Büyük Şehir Sağlam Ruh

Hepimiz Londra’nın temposunu biliyoruz, değil mi? Sabahın köründe yola koyuluyoruz, metroya yetişmeye çalışırken yarım yamalak bir kahvaltıyla güne başlıyoruz. Gün içinde işlerin peşinden koşturuyoruz, akşam da eve döndüğümüzde yorgunluktan başka bir şeye hâlimiz kalmıyor. İşte bu yoğunluk içinde bir an durup “Ben ne yapıyorum? Kendime nasıl bakıyorum?” diye sormak gerekiyor. Çünkü hem bedenimize hem de zihnimize gereken özeni göstermezsek bu devasa şehir bizi yutabilir!

Şimdi gelin, Londra gibi bir yerde nasıl dengede kalabiliriz, biraz bundan bahsedelim.

Doğa ile Buluşma

Bir yerden bir yere koşuştururken bazen Londra’nın güzelliklerini fark etmeyi unutuyoruz. Ama şehrin harika parkları var! Hyde Park mesela... Şöyle bir gidip derin bir nefes almak, kafanızı dağıtmak için birebir. Regent’s Park ya da Hampstead Heath de aynı şekilde. O koca şehir gürültüsünden uzaklaşıp kuş cıvıltıları eşliğinde yürümek o kadar iyi geliyor ki. Bir deneyin derim, farkı hemen hissedeceksiniz.

Beslenmeye Dikkat Etmek

Londra’nın yemek seçenekleri çok geniş, biliyorum. Ama sağlıklı beslenmek için özellikle pazarları ve organik marketleri keşfetmek harika bir fikir. Borough Market’te gezip taze sebze-meyve almak mesela. Sonra eve gidip kendinize güzel bir yemek yapabilirsiniz. Hem daha sağlıklı hem de daha ekonomik olur. Bir de arada o popüler vegan restoranlardan birine uğrayın, pişman olmazsınız!

Birazcık Hareket

Londra’da egzersiz yapmamak için hiçbir bahanemiz yok. O kadar çok seçenek var ki! Mesela Thames boyunca bir yürüyüş yapabilirsiniz. Ya da parkta koşuya çıkabilirsiniz. Daha profesyonel bir şey isterseniz spor salonları da çok yaygın. Ama bence en kolayı şu: İşe ya da markete giderken mümkün olduğunca yürüyün. Hem spor yapmış olursunuz hem de şehri daha yakından tanırsınız.

Telefonu Bir Kenara Bırakmak

Ekranlara bakarak ne kadar zaman harcadığımızı fark ediyor musunuz? Telefon elimizden düşmüyor. Ama arada bir telefonu kapatıp gerçek hayata dönmek lazım. Londra bu konuda çok cömert bir şehir. Bir tiyatroya gidin mesela ya da bir müze gezin. Southbank’te kitap okuyarak saatlerin nasıl geçtiğini anlamazsınız bile. Dijital dünyadan biraz uzaklaşıp şehirle bağ kurmak gerçekten ruhunuza iyi gelir.

Uykuya Önem Vermek

Londra’da uyumak bazen gerçekten zor. Gürültü, ışık... Ama kaliteli bir uyku için birkaç küçük önlem alabilirsiniz. Akşamları kendinize bir bitki çayı demleyip biraz rahatlamayı deneyin. Yatak odanızı karanlık ve sessiz bir hale getirin. Hafta sonları da şehirden biraz uzaklaşmak isterseniz Cotswolds gibi yerlere küçük bir kaçamak yapabilirsiniz.

Londra’nın temposuna uyum sağlamak zorunda değilsiniz; kendi hızınızı yaratabilirsiniz. Kendinize zaman ayırmak, hem ruhunuza hem de bedeninize iyi bakmak, bu şehirde mutlu kalabilmenin anahtarı. Haydi, bugün kendiniz için küçük bir adım atın. Hyde Park’ta yürüyüş mü olur, Borough Market’te alışveriş mi, yoksa bir müze ziyareti mi? Karar sizin.

Ama şunu unutmayın: Kendinize bakarsanız, Londra ve tüm dünya size çok daha güzel görünmeye başlayacak…