Dış istihbarat destekli iç siyasetçiler

Siyasette güç, milletin iradesinin tecelli ettiği kadardır. Yani ne kadar milletin oy desteğini almışsan, o kadar güçlüsündür. Rakiplerin de arkandaki millet gücüne saygı duymak zorundadır. Çünkü onlar da aynı gücü elde etmek için aynı milleti ikna etmek zorundadırlar. Varlıklarını milletin desteği ile idame edebilmenin dışında başka bir yol yoktur. Çoğu zaman bazı gruplar ve gizli güçlere bel bağlayan siyasetçiler de ortaya çıkmıyor değil. Ülkemiz ne çekti ise bundan çekmiştir.

Dış istihbarat güçlerinin destekledikleri iç siyasal hareketler, milletin hizmetinde değil, aynı güçlerin çıkarlarını korumaktadırlar. Buna alet olan siyasi partiler de ne yazık ki toplumda yer buluncaya kadar her yolu denemektedirler.

Algılar öyle bir yönetiliyor ki, insanlar bezdiriliyor ve dış destekli oluşumlara kerhen de olsa destek verme mantığı oturtuluyor.  

Bu tür oluşumlardan destek alan siyasi hareketlerin sonları hep hüsran olmuştur. Başarı yakaladıkları zamanlar olsa bile, sonları hep aynıdır.

CHP’nin iktidarı rüyasında bile görememesinin nedenlerinden biri de budur mesela. Hala CHP bu oluşumların desteğine muhtaç olduğunu düşünmektedir ki kol kola onlarla yol alıyor. Şimdi bakmayın siz vaatlerle ortaya çıktıklarına. Ağa babaları bu yolu gösterdikleri içindir bu vaatler. Yolsa milleti düşündükleri için falan değildir. Seçmen aklına oynayan bu profesyonel dış destekli oyuncular bazen paralel olur, bazen dhkp-c olur. Bazen de Pkk olur.

Türkiye’nin büyümesini, gelişmesini ve güçlenmesini kim istemiyor diye düşünürsek, ülkeyi yıllarca iç çekişmelerin esiri yapan siyasi partilerin kimlere hizmet ettiğini daha net görebiliriz.

İşin asıl sahibi millettir. Millet, kendi iradesini belirli bir süreliğine uygun gördüğü siyasi harekete vererek, kendi kendini yönetir. Gerek gördüğünde de sandıkta geri alır. 10 yılda bir darbelerle milletin iradesine ipotek koyanlar,  bugün çaresizce çözüm aramaktadır.

 “Milli İrade” diyen bir siyasi hareket ve onun kurucusu ve lideri Recep Tayyip Erdoğan, darbe gündemini ortadan kaldırdı ya, oyun kurucular bu nedenle de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedefe koydular. Dahası milletin algısında “İstenmeyen adam” imajı yerleştirerek, hedefledikleri ve istedikleri Türkiye özlemine kavuşmak istemektedirler.

Çünkü Yeni Türkiye’nin ve Başkanlık sisteminin tüm bu grupların sonu olacağı aynı oyun kurucuları tarafından iyi bilinmektedir.

Şimdi onlar telaştadırlar. 7 Haziran öncesi tüm güçlerini kullanacaklar. Onların esas korktuğu kişi de Recep Tayyip Erdoğan’dır. Ak Parti ve kadrolarıdır. Çünkü bu ülkede daha önce hiçbir siyasetçi “Ben kefenimle yola çıktım” diyerek, ülke menfaatleri doğrultusunda milletinin hizmetinde dik duruş gösteremedi. Bu yönde mücadele eden, Adnan Menderes, Turgut Özal gibi önemli isimler ise ya asılarak, ya da zehirlenerek öldürüldü. Şimdi aynı yöntemle yok edemedikleri Recep Tayyip Erdoğan’ın Yeni Türkiye ve Başkanlık sistemi ile kendilerini yok edeceğini bildikleri için, kötü adam imajı yaymaya çalışmaktadırlar.

Bu oyunun bir oyuncusu da HDP’dir.

HDP millete kafa tutan bir parti olmasına rağmen, milletin algısına öyle oturtuldu ki, sanki HDP’nin barajı aşması ülke menfaatine imiş gibi gösterilmektedir.

Üst aklın oyuncusu olan ve sırtını da yine üst aklın oluşturduğu terör örgütü PKK’ya yaslayan HDP’nin Batman ve Diyarbakır Belediye Başkanları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bölgeyi ziyaretinde karşılamamaları yukarıda anlattığım argümanlar sonucudur. Yani HDP kendisine biçilen rolü oynamaktadır. Evet, bu talimat dağdan verilmiştir.

Aynı HDP 7 Haziran seçimleri için Türkiye genelinde adaylarına bu milletten oy istemektedir.

Türkiye’nin yüzde 52’si Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçmiştir. Sen milletin iradesi ile seçilen Devlet Başkanı’na başkaldırıyorsan, bu millete başkaldırıyorsun demektir. Senin siyasi edep ve ahlaktan da yoksun olduğunun farkında bile olmadığını gösterir bu. Eğer bir ülkede siyaset yapıyorsan, o ülkenin seçilmiş Devlet Başkanı’nı tanımak zorundasın. O’nu karşılamak, O’na saygı duymak zorundasın. Çünkü O’na duyacağın saygı millete duyduğun saygıdan gelir. Şimdi saygı duymadığın milletten ne diye oy istiyorsun? Yoksa Türkiye geneli seçime girerek sadece bölge insanlarından mı oy istiyorsun?

HDP’nin Eş Başkanlık işine neden kimse ses çıkarmıyor. Aynı ülkede iki ayrı sistem kurulmuş ve buna dur diyen de yok. Belediye Başkanları ve genel başkanları da eş başkan. Yani iki kişi birden başkan… Türkiye’de böyle bir sistem var da ben mi bilmiyorum? Eğer böyle bir sistem yoksa bu sistem gücünü nereden alıyor? Yargıtay Cumhuriyet Savcısı bunu görmüyor mu?

HDP’nin devlet başkanına, devlete, millete ve sisteme kafa tutmasını 7 Haziran’da millet sandığa gömecektir. Düne kadar Molotof kokteylleri ve silahlarla milletin canına malına kast eden arkasındaki terör kanı ile bugün gelen HDP, bugün belirli basın yayın organları tarafından şişirilmekte ise bu bir algı operasyonudur.  Bu algı ile milletin HDP’ye barajı aşsın diye oy vereceği sanılıyor. Bu yüzden de ne kadar Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı yapan gazete ve TV varsa, hemen her gün bu partinin açıklamaları ve haberleri var.  Maksat Ak Parti tek başına iktidar olamasın. Bu millet bu oyuna gelmez.

Bu asil Millet her zaman olduğu gibi 7 Haziran’da Yeni Türkiye’yi ve Başkanlığı kuracaktır. Dış kaynaklı senaristler ve onun oyuncularını ise bir kez daha sandığa gömecektir.