Bugünün keyfini çıkarın sonrası \"Allah Kerim!\"
Bugün ucuz döviz günüdür. Ucuz döviz tüketim demektir. Üretim demektir. İstihdam demektir. Enflasyonun aşağıya inmesi demektir. Döviz bol ve ucuz... Daha ne istiyorsunuz?
Cari açığın (döviz açığının) ne olacağı gibi konuları kafanıza takmayın. Böyle geldi, böyle gider!
Baksanıza, Hükümet, Merkez Bankası bir ara “Cari Açık” sorununu ciddiye alarak talebi frenlemeye, ekonomiyi küçültmeye, dolar fiyatını yükseltmeye kalkmıştı.
Sonra Hükümet ve Merkez Bankası bile “Dert etmeye değer mi?” havasına girdi. Frenleri gevşetti.
Dolar 1.73 TL’lerden satılmaya başlayınca piyasadaki oyuncular “Du bakalım? Merkez ne yapacak?” diyerek dikkat kesildi. Piyasa oyuncuları dün saat 14.00’te Merkez Bankası’nın ne yapacağını merak ile bekliyordu.
- Merkez Bankası yüklüce miktarda döviz alımına geçerse doların daha aşağılara inmesini istemediğini, ekonominin ısınmasına izin vermeyeceğini gösterecekti.
- Merkez Bankası olan bitene ilgisiz kalırsa, dolar fiyatının daha da aşağılara inmesine aldırmayacağını ve de ekonominin “Allah ne verdi ise o kadar büyüsün” politikasını benimsediğini ilan etmiş olacaktı.
Merkez faiz ile işaret verdi
Dün saat 14.00’te Merkez Bankası, dolar fiyatının daha fazla aşağılara inmesinden hoşlanmayacağının işaretini verdi.
- Dolar fiyatının daha fazla ucuzlamaması için piyasadan dolar satın almadı ama...
- Faizlerle oynayarak, “Ey bankalar... Faizi ucuzlatarak likiditeyi bollaştırmayı düşünüyorum. Türk Lirası ile piyasadan istediğiniz kadar dolar alın” dedi.
Piyasada dolara talep artınca ne olur? Dolar fiyatı aşağıya inmez... (Yeter ki dolar arzı talepten fazla artmasın. Açık anlatımıyla ülkeye döviz girişi hızlanmasın.)
Merkez Bankası dün faiz indirdi ama, indirdiği faiz “sembolik” faiz. Faizde “tavanı” aşağıya çekti. Koridoru daralttı. Merkez Bankası’nın en yüksek borç verme faizi yüzde 15.5 idi. Onu yüzde 14.5’e indirdi. (Bu faiz oranı tavan faiz oranıdır. Tavan yüzde 15.5 iken bankalar yüzde 7.5-yüzde 8.0 ile borçlanabiliyordu.
İner mi, biner mi?
Bundan sonra doların fiyatı ne olur? İner mi, biner mi?
Her şeye rağmen Hükümet’in ve Merkez Bankası’nın politikası gene de belirsiz. İstenen nedir bilinmiyor.
- İçeriye döviz girdiği ölçüde dolar fiyatının gerilemesine ve de ekonominin ısınmasına, büyümenin sürmesine izin mi verilecek?
- Belli tedbirler ile “makul -hazmedilebilir” bir büyüme mi sağlanacak?
- Cari açığın küçültülmesi için dolar fiyatının belli bir çizginin üzerinde tutulmasına ve de 2012 yılında büyümenin yüzde 2-3’lerde kalmasına mı çalışılacak?
Merkez Bankası Başkanı yılın başında yerli ve yabancı piyasalara mesaj vermişti. “Türk Lirası bu yıl değerlenecek” demişti: Bu mesaja göre doların ucuzlaması normaldir.
ABD, AB’nin babaları, Çin ve Japonya piyasaya para akıtmaya ve faizi düşük tutmaya niyetli. Bu durumda dünyada yüzer gezer döviz bollaşacak ve Türkiye’ye döviz girişi devam edecek demektir. Bu şartlarda ucuz ve bol döviz talebi canlı tutar. Ekonomiyi coşturur. Büyüme eski çizgisinde devam eder.
Sonuç: 2012 de böyle geçer. Sonrası... Bırakınız sonrasını. Ucuzlayan ve bollaşan dövizin keyfini çıkarın... Sonrası Allah Kerim!
(Milliyet)