KÜLTÜR-SANAT

Demet Akbağ'ın tiyatroya yeniden dönüşü

Demet Akbağ, 15 sene sonra yeni bir Yılmaz Erdoğan oyunuyla sahneye döndü. “Aydınlıkevler” hem ona hem ekip arkadaşları Salih Bademci, Sinem Ünsal ve Burak Dakak’a kendilerini çok iyi hissettiren, seyirciyi de mutlu edeceğine gönülden inandıkları bir hikâye anlatıyor. Demet Akbağ, Salih Bademci, Sinem Ünsal ve Burak Dakak, 1975 yılında Ankara’nın Aydınlıkevler’inde geçen, “Yaşamak, zemheriye ve yokluğa direnmek üzerine dar gelirli ama zengin bir hikâye”yi sahneye taşıyan oyunu konuşmak için Ayın Söyleşisi’nde Asu Maro ile bir araya geldi. Röportajın tamamı, Milliyet Sanat Nisan 2022 sayısında…

Demet Akbağ, çalışmalarına 2020’de başlanan ancak pandemi nedeniyle askıya alınan oyunun serüvenini anlatırken kadronun nasıl oluştuğuna da değiniyor. Akbağ, Salih Bademci’de ilk günden beri gözü olduğunu söylerken Bademci oyuna dahil olma sürecini “Hayalini kurduğum, kendimi izlerken yerine koyduğum, “Keşke ben de olsaydım,” dediğim şey karşıma geldi,” diye anlatıyor. “Aydınlıkevler”in genç oyuncuları Sinem Ünsal ve Burak Dakak da projede yer almaktan duydukları mutluluğu ve heyecanı dile getiriyorlar.

Türkiye’de tiyatroların ağırlıklı olarak yabancı metinleri tercih etmeye başladığını söyleyen Salih Bademci “Çok keyifli, çok zevkli fakat bir noktada seyirciye ulaşamadığını fark ediyorsun,” diyor ve “Şu an mesela bu oyun için ekstra heyecanlıyım, seyirci adına da. Bu kadar naif ve güzel bir tekstle karşı karşıyayız,” diye devam ediyor.

Yılmaz Erdoğan’ın “Aydınlıkevler”in metnini, Demet Akbağ’ın merhum eşi Zafer Çika’ya ithaf etmesini başarılı oyuncu “Zafer çok istiyordu. ‘Hadi Yılmaz bir oyun yaz, karım tiyatroyu özledi, ona bir oyun yaz.’ O zor zamanlarda (Yılmaz’la) sık sık birlikteydik, bir akşam evden ayrılırken, ‘Hadi kendini çabuk toparla, çünkü biliyorsun ona bir sözümüz var, o sözü tutmamız lazım,’ dedi. Teksti de ona ithaf etmiş zaten,” diye anlatıyor.

“Aydınlıkevler”in seyirciye heyecan içinde, güzel bir iki saatlik yolculuk vadettiğini söyleyen Demet Akbağ “Bence seyirciler salondan mutlu ayrılacaklar,” derken Salih Bademci duygularını “İnsanlara iyi hissettirmek adına bir şeyler yapıyor olmak, hem kendim hem de tiyatro adına çok mutlu ediyor beni. O yüzden de müteşekkirim,” diye dile getiriyor.

Sürecin başından beri çok heyecanlı olduğunu ve canlandırdığı karakteri çok sevdiğini dile getiren Burak Dakak “Hepimiz belki farklı yerlerden heyecanlıyız ama paylaştığımız ortak şey bence aynı. O yüzden çok kıymetli,” derken Sinem Ünsal oyunu “Sadece bu dönemi yaşamış seyircinin değil hiç duymamış yaşdaşımız ya da daha genç kardeşlerimizin de kendini çok güvende hissedeceği bir zaman dilimi olacak. Çünkü hayatın ne kadar güvenli bir ortam olabileceğini gösteren bir hikâye… Ve sıcaklık. Hayatta birbirine güvenerek, insanlığa umut bağlayarak, yarınlara inanarak ve sıcak bir aile ortamında gerçek ve samimi ilişkiler kurarak yaşanabileceğini gördük hikâyede. Bu bence her yaştan insana kendini çok iyi hissettirecektir,” diye anlatıyor.

Asu Maro imzalı eğlenceli söyleşinin tamamı Milliyet Sanat’ın Nisan 2022 sayısında…

FOTOĞRAFLAR: BURCU KARADEMİR