Bölgesel Dengeler Hızla Değişiyor

Türkiye’nin İsrail ile olan ticaretini tamamen durdurma kararı, önümüzdeki aylarda bir takım yeni gelişmeleri tetikleyerek, İsrail’in Filistin halkına uyguladığı saldırı, soykırım ve yok etme stratejisini derinden etkileyecek gibi gözüküyor.

 

İsrail, Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı 12’inci ülke konumunda.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2023 yılında Türkiye İsrail arasındaki ticaret hacmi 6,8 milyar dolar olup, bu alışverişin yüzde 76’sı Türkiye’nin İsrail’e sattığı mallardan oluşmakta.

 

İsrail, buna ilaveten kara yolu üzerinden yaptığı ithalatı, -özellikle petrol gibi stratejik ürünleri- Türkiye üzerinden yapmakta. Bu yüzden de, Türkiye’nin kendi toprakları ve limanları üzerinden İsrail’in üçüncü ülkelerden aldığı ürünlerin, üretim için gereksinim duyduğu, hammadde ve rezerv cevherlerin özellikle de İsrail’in Azerbaycan’dan aldığı petrolün sevkiyatına kısıtlama getirmesinin İsrail’in ekonomisini sıkıntıya sokacağı kesin. (Bu konuda İsrail’in Türkiye’ye bağımlılığı, Türkiye’nin İsrail’e olan bağımlılığından kat be kat fazla.)

 

Bu gerçekler göz önüne alındığında, Türkiye'nin, İsrail ile yapılmakta olan karşılıklı ticareti tamamen durdurma kararı, 20’nci yüz yılın son yıllarında birçok ülkenin Güney Afrika Cumhuriyeti'nde, Avrupa kökenli beyazların, diğer ırklardan üstün olduğu fikrini acımasızca uygulayan “apartheid” rejimine karşı uyguladığı izolasyonu, bütün mal ve hizmetlerin alım ve satışının durdurulmasını, siyasi ve diplomatik ilişkilerin kesilmesini içeren  küresel izolasyon politikasına benzemekte ve çağrıştırmakta.

 

Güney Afrika Cumhuriyeti’nde bir asırdan fazla bir süre ile asker ve polis gücüne ilaveten beyazların hiçbir şekilde tutuklanmadığı kaba güç uygulaması ile apartheid rejimini sürdürmeyi başarmış Avrupa kökenli beyazların oluşturduğu son hükümet, bu küresel izolasyonların altında ezilmiş ve pes etmişti. Apartheid uygulaması da bir daha geri gelmemek üzere tarihin tozlu sayfalarına gömülmüştü.  

 

Şunu da belirtmek de yarar var ki, Türkiye’nin bu kararı esas itibarıyla İsrail halkına yönelik değil. Bu kararın alınmasının nedeni, küresel izolasyon politikasıyla soykırım politikasını ısrarla sürdüren İsrail hükümetinin iktidardan gönderilmesi, Filistin halkına ve Gazze’ye yönelik saldırıların durması.

 

Özellikle bazı sağduyu sahibi ülkelerin de Türkiye’nin İsrail ile ticareti tamamen durdurmak uygulamasını örnek alıp ileriki günlerde İsrail ile yapmakta oldukları ticareti durdurma kararı almalarının, ABD’nin İsrail’e verdiği/vereceği tüm desteğe rağmen İsrail’i zora sokacağı kesin.

 

Bu aşamada, ABD faktörü ve Türkiye-ABD siyasi ve ekonomik ilişkileri ileri çıkmaya ve önem kazanmaya başlamış durumda. Birkaç gün evvel, ABD’de 57 Demokrat Partili Temsilciler Meclisi üyesinin, İsrail’in saldırılara devam etmesinin bölgeyi, İsrail’in ve ABD’nin göze alamayacağı boyutta bir savaşın eşiğine getireceğine değinerek ABD Başkanı Joe Biden’dan İsrail’e yapılan yardımların kesilmesini istemesi ve de ABD hükümetinin, Türkiye’nin bu kararını saygı ile karşıladığını açıklaması, bölgesel dengelerin değiştiğine işaret etmekte.

 

İleriki haftalarda, İsrail’in küresel desteği büyük oranda kaybedeceğini, hızla yalnızlaşmaya doğru gideceğini ve bunun sonucu olarak da soykırım yanlısı hükümetin iktidardan gideceğini, saldırıların duracağını ve Filistin devletinin tanınma yolunda büyük kazanımlar elde edeceğini söylemek mümkün.    

 

Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN

KKTC Cumhurbaşkanı Danışma Kurulu Üyesi

KKTC Cumhuriyet Meclisi 1. Dönem Milletvekili