Geride bıraktığımız hafta başında Hollanda medyası araştırmacı gazeteci Mehmet Ülger’in öldüğünü duyurdu. Ülger bir çok Hollanda medya kuruluşunda çalışmıştı. Hollanda Türk sivil toplum kuruluşları ve siyasette aktif olanların bir çoğu Mehmet Ülgeri tanır. Genel olarak hafızalarda Türkiye ve Türkler karşıtı birisi olarak bilinir. Bu tanım belki Holllanda’daki Türk solu için geçerli olmayabilir. Türk inancı ve geleneklerinde ölenlerin ardından hayırla konuşulduğunun farkındayım. Ancak, mesele şahsi olmadığından, burada bir iki olayı ifade etmemi hoş görün.
Mehmet Ülger ve Hollandalı bayan gazeteci Stella Braam 1997 yılında ‘Bozkurtlar, aşırı Türk sağının izinde’ adında bir kitap yayınladılar. Kitap yayınlanınca Mehmet ve Stella kendilerinin tehdit edildiği haberleri medyayı doldurdu. Kitabın çok satmasının amaçlanması hesap edilmiş olmalı ki, her iki yazar kendilerinin güvende olmamalarından dolayı bir süre saklandılar. Özgürlükler ülkesinde böyle bir olayın zuhur etmesi, kitabın reklamını sağladı. Bozkurtlar zaten bazı Hollandalıların kafasında tehlikeliydi. Bu tür yayınlarla sözkonusu algı ve önyargı daha da güçlendi. Ama önemli olan Mehmet Ülger ve Stella Braam’ın Bozkurtlar kitabının daha fazla satmasıydı. Saklandıkları yerden demeç veren yazarlar bir süre Hollanda gündemini meşgul etmeyi başardılar.
Stella yağlı güreş yapmak istiyordu…
Kısa bir süre sonra, Mehmet Ülger’in arkadaşı Stella Braam, Türkevi Derneği’nin Amsterdam’da organize ettiği Yağlı Güreş Şampiyonasına katıldı. Güreşmek istediğini söyledi. Görevliler bunun bir tuzak olduğunu anlayıp, siz bayansınız kendinize bir partner bulun cevabını verdiler. Stella yanındaki bayan arkadaşının ismini güreşmek üzere yazdırdı. Cazgır, Stella ve arkadaşını er meydanına davet etti. Fakat Stella ortalarda yoktu. Stella bir hafta sonra ‘de Groen Amsterdammer’ gazetesine yağlı güreşlerle ilgili bir haber yayınladı. Başlık şöyleydi: ‘Türk gençleri Türkiye için ölmeye hazır’. Stella’nın niyeti belliydi. Güreşleri bahane ederek, Türkevi’ne iftira atmak ve organizatörleri zor duruma düşürmekti. Stella cevabı çoktan hak etmişti.
Türkler ne kadar tehlikeli kitabı...
Haksızlığa şahit olan Hollandalı gazeteci ve akademisyenler harete geçtiler. Mehmet Ülger ve Stella Braam’ın yazdığı kitap ve medyanın Türk gençleri üzerinde etkilerini araştırdılar. Araştırma sonuçları Amsterdam’da tartışıldı. Bulgular ve tartışma notları ‘Türkler ne kadar tehlikelidir’ başlığıyla kitap olarak yayınlandı. Kitapta Türk tarihi, Hollanda‘ya göç tarihi ve Bozkurt’un Türk tarihindeki yeri de anlatıldı. Bu kitap da, ‘Bozkurtlar’ kitabı kadar olmasa da medyada ilgi çekti. Ülger ve Braam’ın iddialarına gölge düşmüştü. Zira kitapta, 1970’li yılların sonlarında Türk solcularının da şiddet yanlısı olduğu ifade ediliyordu. Ülger ve Braam başta olmak üzere Hollanda’ki Türkiyeliler bu duruma çok kızdılar. Hiç beklemedikleri bir anda, Hollandalı gazeteci ve akademisyenlerden okkalı bir tokat yemişlerdi çünkü. Televizyonda Stella Braam cevap veriyordu güya. İki eliyle bizim yayınladığımız ‘Türkler ne kadar tehlikelidir’ kitabını sallıyarak ‘bu araştırmayı Türkevi başkanı Veyis Güngör yaptırmıştır’ cümlesiyle milyonlara reklam yapıyordu.
Evet. Bozkurtlar kitabının yazarlarından Mehmet Ülger öldü. Perşembe günü Schiedam Alevi Cemiyetinde yapılan bir törenle ebedi istirahatgahına yolcu edildi. Mehmet, yaptığı iftiralar için merhametlilerin en merhametlisi Allah’a hesap verecek elbette. Stella ne yapıyor bilmiyorum. Ama sesi, soluğu ve medyada haberleri filan kesildi. Esamesi okunmuyor. Her dönem Ülger ve Braam’lar eksik olmuyor. Kullandıkları malzeme yalan, iftira, karalama, çamur atma. Bazı çakallar, yayınladıkları yazıların altına imza atamayacak kadar karektersizler. İlahi adalet er geç tecelli edecektir. Yapan yaptığını bulacaktır.
Bosna katili zehir içti
Bu hafta Hollanda’da ilginç bir ölümle karşılaştık. Adam canlı yayında zehir içti. Ve öldü. Mazlumların ahını almak kolay mı? Hırvat general Slobodan Praljak’tan bahsediyorum. Kaç suçsuz insanın, savunmasız kadının ve çocuğun ölümüne sebep oldu bilmemki. Mostar köprüsünün yıkılması emrini verendi. Lahey’de yargılanıyordu. Hakkında karar okunuyordu. Aniden ayağa kalktı ve konuşmaya başladı. Size güveniyorum dedi eski general. Cebinden bir küçük şişe çıkardı canlı yayında şişenin kapağını açtı ve içindeki zehiri içti. Mahkeme salonu bir anda karıştı. Duruşmaya ara verildi. General hastaneye kaldırıldı ama kurtarılamadı. Öldü. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste...