CHP niye hep iç kavgaların, “gürültay”ların partisidir? Ali Topuz’a göre bunun sebebi parti içi demokrasi yokluğudur.

Parti içi demokrasi kavgasıyla İsmet Paşa’yı deviren Ecevit de lider olunca tüzüğü değiştirerek parti içi muhalefeti susturmak istemiş, kavgalar çıkmıştı.

Şimdi CHP parti içi demokrasi kavgası yolunda iki gün arayla iki kurultay yapacak!

Fakat bence CHP’deki kavgaların bir sebebi daha var: Sürekli seçim başarısızlıkları... İktidara yürüyen bir parti olsaydı bu kavgalar çıkar mıydı?

Oy vermiyor diye halkı suçlayabilirsiniz ama bu size çözüm üretmez. Nitekim Kılıçdaroğlu, haklı olarak, “suç halkta değil, halkın desteğini alamıyorsak suç bizde” diye belirtti.

Aydınlar ve toplum

CHP’liler şu iki maddi olguyu görmelidir:

Eskiden de CHP oyla iktidara gelemezdi ama ülkenin entelektüel inisiyatifi CHP çizgisindeydi. Uzunca bir zamandır CHP çizgisi bu entelektüel inisiyatifi kaybetmiştir, liberal ve muhafazakâr fikirler daha etkilidir.

İkincisi CHP eski köylü Türkiye’de, eski daha az okuryazar, dünyaya daha kapalı Türkiye’de bugünkünden fazla oy alırdı; oyları hiçbir zaman yüzde 33’ün altına düşmemişti. Bugünkü Türkiye daha şehirli, daha eğitimli, dünyaya daha açıktır ve CHP daha az oy almaktadır!

Nedenlerini sosyolojik açıdan araştırmak gerekmez mi?

Kafa karışıklığı

Ben Kılıçdaroğlu’nun yenilik yapmak istediğini görüyorum ve bu çabasını destekliyorum. Fakat geçenlerde hükümetin Suriye politikasını eleştirirken “Türkiye’nin yeri mazlum milletlerin yanıdır!” demesi CHP’deki kafa karışıklığının bir örneğidir.

Ne demek bu? Türkiye’nin yeri Batı değil miydi?!

Hem bu çağda “mazlum milletler” terminolojisi mi kaldı? Atatürk o kavramı zaferden sonra terk etmişti. Kaç yıl geride kalmış bir kavram! “Gelişmekte olan ülkeler” falan deniliyor çağımızda.

Ortadoğu’ya, Asya’ya, Afrika’ya açılım falan diye konuşmak lazımdır.

CHP’nin iç kavgalarının bir sebebi de kafaların böyle karışık olmasıdır.

Değişen Anadolu

Halka seslenirken hangi kesimlerden oy alabileceğinizi düşünüyorsanız o kesimlerin ekonomik, sosyal ve siyasi diliyle konuşmak gerekmez mi?

Türkiye değişiyor. Anadolu’da köylülük sosyolojik olarak erimektedir. Eski usul esnaflığın yerini KOBİ’ler, küçük ve orta boy girişimciler almaktadır.

“Halkımız”ın yükselen ve toplumsal kalkınmaya öncülük eden katmanlarıdır bunlar.

Sosyal demokrat bir partinin temel muhataplarının bunlar olması gerekmez mi?

Biraz eski usul Kemalizm, biraz eski usul solculuk, bunlar yeni Türkiye’de eski oranlarda oy getirmiyor. Ve biraz modern sosyal demokrasi... Bu da tutarlı ve inandırıcı olamıyor; aydınlar üzerinde de halk üzerinde de...

CHP’nin yeni bir ‘kitap’ yazması lazım. Bugünkü Türkiye ve dünya diliyle konuşan ve yarınlar için vizyon ortaya koyan bir teori, bir çerçeve metin...

Ecevit’in “Atatürk ve Devrimcilik” kitabı 1970’lerde böyleydi ve daha çok köylüye seslenmişti. Bugünkü Türkiye’ye ve dünyaya seslenen yeni bir kitap, bir vizyon ortaya koymadıkça CHP’de söylem birliği sağlamak da geniş toplum kesimleriyle duygudaşlık yaratmak da mümkün olmaz... Olmuyor zaten...