POLİTİKA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (2)

- "Türkiye Cumhuriyeti Devleti sıradan bir devlet değildir. Biz 29 Ekim 1923'te ilk defa tarih sahnesine çıkmış değil, sahneye yeniden çıkmış bir milletiz" - "Bu Cumhuriyet korkuyla değil cesaretle; ürkeklikle değil öz güvenle; daralarak değil büyüyerek; dışlayarak değil kapsayarak; ayrıştırarak değil kucaklayarak korunur, kollanır, büyütülür ve yüceltilir"

TBMM (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti sıradan bir devlet değildir. Biz 29 Ekim 1923'te ilk defa tarih sahnesine çıkmış değil, sahneye yeniden çıkmış bir milletiz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, şehitlerin kanından rengini alan ay yıldızlı al bayrakla birliğin, kardeşliğin temel felsefe metni olan İstiklal Marşı ile Cumhuriyet'in aydınlık gelecekleri olduğunu; Cumhuriyet fikrini ve ruhunu ebed müddet korumaya, kollamaya ve yaşatmaya devam edeceklerini söyledi.

Cumhuriyet'in, Türkiye'nin de bulunduğu coğrafyada on yıllar boyunca devam eden kanlı savaşların neticesinde kurulduğunu altını çizen Erdoğan, "Sevr'de bize bir harita dayatarak, 'Sizin ülkeniz burası olacak.' dediler. 'Hayır, biz haritamızı kendimiz çizeriz, sınırlarımızı kendimiz belirleriz.' dedik. Milli Mücadele'yle haritamızı şehitlerimizin kanıyla çizdik. Binlerce yıllık köklü devlet tecrübemizle, hür irademizle toprağımız için savaşarak, kan dökerek, can vererek bağımsız vatanımızı inşa ettik. Yakın coğrafyamızdaki bazı ülkeler ne yazık ki aynı başarıyı gösteremediler." ifadelerini kullandı.

Osmanlı bakiyesi olan bu coğrafyada tam bir asırdır kan, gözyaşı, savaş ve çatışmanın dinmediğini; Osmanlı Devleti'nin mirasçısı olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin de bu kaostan ister istemez etkilendiğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ancak hata şuradadır; coğrafyamızdaki kaosa bakanlar korkmuşlar, ürkmüşler, tedirgin olmuşlar ve Cumhuriyet'imize ürkek bir kuş muamelesi yapmışlardır. Geçmişin korkuları son derece yanlış biçimde kapanmaya, kısıtlamaya, özgürlükleri daraltmaya ve maalesef iç düşmanlar üretmeye yol açmıştır. Bu milletin her bir ferdi, özellikle gençlerimiz, yavrularımız şunu çok iyi bilmeli, her zerrelerine kadar idrak etmelidir: Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sıradan bir devlet değildir. Biz 29 Ekim 1923'te ilk defa tarih sahnesine çıkmış değil, sahneye yeniden çıkmış bir milletiz. Kuşkusuz 29 Ekim çok önemlidir. Tarihin kritik bir dönüm noktasıdır, yeni bir başlangıçtır ancak bu aziz millet, yüzyıllardır, binyıllardır hem tarih sahnesinde var olan hem de tarihin akışına yön veren, tarih yazan, tarih yapan bir millettir."

- "Korku, Cumhuriyet'imizin bir vasfı asla ve asla olamaz"

"Şu yeryüzü üzerinde korkuyu korkutan ve korkutacak olan yegane millet mensubu olduğumuz asil millettir." diyen Erdoğan, bunun en son ve somut örneğinin 15 Temmuz şanlı direnişi olduğunu söyledi.

Tarihte elde ettiği şanlı zaferleriyle yeryüzünde başı dik, iftiharla, gururla yürümeyi hak eden yegane milletin Türk milleti olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu millet değil kendinin, bütün bu coğrafyanın, mazlum ve mağdurların, ezilenlerin, kimsesizlerin hatta tüm insanlığın umudu bir millettir. Unutmayın, düşersek yeniden doğruluruz; yanarsak küllerimizden yeniden doğarız; yıkılırsak yeniden dimdik ayağa kalkarız. Kolumuzu, kanadımızı kesseler daha gür, daha köklü, daha güçlü bir fidana dönüşürüz. Kimse bizi yanlış bellemesin. Hele hele bu milletin hiçbir ferdi korku, ümitsizlik, yeis, karamsarlık içinde olmasın. İşte onun için söylüyorum; bu Cumhuriyet korkmaz. Korku Cumhuriyet'imizin bir vasfı asla ve asla olamaz. Biz, İstiklal Marşı bile 'Korkma' diye başlayan bir milletiz. Bu Cumhuriyet korkuyla değil cesaretle; ürkeklikle değil özgüvenle; daralarak değil büyüyerek; dışlayarak değil kapsayarak; ayrıştırarak değil kucaklayarak korunur, kollanır, büyütülür ve yüceltilir. Bizim Cumhuriyet'imizin mayası kardeşliktir. Onu ilelebet ayakta tutacak olan da hiç kuşkusuz tereddütsüz, şüphesiz şu içinde bulunduğumuz kardeşliğimizdir."

Cumhuriyet'in 101 yılda çok önemli mesafeler katettiğini; savaştan çıkmış bir ülkenin bugün satın alma paritesine göre dünyanın 11'inci ekonomisi olduğunu ifade eden Erdoğan, ülkenin her köşesini imar ettiklerini, yurdu, okullarla, üniversitelerle, hastanelerle, yollarla, köprülerle, tünellerle donattıklarını, bağımsızlığı korurken iddiaları ve idealleri sımsıkı muhafaza ettiklerini anlattı.

Geçen yıl meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde büyük hasar alan Hatay'ı ziyaret ettiklerini; büyük deprem darbesi geçiren Hatay'da yeniden bir diriliş ve ayağa kalkış olduğunu anlatan Erdoğan, deprem bölgesindeki diğer illeri de ziyaret edeceklerini bildirdi.

- "Hamdolsun savunma sanayinde ayağa kalkıyoruz"

"Bize durmak yok, evvelallah biz yine küllerimizden dipdiri ayağa kalkarak yola devam edeceğiz." ifadesini kullanan Erdoğan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Tek başına savunma sanayinde elde ettiğimiz mesafe bile ülkemizin nereden nereye geldiğinin en anlamlı göstergesidir. 23 yıl önce biz neredeydik? Yüzde 20. Şimdi neredeyiz? Yüzde 80. Terör, bütün her türlü gayretleriyle saldırmasına rağmen şu anda yüzde 80'i yakaladık ve çok değişik alanlarda hamdolsun savunma sanayinde ayağa kalkıyoruz. Şunu kabul etmemiz gerekir; belli dönemlerde Cumhuriyet'in öz evlatları ayrımcılığa, dışlanmaya maruz kaldılar, görmezden gelindiler, ötelendiler, hırpalandılar. Son bir asırda elbette çok güzel günler de gördük ama ondan daha fazla hüzün, acı, gözyaşı, baskı gördük."

AK Parti'yi 23 yıl önce kurarken en büyük hedeflerinin ve ideallerinin devlet ile milleti kucaklaştırmak, cumhur ile Cumhuriyet'i buluşturmak, milletin kardeşliğini daha da yüceltmek olduğunu belirten Erdoğan, "Bu ülkede dindarlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılıyordu. Cesaretle üzerine gittik, ayrımcılığa son verdik. Yoksulun sesi çıkmıyordu, garip gurebanın sesi olduk, nefesi olduk, elinden tuttuk, ayağa kaldırdık. Alevi kardeşlerimizin sorunları vardı, çözmek için samimi adımlar attık. Gayrimüslimlerin sorunları vardı, onları devletle kucaklaştırmak için cesur hamleler yaptık. Tüm bunları sabote etmek için önümüze çok engeller çıkardılar, kitleleri çıkardılar, darbe girişiminde bulundular. Yaşanan ihmallerden ve acılardan nemalananlar her türlü yol, yöntem ve değeri kullanarak sorunları istismar ettiler fakat biz yılmadık, yıkılmadık, durmadık ve kardeşliği büyütmekten asla vazgeçmedik." değerlendirmesinde bulundu.

(Sürecek)