Bundan kısa bir süre önce yapılan bir ankette Türk insanı mutsuzlukta birinci seçilmişti.
Bu araştırma yapılırken ankete katılanlar televizyon izleyicileri ile gazete okuyucuları arasından seçilmişse çıkan sonuca şaşırmamak gerekir.
Basına bihaber olanlar, dünyadan da bihaberdirler ve mutlu olmaları daha kolaydır.
Dünyayı basın yayın organlarından izleyip dünyada ne olup bittiğinden haberi olanlar ise hayattan , yediklerinden ve hatta sokağa çıkmaktan bile korkar bir hale gelebilirler.
Basın, izleyecilerini bilgilendirirken aynı zamanda dünyanın bugün içinde bulunduğu koşullardan dolayı korkutabiliyor.
Bahar gelmeye başladığında kimse doğanın bir başka güzelliğe uyanışından bahsedemez çünkü devreye hemen ‘kene’ haberleri girer.
Baharın gelişine sevinenlerin sevinci bir anda kursağında kalır.
Piknikçiler, doğa severler, hatta bahçesinin bir köşesinde taze meyve ve sebze yetiştirmeye başlayanlar üzerlerinde kene aramaya başlar.
Kışın gelişi de bundan farklı değildir, her sene değişik bir isimle karşımıza çıkan bazıları öldürücü virüsler içeren grip salgınları yüzünden herkes birbirinden kaçmaya başlar.
Aşı olup olmamak konusunda müterettid olurlar.
Zira haberlerin bir kısmı öldürücü virüsten bahsederken diğer bir kısmı da aşının ne kadar zararlı olduğunu işlemeye başlar.
Kötü haberler sofralara kadar ulaşır.
Kırmızı pul bibere renk vermesi için kiremit tozunun karıştırılması,
Siyah zeytinin renginin daha parlak olması için ayakkabı boyası katılması,
Bebe bisküvilerinde kanserojen maddenin olması,
Civcivlerin hormonla bir gecede tavuk haline getirilmesi,
Daha fazla yumurta vermesi için geceleri ışıklandırma sistemiyle elinize aldığınız yumurtanın hemen kırılması,
Yoğurtla salatalık karışımı yapılan cacık mezesine salatalık yerine karpuz kabuğunun rendeleniyor oluşu,
Sahte içkilerin en bilinen mekanlar da insanları öldürmesi ,
Bayram tatillerinde yüzlerce kişinin trafik kazalarında hayatını kaybetmesi de bayramın coşkusunu alır içimizden
Buna benzer daha o kadar çok şey varki Türk insanının mutluluğunu engelleyen.
Bizim ülkemizdeki kötü haberler bitse dünyadakilere yetişiriz.
Haberlerden sıkılıp dizi izlemeye başlayan önemli sayılara ulaşan izleyeci grubu da bu kötü haberlerden kaçamaz. ‘Öyle bir geçer ki’ dizisindeki Ali Kaptan’ın gerçek hayatta hapse giricek oluşu izleyiciyi üzer ama sadece dizinin aksama tehlikesinden dolayı....
Türk insanı, derdini dizilerdeki karakterlere göz yaşı dökerek unutur.
En acı senaryoların en büyük reyting yaptığı ülkemizde insanların gerçekten mutlu olabileceğini düşünüyor musunuz.