Cumhurbaşkanlığı Sarayı

Türkiye, sivil halkın kullandığı yolun kapatılmasıyla tören alanı haline getirilen Başbakanlık Binası ayıbından kurtuldu.

Yabancı devlet erkânı geldiğinde eski Başbakanlık binasının önündeki yol araç ve insan trafiğine kapatılmak zorunda kalıyordu. O bölgede oturanların yıllardır şikayet ettiği bir şeydi bu durum.

Atatürk Orman Çiftliği içindeki Beştepe'de hizmet vermeye başlayan Cumhurbaşkanlığı Sarayı bu ayıbı bitirdi. Ancak, enteresan bir şekilde yeni bina nedense yabancı medyanın ilgi odağı oldu.

Hadi bizimkileri biliyoruz da yabancı medyanın bir idari binayla bu kadar ilgilenmesi hayra alamet midir?

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Fransa ziyaretinde de Fransız gazeteciler yeni binayı gündeme getirdi.

Bir Fransız gazetecinin "Atatürk'ün mirasıyla ilgili bir soru sormak istiyorum. Bir cumhurbaşkanlığı sarayı inşa ettirdiğinizi biliyoruz?" şeklindeki sorusuna Erdoğan, Atatürk'ün Çankaya Köşkü'nü değil Pembe Köşkü kullandığını belirterek "Soruyu sorarken maalesef işi iyi bilerek sormuyorsunuz" diye cevap verdi.

New York Times bile manşetine taşıdı Cumhurbaşkanlığı Sarayımızı. Tabii ki güçlü ve itibarlı bir Türkiye hiçbirinin işine gelmez.

Hakeza aynı şekilde Amerikan ve Alman medyasında da yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili pek çok haber çıktı.

***
Türkiye'nin 700 yıllık bir devlet geleneği, bir siyasi geçmişi, bir tarihi var. Tabi ki devletin, milleti temsil makamı olarak yabancı devlet adamlarını karşılayacağı bir sarayı da olacak.

Mesela Türkiye'den hiç kimse Fransa'daki Elize Sarayı'nı, İngiltere'deki Buckingham Sarayı'nı veya ABD'deki Beyaz Saray'ı diline dolamaz.
Tabi bu saray konusu da Batı medyasının Türkiye'ye karşı açtığı savaşta garnitür olarak kullandığını biliyoruz.

İngiliz, ABD, Fransız ve Alman medyası başta olmak üzere Batılı medyadan Türkiye'ye dört bir koldan saldırılıyor.

***
Mesela Almanya'da ders kitabında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na ve tüm Türkiye'ye hakaret eden karikatür yayınlanıyor.

Biz de Almanya'da 3 milyon vatandaşımızın yaşadığını, en azından bu insanların hassasiyetini gözeterek Almanya'nın Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na hakaret etmesinin haddi olmadığını söylüyor, yazıyoruz.

Fakat o da ne bu aşağılık tavrı savunmak Türkiye'deki bir takım paralel operasyon sitelerine düşüyor.

Ondan sonra "İhanet" deyince de kızıyorlar. Bunun başka anlamı var mı?

***
Hiç kimsenin, milletin seçtiği ve Türkiye Cumhuriyeti devletini temsil eden Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a veya herhangi bir yöneticimize terbiyesizlik etme haddi değildir. 

Bu Cumhurbaşkanı Ekmeleddin İhsanoğlu da olsa böyledir, Kılıçdaroğlu, Bahçeli veya Demirtaş olsa da böyledir…

(Aktüel'den)