Dersimiz 'Tarih'!

Turnusol Kâğıdı, bugün tarih programlarının bazılarının 'asit' ve 'baz'larını ayrıştırdı. Seçin, beğenin, alın!..


Bugün ‘Turnusul Kâğıdı’nı bazı tarih programlarına daldırdık. İçerik üzerine konuşmak haddimiz olamaz tabii... Sadece format ve akış itibariyle kısmi, izafi ve ‘enfüsi’ (öznel) tespitler yaptık.

Tarihin Arka Odası (Habertürk): ‘Tür’ün öncüsü ve önde geleni. Bir ‘tarih-şov’ dense de yeridir. Murat Bardakçı’nın ‘fenomenal’ damgasını taşımakta. Mektepli tarihçilik kontenjanı Erhan Afyoncu’nun... Bir ‘entelektüel şiddet’in sıklıkla işlerliğe sokulduğu, seyircinin yer yer azarlardan azar beğendiği program... Bardakçı gibi bir ‘tarih öğretmeni’ kâbusa eşdeğer olurdu! Spektaküler olma derdi, yani ‘temaşa’, maksadın hasıl olmasını (tarih anlatmayı) engelleyecek noktaya da geliyor sık sık. Burada ‘katalitik’ unsur, programın üçüncü yürütücüsü Selin Barlas. Diğerlerinden ona yönelik küçümseyici, alaycı tavrın haddi hesabı yok (iş bazen kadın düşmanlığına da varıyor). Bu, izleyende de bir beklenti, seyri daim kılma yolunda da bir strateji artık. ‘Eğlence’nin ciddiyeti sıkça izne çıkardığı bir akış söz konusu.

Eski Defterler (A Haber): ‘Tarih’in Arka Odası’nın bir ucunda olduğu tarih programları ‘yelpazesi’nin diğer ucunda... Üç saygın mektepli tarihçi (Cemil Koçak, Mehmet Ö. Alkan, Hakan Erdem) yürütmekte. ‘Temaşa’ yok denebilir. Konular alabildiğine ciddi ele alınıp enine-boyuna tartışmaya açılıyor. İzleyiciden sabır ve takat isteyen ‘talepkâr’ bir program. Birbiriyle de iyi anlaşan üç tarihçi bazen akademik muhabbeti koyulayıp ‘ağır ekspres’ haline getirebiliyor akışı. İzleyen açısından gevşemeye gelmez! Ama tarih dersinize girse seveceğiniz hocalar. Yine de fazla samimiyeti, hele ki sululuğu kaldırmayacakları kesin...

Zaman Kaybolmaz (Bloomberg HT): Tam anlamıyla bir ‘One Man Show’... İlber Ortaylı’yı Serfiraz Ergun’un hayli pasif moderatörlüğünde nefesimizi tutmuş dinliyoruz. Disiplinli bir program ve ‘temaşa’dan uzak. Ama Ortaylı’nın kendine has sempatik snobluğu üzerinden akış dinamik. Tabii burada da izleyiciyi korkutan bir bilgi otoritesi her daim hissedilmekte. Tam bir ‘bilen-öğreten adam’ var karşınızda. Soru sormak cesaret ister! Azarlanma uzak ihtimal belki ama küçük düşürülme ve küçümsenmeyle karşılaşılabilir.

Geniş Zaman (TRT Türk): Diğer programlarda olmadığı ölçüde ‘yoruevmsal tarih’ anlayışı öne çıkmakta. Cem Erciyes sunucu-moderatör, Ayşe Hür mektepli tarihçi olarak ‘akademisyen-moderatör’ ve her programda ele alınan konunun uzmanı bir tarihçi, konuk. Programların en ‘feminen’i... Bir kadın tarihçi-moderatör olduğundan değil sade... Erciyes’ten dolayı da. (Cem, tanıdığım en ‘feminen’ adamlardan biridir:) Programda o, ‘biz’i temsil ediyor. Tarihe merak duyan, bundan keyif alan insanı... Tarih dersinize girmesine can atacağınız Hür de ‘öğreten’i değil ‘öğrenen’i içtenlikle ‘oynuyor’.

Konukların önünü açarken ve yer yer araya girerek tamamlayıcı katkılar yaparken zarif. ‘Güc’ü dikey (ezici) değil yatay (paylaşımcı) kullanmakta. Ne bilgi iktidarı ne ‘entelektüel şiddet’ var. Tempo düşükse de sıkıcı değil. Ciddiyet var, ama eğlencesiz de değil. ‘Yelpaze’nin ortasında...

(Radikal gazetesinden alınmıştır)