Candan Erçetin’in seslendirdiği bu parça ölüm ve yaşam paradoksunu ancak bu kadar güzel anlatabilir. Ölenle ölünmüyor. Arkasından yeniyor da, içiliyor da, yaşanıyor da… “Olan gidene oldu” merhumun arkasından duymaya alışık olduğumuz klasik cümlelerden... Gerçekte doğru mu tartışılır. Olan gidene mi olmuştur, yoksa giden gittiği yerde mutlu sona mı ulaşmıştır... Bu dünya cehennemin kendisi midir? İşte bunları hepimiz o yolculuğun sonunda anlayacağız. Yoksa gidip geri dönen olmamıştır ki anlatsın gördüğünü. Bu kısım sır dünyası.. Ama bilinen bir şey var ki sevdiklerimizin yanından ayrılırken sevgiyle kucaklaşarak ayrılmak. Bilinmez ki hangisi son görüşmedir.
Sevgili babamın yaşamının son günlerinde rahatsızlığı sırasında onbeş gün yanıbaşında oturup gece sabahlara kadar annemle başında beklediğim halde tam çocuğun okulu nedeniyle yaşadığımız şehre geri döndüm ki dört beş gün sonra babamı kaybettik.Ve ben kalp hastası olan babamın yirmi yıl çocuğum gibi peşinde dolaştığım, bazen sabahlara kadar nefesini dinlediğim halde son anında bir yudum su verememiştim.
Üstelik gece ağırlaşınca bana haber vermeleri için kuzenlerime nasıl yalvarmış! Onlar da yine geçer nasılsa astım krizi sabah haber veririz demişler ve beni aramamışlar ne yazık! Bense o gece onun ölümünü rüyamda görmüştüm!
Son gün yanından ayrılırken de bunu hissetmiştim. Defalarca sarıldık birbirmize. Ve son anda dudaklarımdan “bundan böyle rüyalarda buluşuruz ancak babacığım” sözleri döküldü ve buz kestim… Tekrar döndüm tekrar sarıldım... Yakınlarımız bunu anlayamadı. “Aaa dediler hadi git artık, bak baban iyi maşallah, atlattı yine” sık sık böyle astım krizlerine girerdi çünkü. Ben de öyle sandım. Yoksa bileydim birkaç gün sonra vefat edecek bırakıp yanından saniye ayrılır mıydım? İçimdeki uhde ile yıllarca ağladım durdum!
Oysa geri dönüp baktım ki paylaştığımız onca güzel şey vardı... Ve benden çok hoşnut bir babaydı... Bize öğrettiği en önemli şey sebat etmek, saygı, sevgi, hoşgörü ve sabırdı… Ağlamak yerine onun gibi sevecen, iyiliksever ve sade bir insan olmak için çabaladım durdum.
Neyse sevgili mide dostları üzücü havayı biraz hafifletmek amacıyla yazımı hoş görünümlü ve hafif bir salata ile bitiriyorum.. Haftaya kadar kalın sağlıcakla.. Sevgiler.
Nar Taneli Kırmızı Lollo Rosso
Malzemeler
5-6 adet atom salata yaprağı
5-6 adet kırmızı lollo rosso
5-6 yemek kaşığ nartanesi
3 dilim şekilli doğranmış kırmızı turp
2 yemek kaşığı sızma zeytinyağ
1 yemek kaşığı balzamik sirke
1 yemek kaşığı limon suyu
1 çay kaşığı tuz
Hazırlama
*Salat yaprakları yıkanır, ve elle irice doğranarak tabağa yerleştirilir.
*Bir kase içinde sirke, tuz, yağ, limon suyu iyice çırpılır ve salata yapraklarına ilave edilerek hafifçe karıştırılır.
*Turp dilimleri salata yapraklarının ortasına yerleştirilir. Nar taneleri tabağın dört köşesine ve turpların ortasına pay edilerek servis yapılır.