İSTANBUL - Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Prof. Dr. Şahnur Şener, "Depremlerden etkilenen çocuklardaki travmayı azaltmak için öncelikle çocuğu emniyete almak, bedensel zedelenmeleri gidermek, beslenmesini düzenlemek, aynı anda da yaşına, kayıp türü ve şiddetine göre psikolojik destek sağlamak gerekiyor." ifadesini kullandı.
Türkiye İş Bankası grup şirketlerinden Bayındır Sağlık Grubu'ndan yapılan açıklamaya göre, insanlar yaşamı boyunca az ya da çok çeşitli şekillerde stres ve travma yaşıyor. Bu sıkıntılar yaşamın kendisi olsa da, afetler, yakınını kaybetme, yer değiştirme gibi kaçınılmaz olan olaylar, çocuklarda yetişkinlere göre çok daha fazla etki bırakıyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Prof. Dr. Şahnur Şener, Kahramanmaraşlı merkezli depremlerde de en çok çocukların etkilendiğini belirterek, çocukların travmayı atlatabilmeleri için yapılması gerekenleri sıraladı.
Çocukların yaş aralıklarına ve maruz kaldıkların travmanın şiddetine göre, travmayı kavrama ve anlamlandırma derecelerinin değiştiğini Şener, "6 Şubat’ta yaşadığımız depremin şiddeti, gece herkes uykudayken meydana gelmesi ve neden olduğu kayıpların büyüklüğü çocukların kavrayabilecekleri sınırları aşıyor. Bir anda evini, yakınını, geleceğini kaybeden çocuklar kendilerini bir başka deyişle yaşama bağlandığı bağlar kopmuş ve ortada kalmış gibi hissedebiliyor. Şaşkın ve şokta olan çocuklar, daha sonrasında kimleri kaybettiğine göre yas sürecine giriyor." ifadelerini kullandı.
"DEPREMZEDE ÇOCUKLARA GÜVENDE OLDUKLARINI HİSSETTİRMEK GEREKİYOR"
Prof. Dr. Şahnur Şener, çocuklardaki travmayı azaltmak için öncelikle çocuğu emniyete almak, bedensel zedelenmeleri gidermek, beslenmesini düzenlemek, aynı anda da yaşına, kayıp türü ve şiddetine göre psikolojik destek sağlamak gerektiğini belirtti.
Psikolojik destekte de öncelikle çocuğun şaşkınlık ve farkındalık seviyesini tespit ederek, güvende olduğuna ve yalnız bırakılmayacağına dair teminat vermek gerektiğini vurgulayan Şener, şöyle devam etti:
"Mümkünse şartlara göre yaşayan en yakını ile birlikteliğinin sağlanması da büyük önem arz ediyor. Bundan sonraki aşamada ise çocuğun yaşadıklarını anlatmasına imkan sağlamak gerekiyor. Çocukların resim yaparak veya oyun içinde, tek ya da ailesi ile yaşadıklarını ifade etmesi sağlanabilir. Ayrıca çocuğun yakınlarına da nasıl yaklaşacaklarına ve nasıl bir tutum sergileyeceklerine dair önerilerde bulunmak önem taşıyor. Böyle zamanlarda uyku, yeme, tuvalet gibi kazanılan alışkanlıklarda bozulma olabiliyor. Bu gibi durumlarda çocuklar uzmanlar tarafından kontrol edilerek, müdahale gerekiyorsa yapılmalı, yakını ya da bakımını üstlenen kişiye nasıl müdahale edileceği ile ilgili bilgilendirme yapılmalı."
"ÇOCUKLARIN TRAVMAYI ATLATABİLMELERİ İÇİN OKULA BAŞLAMASI GEREKİYOR"
Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Şener, fiziki sağlığı müsait olan okul çağındaki çocukların travmayı atlatabilmeleri için en kısa zamanda okul yaşantılarına dönmeleri gerektiğini ifade etti.
Çocukların ve özellikle ergenlerin, yaşıtları ve arkadaşları ile birlikte olmaları, yaşadıklarını paylaşmaları en iyi tedavi şekli olarak bilindiğini aktaran Şener, "Sadece travmayı yaşayan değil, ekranlarda gören, duyan çocuk ve ergenler de kısmi olarak etkileniyor. Bu bağlamda bu travmayı deneyimleyen arkadaşları ile yaptıkları paylaşım ve etkileşim her iki taraf için de en etkili bir terapi yöntemi olarak kabul ediliyor. Çocukların okula dönmesi, yaşamının normalleşmesine katkı sağlamasının yanı sıra gelecek umudunun onarılmasına da yardımcı oluyor. Bunun çok büyük bir travma olduğunun ve iyileşme sürecinin zaman alacağının unutulmaması gerekiyor." ifadelerini kullandı.