Cenevre'de Kıbrıs'ta var olan dinlerin liderlerinin yaptığı toplantı çok önemli. İlk kez Kıbrıs sorununun çözümüne dini liderler de "Barış çağrısı" yaparak etkili bir katkı koyuyorlar.
Geçen yıldan beridir Kıbrıs adası üzerinde yaşamakta olan insanların dini inanışlarına ve ibadete ilişkin sorunları ile dini liderler arasında sürdürülmekte olan bir diyalog süreci var. Gerçekte bu sürecin başlangıcı 3 yıl evvelsine kadar gidiyor.
Geçen ay içinde, adada mevcut dört farklı dini liderin bir araya gelebilmesi ve diyalog kurabilmeleri aşamasına gelene kadar son üç yılda yaşanan dini yakınlaşma ve barışa katkı yolundaki çabaların, Kıbrıs Rum kesiminin siyasi parti lideri gibi davranan Rum Ortodoks Kilisesinin başı Başpiskopos II. Hrisostomos'u yumuşattığı kesin.
Son aylarda Başpiskopos II. Hrisosotomos'un ağzından Kıbrıslı Türkleri ve Türkiye'yi aşağılayan ve hedef gösteren sözlerin çıkmamasındaki nedenin bu süreç olduğu açıkça görülüyor aslında.
Bu sürecin bir diğer kazanımı ve başarısı da ilk kez Güney Kıbrıs ve KKTC yetkililerinin ortak hareketle fon ayırıp bazı dini ibadet yerlerini tamire başlamaları. Teknik Komitenin ise bu konuda arabuluculuk yapması, diğer sorunlu konularda da aynı yöntemin uygulanabileceği ümidini veriyor.
Birleşmiş Milletler yetkililerinin Cenevre toplantısından sonra yaptıkları açıklama, Ortadoğu'da ve İsrail-Filistin sorununda, Kıbrıs'ta denenmekte olan dini liderlerin buluşması yönteminin denenmesi… Açıklamada, dini liderlerin görüşerek, barış, kardeşlik ve birlikte yaşama çağrısı yapmalarının bölge barışına büyük katkı sağlayacağı belirtiliyor.
BM'nin Özel temsilcisi BM Din Özgürlüğü Raportörü Prof. Bielefeldt'in toplantı sonrası yaptığı açıklamada dini liderlerin diyalogunun özellikle Kıbrıs'ta "Nadir bir gelişme" olduğu yönünde.
Tüm bunlara ilaveten Rum Ortodoks Kilisesi temsilcisi Neapolis Piskoposu Porfyrios ile birlikte Din İşleri Başkanı Atalay'ın ve KKTC Cenevre Temsilcisi Ayda Soylu'nun hep beraber öğle yemeği yemeleri, Kıbrıs Rum Yönetimi Cenevre Konsolosu Dr. Antonios Frangos'un Din İşleri Başkanı Atalay'ı yemeğe davet etmesi, birlikte fotoğraf çektirmesi gerçekte adaya barışın getirilmesi çalışmaları ve girişimleri adına güzel gelişmeler.
Dinin vatandaşlığı, ırkı, milliyeti ve coğrafyası olmadığı için toplumlar arasındaki gerçek ve kemikleşmiş sorunlara ulaşabilmek için psikolojik bariyerlerin aşılması gerekiyor. Bunun yolunun da dini liderlerin diyalogundan geçtiği ortaya çıkmış durumda.
Bundan sonraki güzel gelişmede 25 Mart tarihinde BM Din Özgürlüğü Raportörü Prof. Bielefeldt'in veya Koordinatör Salpy Eskidjian'ın katılımı ile Güney Kıbrıs'ta, Din İşleri Başkanımız Talip Atalay ile Rum Ortodoks Kilisesi'nin başı Başpiskopos II. Hrisostomos'un bir araya gelerek görüşme yapacak olmaları. Daveti yapan Başpiskopos II. Hrisostomos.
Bunun mütekabili yani eşit karşı uygulaması ise Din İşleri Başkanımız Talip Atalay'ın Rum Ortodoks Kilisesi'nin başı Din İşleri Başkanımız Talip Atalay ile Rum Ortodoks Kilisesi'nin başı Başpiskopos II. Hrisostomos'u görüşmeye ve yemeğe davet etmesi olacak. Bence çok güzel bir gelişme ve barışa doğru yeni yolların açılması demek bu davet.
Gerçekte 5 Ocak 2014 Pazar günü Din İşleri Başkanımız Talip Atalay'ın davetini olumlu karşılayan Rum Ortodoks Kilisesi'nin başı Başpiskopos II. Hrisostomos, KKTC'ye gelerek hem bir görüşme yapacaktı hem de birlikte öğlen yemeği yenecekti ancak Baf Metropoliti'nin yüksek rütbeli bir din adamına hiç yakışmayacak denli olumsuz tavırları ve işin içine siyaseti karıştırması nedeni ile bu ziyaret gerçekleşememişti. Umarım bu sefer böylesi bir olumsuzluk yaşanmaz ve barış adına güzel bir ivme yakalayan iki dini lider KKTC’de de görüşür.
Özetle; Kıbrıs adasında son 50 yıldır yaşananların bedelini, adada asırlardır yaşamlarını sürdüren iki halk çoktan ödediler. Dini liderlerin karşılıklı görüşmeleri hem Kıbrıs’ta hem de Ortadoğu'da barışa giden yeni bir yol modelini oluşturabilir ve dünyanın geri kalan yerlerindeki sorunlu bölgelere de örnek olabilir...
e-mail: ata@kk.tc
http://www.twitter.com/ataatun
http://www.ataatun.com