Çikolatacının Adaleti

Hiç çikolatanın başkenti York’a doğru gittiniz mi? 

Belçika çikolata ülkesi olsa da York’un tahtını alamaz elinden diyecek kadar eski ve görkemli bir geçmişi var.

 

Bir gün mutlaka gideceksiniz ve gitmelisiniz? Gidenler enfes çikolatasının tadına bakmış, nasıl yapıldığını gözlemlemiş ve beğenmiştir. Ama hiç kimsenin aklına sosyal adalet, gelir eşitsizliği ile savaş ve işçilerin çalışma ve refah seviyesinin iyileştirilmesi için hayatı boyunca çabalayan çikolata fabrikası sahibi Joseph Rowntree gelmez nedense. Bugün ölüm yıl dönümü…işçilerin sefilliğinin henüz artmadığı bir yıl 1925 yılında öldü, biraz bahsetsek?

 

Bay Rowntree, henüz 14 yaşında iken manav olan babası ile İrlanda’ya yaptıkları seyahatte Büyük Kıtlık denilen İrlanda kıtlığını kendi gözleriyle gördüğü ve etkilenerek ileride bu konuya eğildiği bilinir. 

O, hayırsever bir İngiliz iş adamı, çikolatacı ve çikolata fabrikası sahibi olarak sadece işini geliştirmek ve büyütmek çabasında olmadı. Çalışanların yaşam kalitesi firmasının büyümesi kadar önemliydi onun için. Ayrıca, eşitlik ilkesiyle hareket edip hayırseverlik peşinde koştu. 

Köy kalkınması amacıyla birkaç tane de vakıf kurup sosyal eşitliği savunduğu gibi emeklilik sisteminin fikir babası olarak ileri yaşlarda da gelir sahibi olmanın da yolunu açtı.

 

Firmasındaki çalışan sayısı 30’dan 4.000’e çıktı çünkü atölyeden fabrikaya geçerek 19. yüzyıl Britanya İmparatorluğu’nun ilk 100’deki firmalarından biri oldu. York’taki gecekondulaşmanın önüne geçmek için 123 dönüm arazı alarak çalışamlar için ev inşaatına girişti. New Earswick Köyü’nü kurdu. O aslında haftada 25 Şilin ücretle çalışan bir işçinin de iyi şartlarda bir evde oturmasına olanak sağlamaya çalışıyordu ki 1900 yıllarında 30 olan ev sayısı 1950’li yıllarda 600’ün üzerine çıkardı. İnşaat hızında geçilmez olduğumuz için bu rakam çekici gelmeyebilir ancak dönemin tekniklerini ve tek bir kurumun elinden çıkan, kar amacı gütmeyen bir başarı olduğunu dikkate almak gerekir. Kentsel dönüşüme sokulmasına gerek duyulmayacak sağlamlıkta ve estetik kaygıda. Köyün sokaklarında gezerken ve yüzyıl başından kalan evlere bakarken zannederim aklınızdan başka şey geçmez.

 

Sonunda firmasına ne oldu?

 

Rowntree Nestle tarafından satın alındı. Hemen global güçler, büyümek ve piyasaya hakim olmak, işçi haklarının çiğnenmesi türü şeyler geliyor insanın aklına tabi.

 

Nestle satın aldı ama yine de Britanya piyasasında ismin bilinilirliğini dikkate alarak marka adını kullanmaya devam etti. Bir yerlerde karşınıza çıkabilir. KitKaT ile hem de..DikKat!


O zaman ‘packed lunch’ denilen öğle yemekleri için vazgeçilmez olan tatlı niyetine yenilen KitKat ile konuyu kapatalım. Burası çikolata tadında…

KitKat Yorkludur ve tabi toplum yararını gözeten Rowntree Fabrikası’nda üretiliyor…hala daha. Britanya’da üretilen KitKat’lar süt tozu değil süt ile yapıldığını düşünürseniz dünyanın en lezzetli işini çıkarıyorlar diyebilirsiniz. İngilizlerin sütten daha çok peynir vb şeyler yapmak yerine çay ve çikolataya ekledikleri sonucuna varabilir miyiz acaba? Çünkü fabrika hala daha günde 5 milyon Kitkat parmak çikolatası üretiyor ve 1 milyar civarındaki tüketim Britanya’da ki bu da her saniyede 564 tane parmağın yenmesi demektir. Tabi süt ve şeker diş sağlığına zararlı ki İngilizlerin diş sağlığının neden bu kadar kötü olduğunun da bir açıklaması olabilir belki. Yine de yüksek karbonhidrat oranı Britanya’nın Hitler’e karşı II. Dünya Savaşı’nda etkili olduğu bile biliniyor. Askerlerini KitKAt ile beslediler, desteklediler, mutlu ettiler.

 

1999 yılından beri de paketlemek için folyo kullanmıyor. Rengi de kırmızıdır, market rafında gözünüze gelsin, eliniz uzansın diye. Logosu da basit ama klasik.

Britanya’dan sonra en çok Japonya'da opülerdir, çocuklar arasında değil sadece…büyükler de. Öğrencilere sınava girmeden önce bir KitKat vermek ve ‘Kitto Katsu’ demek yani zihin açıklığı dilemek adettendir ve o bakımdan kültürel bir yakınlık duyarlar Nestle'nin KitKat’ına…

 

Manav, kakao, çikolata ve yardımseverlik, York’ta sizi meşgul eden, enerji ve zihin açıklığı veren şeyler olsun!