazısında
“Eğer bugün Kıbrıs diye bir milli davamız varsa, bunu büyük oranda Denktaş’a borçluyuz. Kıbrıs Türklüğü demek bir anlamda Rauf Denktaş demektir. Dr. Fazıl Küçük’ten sonra devraldığı bayrağı, layıkıyla ve hep yükseklerde tutarak şerefle yaşamış ve şerefle ölmüştür. Kendisine yapılan saldırıların hiçbirisine alınmamış, Türkiye’ye sürekli olarak ‘Annemdir, döver de sever de’ anlayışı içinde yaklaşmıştır. İktidar, işte böyle büyük bir liderin ve büyük bir insanın kadrini bile yeterince takdir edememiş; çok üzmüştür, çok.”
Denktaş’ı yaşarken zaten öldürmüşlerdi. Onun arkasından çevrilen dolaplar, onun bir ömür süren mücadelesini karalamaya çalışan devlet ve siyaset adamları, kendisine Türkiye’de bir araba, birkaç koruma dahi tahsis etmeyenler şimdi utanıyorlar mı acaba? Ne gezer!..
Alişan ÇOLAK
BİR arsanız varsa, 1. sınıf tarım alanı da, orman da, yeşil alan da okul yeri olabilir. Verin TOKİ’ye, KİPTAŞ’a... Size ‘cilalayarak’ geri dönsün; yani imar durumu halledilsin.
İstanbul Beykoz’da Kavacık’a gelirken 554 dönüm bir kooperatif arsası var. Çözüm KİPTAŞ’ın üzerinden çözülebilir ancak. KİPTAŞ, Büyükşehir’in konut şirketi. İmarda büyük imtiyazlara sahip! İsterseniz buna ‘orantısız güç’ diyebilirsiniz. İBB Meclisi’nden dün geçti bu dosya... KİPTAŞ Genel Müdürü İsmet Yıldırım, İmar Komisyonu’nu bir ‘sakat’ olmasın diye bizzat gözetim altına almıştı. Orman Bölge Müdürlüğü buraya imar verilmesine karşı çıktı ama kim dinler? Rant büyük. KİPTAŞ imarı kapınca burasını kim alır? İsimler belli ama gizli tutuluyor. Yani KİPTAŞ, planın tıkanan yolunu açtı. İstanbul’a hayırlı olsun yapılacak konutlar.
İktidar mensupları istediklerini söylesinler, çok katlı yapılar tıkanacak diye; işler tıkır tıkır yürüyor. Rant artık ormana kadar girmiştir.
ESKİ CHP Denizli Milletvekili ve eski Eğit-Der Genel Başkanı, eğitimci Mustafa Gazalcı’ya “19 Mayıs Bayramı’na neden yasak geliyor?” diye sorduk. Dedi ki: “Anlaşılan gençlerin kızlı erkekli, kimi zaman şortlarla kutlamalara katılması, ay yıldız ve Atatürk fonları oluşturması, hükümeti, bakanlığı rahatsız ediyor.”
TALAT Paşa Komitesi sözcüsü Dr. Cüneyt Akalın’dan: ‘Ermeni Soykırımı’ iddialarına karşı yıllardır mücadele veren Talat Paşa Komitesi olarak yeniden harekete geçiyoruz. Komite olarak bu kirli oyunlara karşı Fransa’da ve Avrupa merkezlerinde düzenlenecek protestolara destek olmanın yollarını tartışmak üzere bugün Mimar Sinan Üniversitesi’nde 13.00’te bir araya geliyoruz. Üyemiz Denktaş’a saygı, mücadele devam!..
İKİ ADALIYA SELAM
İKİ adalı öldü. /Biri Kıbrıs’ta, /Koca bir çınara dönüştü. /Çınarın üstüne Denktaş yazmalı. /Diğeri Büyükadalı, /Mimozalarla Lefter yazmalı.