İSTANBUL (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "İslam dininin kavramlarının, temel esaslarının, tarihinin, kültür ve medeniyetinin derinlemesine incelendiği, araştırıldığı ve yorumlandığı ilahiyat ve İslami ilimler fakülteleri, aynı zamanda fizik ve metafizik boyutuyla hayata dair her meselenin en yüksek düzeyde tartışıldığı merkezlerdir." dedi.

Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM), İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi işbirliğiyle İSAM Dr. Tayyar Altıkulaç Konferans Salonu'nda düzenlenen "100. Yılında Türkiye'de İlahiyat Fakülteleri Uluslararası Sempozyumu"na katıldı.

Sempozyumun açılında konuşan Erbaş, son 3 asır boyunca dünyanın en temel sorununun, epistemolojik ve ontolojik kriz olduğunu belirtti.

Bilgi ve varlık tasavvurunda yaşanan savrulmaların, sosyal, siyasal, ekolojik, iktisadi, küresel krizlerin ve bireysel bunalımların, umutsuzlukların temelini oluşturduğunu kaydeden Erbaş, "Varlığın, aşkın boyutunu reddeden, alemin Allah ile irtibatını yok sayan, ahlakın ve hukukun evrensel normlarını kendi bencil dünyalarına hapseden Batı merkezli bir anlayış, bütün yeryüzünü kaosa, savaşa, yoksulluğa, umutsuzluğa mahkum etmiştir." diye konuştu.

Erbaş, insanlığı dünyada refaha, ahirette felaha ulaştıracak bir çıkış yoluna ilahiyatların rehberlik edeceğini söyledi.

- "Dinin doğru anlaşılması alanında ciddi sorunların varlığı yadsınamaz bir gerçektir"

Müslüman toplumlarda bugün gaye-ufuk ekseninde önemli krizlerin varlığının aşikar olduğunu kaydeden Erbaş, şunları söyledi:

"Hatta dinin doğru anlaşılması alanında ciddi sorunların varlığı yadsınamaz bir gerçektir. Nitekim yaşadığımız çağda bilginin hakikati inkar, teknolojinin ise sömürü aracına dönüşmesindeki en büyük unsur, Müslümanların ve elbette öncelikle ulemanın yaşadığı çağa rehberlik etme vazifesindeki bazı eksiklikleridir. Diğer yandan dinin bilgisizliğe ya da sağlam temellere dayanmayan yaklaşımlara terk edilmesinin ağır faturasını, doğru şekilde karşılanmayan her ihtiyacın istismara kapı araladığını, bugün daha yakından görmekteyiz."

Erbaş, doğru dini bilginin üretilmesi ve topluma sunulması noktasında, dini yükseköğretim kurumlarına ve Diyanet İşleri Başkanlığına çok önemli görevler düştüğünü dile getirdi.

Sayıları 100'ü aşan ilahiyat ve İslami ilimler fakülteleriyle önemli imkanlara sahip olduklarını belirten Erbaş, "İslam dininin kavramlarının, temel esaslarının, tarihinin, kültür ve medeniyetinin derinlemesine incelendiği, araştırıldığı ve yorumlandığı İlahiyat ve İslami İlimler Fakülteleri, aynı zamanda fizik ve metafizik boyutuyla hayata dair her meselenin en yüksek düzeyde tartışıldığı merkezlerdir." değerlendirmesinde bulundu.

Erbaş, ilahiyat fakültelerinde üretilen dini bilginin toplumla buluşturulması hususunda Diyanet İşleri Başkanlığının önemli bir fonksiyon icra ettiğini vurgulayarak, "81 ilimizde, 922 ilçemizde, 40 bin köyümüzde caminin bulunmadığı köy, mahalle yok." dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığının, Türkiye'yi yurt dışında temsil eden en büyük teşkilat olduğunu kaydeden Erbaş, şöyle devam etti:

"Başkanlığımız Afrika'dan Türkistan'a, Avrupa'dan Pakistan'a kadar dindaş ve soydaşlarımızın olduğu her yerde yayın, eğitim, imar, inşa, irşat ve sosyal yardım alanlarında hizmet üreten küresel bir kuruluştur. Bu açıdan milletimizin dini hayatına ve geleceğine, insanlığın huzur ve emniyetine rehberlik etme sorumluluğumuzu daha iyi şekilde yerine getirmek için sosyal ve küresel gerçeklikleri göz ardı etmeden çok boyutlu, kapsamlı ve disiplinli çalışmalarla müşterek bir gelecek perspektifi oluşturmak, müşterek çalışma planları yapmak zorundayız."

- "Pedagojik formasyona sahip insan kaynağına ihtiyaç duymaktayız"

Diyanet İşleri Başkanlığının okul öncesi, kadın, aile, çocuk, genç, engelli, hasta, mahkum, yaşlı gibi birçok kesime din hizmeti sunmaya gayret ettiğini anlatan Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu hizmetleri en güzel şekilde yerine getirmek için bütün bu alanların her biriyle ilgili yeterli eğitim almış ve pedagojik formasyona sahip insan kaynağına ihtiyaç duymaktayız. Bu ihtiyacı karşılayacağımız yegane kaynak ise ilahiyat fakülteleridir. İlahiyat eğitiminin doğal ve önemli bir tamamlayıcı kısmı olacak şekilde 'diyanet formasyonu' müfredatını başlatmak zorundayız diye düşünüyorum. Mevcut durumda Milli Eğitim bünyesinde görev alacak mezunlara yönelik var olan pedagojik formasyon gibi Diyanet alanında görev alacak öğrencilerimize yönelik diyanet formasyonu oluşturmak zorundayız diye düşünüyorum. Zira halihazırda Diyanet İşleri Başkanlığı, dini yükseköğrenim mezunlarının en büyük istihdam alanıdır."

Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının yurt içi ve yurt dışı teşkilatlarında hizmet eden bütün hocaların her açıdan donanımlı ve nitelikli olmasını istediklerini ifade etti.

- YÖK ile DİB arasında protokol imzalandı

Konuşmaların ardından Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasındaki "Uluslararası İlahiyat Programı İşbirliği Protokolü", YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve Diyanet İşleri Başkanı Erbaş tarafından imzalandı.

Sempozyuma, Diyanet İşleri Başkan Yardımcıları Prof. Dr. Huriye Martı ve Prof. Dr. İbrahim Hilmi Karslı, eski Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç, 29 Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Sinanoğlu, İstanbul İl Müftüsü Safi Arpaguş, İSAM Başkanı Prof. Dr. Mürteza Bedir ile akademisyenler ve öğrenciler katıldı.


Kaynak: aa