Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirdiği ilk toplantıda, yüzde 45 olan politika faizini sabit tuttu. Merkez Bankası, böylece 9 ay sonra ilk defa faiz artışına gitmedi. Peki, TCMB’nin Nisan ayı için açıklayacağı faiz kararı beklentileri değiştirecek mi?
Gülsüm YILDIRIM/HERKES DUYSUN
BURSA (İGFA) - 23 Haziran ayından bu yana cumhurbaşkanı destekli parasal sıkılaştırmanın sonucu olarak TCMB politika faizini sabit tutmuştu. Geçen ayki toplantıda politika faizini yüzde 45'te tutan banka yeterli sıkılığa ulaştığının mesajını vermişti. Kurul kararında sıkı duruşun korunacağı mesajı verilirken enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşunun sıkılaştırılacağı belirtildi.
Açıklanan faiz kararı hakkında Herkes Duysun’a değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Yusuf Dinç, faiz kararının sürpriz olmadığını belirterek, “Merkez Bankası beklentiye girmişti aslında. Son dönemdeki tartışmalarda taraf olması, gözleri üzerine çekmesi piyasanın matematiğinden farklı bir faiz fiyatlaması gerektiriyordu. Bu faiz artışı da buna tepki olarak ortaya çıktı. Normalde faiz artırmadığı bir ay olmuştu şubat ayı. Mart’ı da öyle geçirmesi beklenebilirdi ama kendi sebep olduğu yersiz gündemlerle faiz artırımı yapmadı. Piyasalar bu duruma şaşırsa da ben bir sürpriz olarak görmedim.” ifadelerine yer verdi.
“TCMB PİYASADA STERİLİZASYON YAPABİLİR”
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 6 Mart Çarşamba günü kredi büyümesini kısıtlayan tedbirlerini, 7 Mart Perşembe günü ise zorunlu karşılıklara ilişkin düzenlemelerini açıklamıştı. Merkez Bankası (TCMB), ilave sıkılaşma adımları kapsamında, kredi kartı ve kredili mevduat hesaplarından nakit çekim işlemlerinde faiz oranını ihtiyaç kredisi faiz oranıyla uyumlu seviyeye yükseltirken, bankacılık sisteminde Türk lirası (TL) mevduatın payını artırmaya yönelik yeni adımlar atmıştı. İlerleyen dönemlerde ek tedbirlerin beklendiğini ve bu beklentiyi de Merkez Bankası’nın oluşturduğunu söyleyen Dinç, “Merkez Bankası özellikle kredi kartlarıyla gündemde. Piyasada bir sterilizasyon yapacağına dair, TL miktarını azaltıcı hamlelerde bulunacağını ifade eden bir yaklaşımı var. Önümüzdeki günlerde bunun yavaş yavaş karşılığını görebiliriz ama Merkez Bankası’nın sorun olarak gördüğü yerlerde sorun yok aslında. Kredi kartı meselesini ele aldığımızda burası çok da sorunlu bir alan değil. Reel ekonomide var olmayan bir durum orada gerçekleşmiyor.” dedi.
“SEÇİMSİZ 4 YIL TÜRKİYE İÇİN BİR FIRSAT”
31 Mart yerel seçimlerinin tamamlanmasının ardından Türkiye seçimsiz bir döneme giriş yaptı. 4 yıllık bu süreçte ana gündem konusu enflasyon ve ekonomi olacak. Seçimlerin hem makroekonomik açıdan hem de piyasalar açısından oldukça kritik bir süreçte gerçekleştiğine değinen Yusuf Dinç, “Seçimde çıkan sonuç her ne kadar sürprizler barındırsa da piyasalar tarafında yansıması oldukça sınırlı kaldı. Ekonomi yönetiminin önünde 4 yıllık seçimsiz bir dönem var. Dolayısıyla enflasyona yönelik adımların meyvesinin toplanması, ekonomik aktivitenin yeniden rayına oturtulması için bu seçimsiz dönemin uzunluğu önemli.
Seçim sonucu, 4 yıl seçimsiz sürebileceğini işaret ediyor mu? Bunu önce tartışmak gerekiyor. Bizdeki siyasi aktörler Türkiye’nin değil kendi menfaatlerine odaklı strateji geliştirmeyi ve davranmayı benimsiyor. Bu nedenle siyaset kazanı nasıl kaynayacak önümüzdeki günlerde göreceğiz. Bence Türkiye’nin seçimsiz bir 4 yılı önemli bir fırsat.” şeklinde konuştu.