GENEL

CHP Sözcüsü Yücel, Samsun'da MYK toplantısına ilişkin açıklama yaptı:

- "Kamuda tasarruf diye emekliye, işsize, işçiye bu ülkenin dar gelirli vatandaşlarına dayatılacak adı tasarruf özü hak ve hizmet gasbı olan her türlü uygulamanın da karşısındayız" - "Devlet kurumları memur alımı yapmayacaksa KPSS puanları sadece işsizliği puanlayan bir sınav olmaktan öteye geçmeyecek" - "158 bin öğretmen açığı varken sadece 20 bin öğretmen atayan zihniyete bir kez daha hatırlatıyoruz; İtibardan tasarruf olur, eğitimden tasarruf olmaz"

SAMSUN (AA) - CHP Sözcüsü Deniz Yücel, "Kamuda tasarruf diye emekliye, işsize, işçiye bu ülkenin dar gelirli vatandaşlarına dayatılacak adı tasarruf özü hak ve hizmet gasbı olan her türlü uygulamanın da karşısındayız." dedi.

Yücel, CHP Samsun İl Başkanlığında Genel Başkan Özgür Özel'in başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.

Tokat'ın Erbaa ilçesindeki patlamada yaralananlara geçmiş olsun dilekleriyle sözlerine başlayan Yücel, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın vefatından dolayı İran halkına başsağlığı diledi.

Yücel, 105 yıl önce Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'e inanç ve kararlılıkla sahip çıktıklarını belirterek, 105 yıl önce gençlere verilen değeri bugünün iktidarında göremediklerini ifade etti.

Milli Eğitim Bakanlığının müfredat değişikliğine de işaret eden Yücel, "İçinde 19 Mayıs ruhunun, Atatürk'ün, Cumhuriyet değerlerinin, şehit asteğmen Kubilay'ın olmadığı bir müfredatı dayatmaya çalışıyor. Özgürlükleri kısıtlanan, sorgulamasına, itiraz etmesine izin verilmeyen, işsizliğin ve umutsuzluğun kıskaca aldığı bir gençlik var bugün. Büyük umutlarla üniversiteye giren, binbir zorlukla okuyan ama iş bulamayan bir gençlik var. Bu nedenle gençler artık çareyi yurt dışına gitmekte buluyor. Gençler iş bulabilecekleri, daha iyi koşullarda yaşayabilecekleri, daha özgür, daha güvende olacakları ülkeleri tercih ediyorlar." ifadelerini kullandı.

CHP olarak gençlerin umutsuzluk içinde kaybolmalarına izin vermeyeceklerini söyleyen Yücel, "Çağdaş, bilimsel, laik eğitimden asla vazgeçmeyeceğiz. Sadece parası olanların değil, bütün çocuklarımızın tamamının nitelikli eğitim almalarını sağlayacağız. Her sorunda ilk vazgeçilecek kesim olarak gençleri gören bu iktidara inat, biz gençlerden asla vazgeçmeyeceğiz. Bu vesileyle Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıkışının 105'inci yıl dönümünü ve 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'mızı bir kez daha kutluyorum." diye konuştu.

Yücel, bir hafta önce "kamuda tasarruf paketi" adı altında bir dizi tasarruf tedbirlerinin açıklandığını hatırlatarak, "En başta şunu açık ve kesin bir dille ifade edelim. Kamuda israfa son verilmeli. İsrafı sona erdirecek her türlü tedbir alınmalıdır. Bu konuda tavrımız açık ve net. Kamuda tasarruf diye emekliye, işsize, işçiye, bu ülkenin dar gelirli vatandaşlarına dayatılacak adı tasarruf, özü hak ve hizmet gasbı olan her türlü uygulamanın da karşısındayız." dedi.

- "Binlerce işsiz gencin umudu yok ediliyor"

Tasarruf adı altında memurun ulaşım hakkına, lojman hakkına göz dikildiğini savunan Yücel, şunları söyledi:

"Binlerce işsiz gencin umudu yok ediliyor. Bu sözde tasarruf paketi, çalışanın hakkına göz diken bir düzenlemeden başka bir şey değildir. Sarayların lambaları ışıl ışıl yanmaya devam edecek, uçak sayıları, makam araçları azalmayacak ama emekçi servise binmeyecek, kamuda gençlere yer açılmayacak. Bunun adı tasarruf değil, bunun adı seçim intikamı. Ekonomideki kötü gidişatın faturası yine emekçiye çıkarıldı. Memur lojmandan çıkacak, işe giderken servis kullanmayacak, işsiz gençlere devletin kapısı tamamen kapanacak ve buna tasarruf denilecek. Paketin geneli üzerinden 100 milyarlık bir tasarruf hedeflendiği açıklandı. Türkiye'nin 2024 yılı genel bütçesi 11,89 trilyon lira. Tasarruf hedefi bunun yüzde biri bile değil. Sayın Şimşek'in deyimiyle bu para genel bütçede çerez parası."

Yücel, 26 Mayıs Pazar günü Ankara'da Tandoğan Meydanı'nda düzenleyecekleri "Büyük Emekli Mitingi'ne vatandaşları davet etti.

İktidarı devleti şirket gibi yönetmekle eleştiren Yücel, "Memur sayısının azaltılması, güvencesiz çalışmanın ve esnek çalışma yöntemlerinin yaygınlaştırılması, emek sömürüsünün normalleştirilmesi için AKP epey çaba sarf ediyor. Kamuda tasarruf paketiyle 3 yıl boyunca kamuya ancak emekli olanların sayısı kadar yeni personel alınabilecek olması da bunun göstergelerinden biri. 158 bin öğretmen açığı varken sadece 20 bin öğretmen atayan zihniyete bir kez daha hatırlatıyoruz; İtibardan tasarruf olur, eğitimden tasarruf olmaz. Bu ülkenin gençlerinin son umudunu da elinden alıyorlar." ifadelerini kullandı.

- "Neden KPSS için para toplanıyor?"

Emekli maaşlarına da değinen Yücel, "Emekli ikramiyesiyle eskiden ev alınırdı, araba alınırdı, şu anda ikinci el bir araç bile alınamıyor. Hangi vatandaşımız emekli olacak da yerine işsiz bir gencimiz gelecek? Onun da liyakat kuralları çerçevesinde olacağının bir garantisi yok. Kim bilir kimin eşi, çocuğu, akrabası bu kadroları dolduracak. Bu paket yeni mezun olan öğretmen, sağlık personeli adaylarının ya da kamuda kariyer düşünen gençlerin yurt dışı arayışını arttıracak. O zaman gençlerimiz neden KPSS'ye hazırlanıyor? Neden KPSS için para toplanıyor? Devlet kurumları memur alımı yapmayacaksa KPSS puanları sadece işsizliği puanlayan bir sınav olmaktan öteye geçmeyecek." değerlendirmesinde bulundu.

Yücel, açıklanan tasarruf tedbirleriyle birlikte önümüzdeki 3 yılda kamu kurumlarındaki memur sayılarının azalacağını, devlette sözleşmeli personel sayısının artacağını, kamuda işçi sayısının ise memur sayısına yaklaşacağını ve iş güvencesinin kalmayacağini dile getirdi.

Yücel, 2019 yılından bugüne kadar 8 yargı reform paketi açıklandığını, 9. yargı reform paketinin geleceğini ifade ederek, şöyle konuştu:

"Devletin iç ya da dış siyasal yararına yönelik olarak gerçekleştirilen bazı faaliyetlerin cezalandırılması söz konusu olacak. Bu kapsamda iktisadi, mali, askeri, milli savunma, kamu sağlığı, kamu güvenliği, kamu düzeni, teknolojik, kültürel, ulaştırma, haberleşme, siber alan, kritik altyapılar ve enerji gibi alanlar devletin iç ya da dış siyasal yararları kavramı içerisinde değerlendirilecek. Bu gibi alanlarda yapılan eleştiriler, haberler, açıklamalar ya da faaliyetler suçun konusunu oluşturabilecek. Böyle bir düzenleme kanun yapma tekniğine, Ceza Hukukunun temel prensiplerine, Anayasada teminat altına alınan temel hak ve hürriyetlere aykırı ve sadece ve sadece AKP'nin keyfi uygulamalarına hukuki bir kılıf bulma çabasından başka bir şey değildir. Bu düzenleme ne demek biliyor musunuz? 'Hükümeti eleştireni bir kılıf bulup içeri tıkarım, istediğim kadar da ceza veririm' demek. Geçmişte buna benzer düzenlemeler Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi ancak AKP ısrarla Meclis'teki çoğunluğuna güvenerek Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı düzenlemeleri Meclis'e getirmeye devam ediyor. AKP'nin rafa kaldırdığı demokrasi anlayışında vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlükleri günden güne tırpanlanıyor. AKP yarattığı korku toplumu içinde sadece biat eden vatandaş istiyor. Biz CHP olarak vatandaşın hakkını, hukukunu, özgürlüklerini korumak konusunda bir adım bile geri atmayacağız."

"Emniyet teşkilatı mensuplarıyla çetelerin ve üst düzey bürokratların da adının karıştığı bir darbe yapılanması"ndan bahsedildiğini belirten Yücel, "Emniyet Teşkilatı'na yıllarca FETÖ'den referans almadan polis almazsanız, liyakati değil, çeşitli tarikatları ve FETÖ referansını dikkate alırsanız netice böyle olur. Ne yaparsanız yapın dikiş tutmaz, korkarız ki daha kötü günler bizi bekliyor." ifadelerini kullandı.

Yücel, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bu olayların kilit isimlerinden biri olduğunu öne sürerek, "Yargıya, adalet mekanizmasına ve devlete hak ettiği itibar ve güven yeniden kazandırılmak isteniyorsa Süleyman Soylu'nun derhal dokunulmazlığının kaldırılarak yargılama sürecine dahil edilmesi gerekmektedir." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hamas'ı Kuva-yı Milliye'ye benzettiğini de dile getiren Yücel, şunları kaydetti:

"Hamas'ı Kuva-yı Milliye'ye benzetmek kendi tarihini bilmemek, atalarının bu topraklarda verdiği mücadeleyi hafife almak demektir. Bugün Hamas'ı Kuva-yı Milliye'ye benzetmek gaflet, dalalet ve cehalettir. Kuva-yı Milliye'nin her bir mensubuna hakarettir. Kuva-yı Milliye'nin başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. Mustafa Kemal Atatürk öyle büyük bir liderdir ki, bir taraftan vatanını ve milletinin bağımsızlığı için ordularının başında savaşmış bir komutan, bir taraftan da 'Bayrak bir ulusun bağımsızlığının simgesidir, onurudur, şerefidir, ne olursa olsun çiğnenmez' diyerek önüne serilen bayrağı yerden kaldırtan ve çiğnetmeyen bir lider. Siz hiç Kuva-yı Milliyecilerin sivilleri katlettiğini duydunuz mu? Anadolu'yu savunmak biz varken Hamas'a düşmez. Biz Mustafa Kemal Atatürk'ün bağımsızlık davasını hala sürdüren ve bu uğurda ölmeyi göze alanlarız. İhtiyaç olursa Anadolu'yu biz savunuruz. Net bir şekilde ifade edeyim Kuva-yı Milliye, dünya siyasi tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir halk hareketidir."