Dünyanın bütün kiri pası üzerimize bulaşıyor ve kurtulamıyoruz bu kir ve pastan, su ve sabun gibi basit bir seçenekle.
Düşünüyorum sonra, dünyanın ne suçu var diye...
Hiç.
Hiçbir suçu yok dünyanın, ev sahipliği yapmaktan başka, insanoğluna...
İnsanoğlu da bir garip, hiçbir zaman daimi kalamayacağı bu misafirhaneyi, sonsuzlaştıramayacağını bildiği halde Cehenneme çeviriyor. Hem kendisi, hem de başkaları için...
Bu dünya insanoğluna fazla mı geliyor yoksa az mı, anlayamıyorum.
Bazı insanlar, aşırı bir duygu yoğunluğuyla ‘bu dünya bana göre değil’ diye düşünürken, bazı insanlar da, dünyanın efendisi olma çabasındalar.
Birileri emir veriyor, birileri öldürüyor.
Birileri emir veriyor, birileri ölüyor.
Birileri bu dünyaya sığamıyor, birileri diğerlerini sığdıramıyor.
Güçlü olan güçsüz olanı eziyor, güçsüz olan da güçlendiğinde, kendi ezilmişliğini unutup yine güçsüzü eziyor.
İnsanoğlu farketmiyor, uğruna savaşlar çıkardığı dünyanın ömrü git gide azalıyor.
Ve yeni dünyaya gelen bir bebeğin yaşamak umudunu,
Bir piri faninin ömrünün son zamanlarını huzurla geçirme arzusunu,
Barışı, huzuru ve daha birçok güzelliği, katlediyor...
İnsan nefes alamıyor, insan yaşayamıyor, insan yüzünden.