Anastasiadis’in çözümden ne anladığı önemli.
Daha da önemli olan Rum toplumunda yerleşik anlayışlara karşı tavır koyma aşamasında Anastasiadis, ne kadar yürekli?
Kıbrıs sorununun gereksinimi siyasi iradeden öte siyasi cesarettir.
İrade eksikliği derken aslında söylenmek istenen cesaret olmalı.
Çözüm iklimi oluşmadan, ya da çözüm mevsimi gelmeden tarafların gerçek niyeti ya da gerçek çözüm kapasitesi kolay kolay belli olamaz.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yeni başkanı seçildi.
Nikos Anastasiadis, yeni başkan.
Anastasiadis, ilk açıklamasında önceliğinin ekonomi olduğunu söyledi.
Başka olamazdı.
Güney Kıbrıs ekonomik sorun bağlamında alev alevken başka hangi konu öncelikli olabilirdi ki...
***
Kıbrıslı Türklere yönelik sesleniş bölümünü okudum.
Okumayanlar için paylaşayım.
“Şu anda Kıbrıslı Türk vatandaşlarıma hitap ediyorum.
Barışa, dostluğa ve çağdaş bir vatana götürecek, tüm vatandaşların insan haklarına saygılı, herkes için gelişme ve refah beklentileri yaratacak samimi bir Avrupai çözüm niyetimi ifade etmek istiyorum.
Ayrım yapmaksızın tüm vatandaşların haklarına saygılı çağdaş ve çok kültürlü bir ülke istiyoruz. Bu çabamızda, AB’nin ve uluslararası koşullarda kabul edilemez bir durumun son bulmasını samimi şekilde arzu eden diğer dost tüm ülkelerin desteğini alacağımızdan eminim. Bugünden itibaren Kıbrısımız için yeni bir dönem başlıyor.
Bütün siyasi güçleri ve bütün vatandaşları, birlik ve beraberlik içerisinde, her şeyden önce bir ulusal kurtuluş hükümetiyle vatanımızda daha iyi bir yarına inançla yeni bir ümit verici sürece girmeye davet ediyorum.
Bu savaşı birlik olarak verecek ve birlikte kazanacağız. Bu süreçte, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yeni başkanı olarak bütün gücümü ortaya koymak sorumluluğunu taşıyorum.”
***
Anastasiadis, siyaseti iyi bilen isimlerden.
Partisinin bünyesinde Rum sağından öte Rum milliyetçi unsurların uç unsurlarının olduğu da biliniyor.
1974’te Makarios’a karşı yapılan darbeninin destekleyicilerinin en yoğun olduğu parti DİSİ...
DİSİ, DIKO’nun da sağında tanımlandı yıllarca.
Ancak Anastasiadis’in liderliğinde DİSİ kendisini Avrupa’daki kardeş partilere göre yapılandırmayı hedefledi.
Bu hedefe ulaşmak için ne kadar mesafe aldı?
Bu sorunun yanıtı dünden bugünü DİSİ sorgulanarak elde edilebilir.
***
Anastasiadis’in Kıbrıslı Türklere seslenişinde, vatandaş yaklaşımı öne çıkmıştır.
Bu saptamamam Anastasiadis’in “Kıbrıslı Türklerin de kabul edeceği bir çözüm” yaklaşımını görmezlikten geldiğim anlamını taşımaz.
Ancak adadaki gerçekleri görme yaklaşımındaki farklılıklar ne olursa olsun hiç bir Rum siyasi 1974 sonrası oluşan bölünmüş yapıyı peşinen kabul etmez.
Anastasiadis’in gevşek federasyon yaklaşımı Türk tarafına sıcak ve başlangıç için olumlu gelebilir.
İş masada ciddi ciddi müzakere aşamasına geldiği zaman Anastasiadis’in olası koalisyon ortaklarından muhalefetteki AKEL’e kadar tüm siyasi unsurların etkisinde kalacağından kimsenin kuşkusu olmasın.
***
Kıbrıs sorununun çözüm sürecinde Kıbrıslı Türklerin toplumsal kimliği, adada siyasi hakları olan taraf özelliği anımsanır.
Bunun dışında Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı Kıbrıslı Türklerin, eşit vatandaşlık hakların güler yüzlü söylemlerin birkaç paragrafına sıkıştırılır.
Aslında 1974 hatta 1963 Aralık ayından günümüze Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki hakları eşit vatandaş şemsiyesi altında olmadı.
1963 Aralık ayında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasal dokusu bozuldu.
Kıbrıs Cumhuriyeti bir anlamda Rum Devleti oldu.
O yapı içinde Kıbrıslı Türklerin bireysel hakları kimlik, pasaport alma oldu yıllarca.
Sağlık sisteminden yararlanırken en alt gelir grubu vatandaş muamelesi gördük. Bu da aslında eşit vatandaş uygulamasının dışında bir uygulamadır.
Kıbrıslı Türklerin vergi sorumluluğunu ne kadar yerine getirdiğini sorgulama cesaretleri olmadı.
Bölünmüş yapı içinde Kıbrıslı Türklerin, AB’ye yönelik sesi çıkmasın diye verilebilecek kadar “sus payı” verildi.
Hristofyas bile sınırlı “eşit vatandaşlığın” dışına çıkamadı.
Anastasiadis, çıkabilir mi?
İlk bakışta zor.
***
Yazıma noktayı koymadan Kıbrıs sorununa döneyim.
Anastasiadis’in çözümden ne anladığı önemli.
Daha da önemli olan Rum toplumunda yerleşik anlayışlara karşı tavır koyma aşamasında Anastasiadis, ne kadar yürekli?
Kıbrıs sorununun gereksinimi siyasi iradeden öte siyasi cesarettir.
İrade eksikliği derken aslında söylenmek istenen cesaret olmalı.
Çözüm iklimi oluşmadan, ya da çözüm mevsimi gelmeden tarafların gerçek niyeti ya da gerçek çözüm kapasitesi kolay kolay belli olamaz.
Çözüm mevsimi gelsin, yeter!!!
Neye yeter?
Önce tarafların duruşunun netlik kazanmasına ondan sonra da uzlaşı noktasına yaklaşmalara için neler yapılabileceğinin belirlenmesine...
Günün sözü:
Eyleme dönüşmeye düşünce seslendirmesi, kuru laftır.
(Havadis gazetesinden alınmıştır)