GENEL

BM'de, Türkiye'nin öncülük ettiği Sıfır Atık Hareketi "insani hakları ve kadın" açısından ele alındı

- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş: - "Bugün iklim değişikliğinin ve çevre kirliliğinin olumsuz etkileri en fazla kadınları ve çocukları etkiliyor. Hepimizin bildiği üzere, artan sanayileşme ile birlikte, insan ve toplum sağlığını olumsuz etkileyen durumlarla daha sık karşı karşıya kalıyoruz" - "Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi'nin himayelerinde yürütülen ve Türkiye'de başlayıp küresel bir ivme kazanan Sıfır Atık projesi de Türkiye'nin çevresel sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığını açıkça ortaya koyuyor. Özellikle bu konuda kadın haklarının önceliklendirilmesi önemli gündem maddelerimizden biridir"

CENEVRE (AA) - Türkiye'nin ana sunucusu olduğu ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda oy birliğiyle kabul edilen "Sıfır Atık Hareketi", insani hakları ve kadın açısından BM Cenevre Ofisi'nde ele alındı.

Türkiye, Sierra Leone ve Surinam işbirliği ve diğer ortakların katkılarıyla "Zehirli Maddeler, Sıfır Atık, Kadınlar ve İnsan Hakları" konulu panel düzenlendi.

BM Cenevre Ofisi'nde devam eden İnsan Hakları Konseyi'nin 57'nci Oturumu kapsamında düzenlenen etkinlikte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın öncülüğünde 2017'de başlattığı Sıfır Atık Hareketi'nin felsefesi ve somut sonuçlarının yanı sıra iklim değişikliği, çevresel kriz, kirlilik ve atıkların kadınların hayatında oluşturduğu sorunlara değinildi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın video mesaj gönderdiği programa, Türkiye'nin BM Cenevre Ofisi nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Burak Akçapar, Sierra Leone'nin BM Cenevre Ofisi nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Lansana Gberie, Cenevre Çevre Ağı Koordinatörü Diana Duarte Rizzoli'nin yanı sıra BM Çevre Programı (UNEP), BM Kadın Birimi (UN Women), BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ve diğer ilgili kuruluşlardan panelistler katıldı.

Bakan Göktaş, gönderdiği video mesajında, toplantının faydalı kararlar almak için bir fırsat sağlayacağını ümit ettiğini kaydederek, dünyanın çeşitli bölgelerinin hala farklı zorluklarla karşı karşıya olduğunu söyledi.

Göktaş, "Bugün iklim değişikliğinin ve çevre kirliliğinin olumsuz etkileri en fazla kadınları ve çocukları etkiliyor. Hepimizin bildiği üzere, artan sanayileşme ile birlikte, insan ve toplum sağlığını olumsuz etkileyen durumlarla daha sık karşı karşıya kalıyoruz. Giderek büyüyen sınır ötesi kirlilik sorunu, doğanın ciddi şekilde tahrip olmasına neden oluyor. İklim değişikliğinin ekosistemleri ve insan sağlığını ciddi şekilde etkileyen bir sorun olduğu da kuşkusuz açıktır. Ne yazık ki, bu olumsuz etkiyi kadınlar üzerinde daha belirgin ve ciddi biçimde gözlemliyoruz." dedi.

Çevre kirliliğinin, kadınların üreme sağlığını etkilediğini, doğum sırasında ciddi sağlık sorunlarına neden olduğunu ve kanser riskini artırdığını vurgulayan Göktaş, bakım yükünün büyük bir kısmını üstlenen kadınların, çevre kirliliği nedeniyle sağlığı bozulan diğer aile üyelerinin sağlık ve bakımının yönetilmesi konusunda da artan taleplerle karşı karşıya kaldığına dikkati çekti.

Göktaş, "Özellikle kırsal alanda, toprağın ve suyun kirlenmesi, daha çok kadınların özellikle gıda gibi temel ihtiyaçlarını karşılamalarını da güçleştiriyor. Çevre sorunları, ekimden hasada varana kadar tarım ve çiftçilik gibi çoğunlukla kadınların çalıştığı sektörlerde halihazırda var olan eşitsizlikleri artırıyor." diye konuştu.

Çevre kirliliği ve zararlı atık probleminin, toplumsal adalet ve eşitlik üzerinde ekstra yük olarak ortaya çıktığına işaret eden Göktaş, çevre kirliliğini, neden olduğu problemleri azaltmak yönüyle değerlendirmenin yanı sıra kadınların lider rolde kirliliğin temel nedenlerini görüşmek için aktif katılımlarının sağlanması yönüyle de ele almaları gerektiğinin altını çizdi.

Bakan Göktaş, şunları söyledi:

"Şunu özellikle vurgulamak isterim ki; Türkiye, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, çevre kirliliği ve iklim değişikliği ile mücadelede kararlı adımlar atan ve ulusal koşullar kapsamında etkili bir strateji yürüten bir ülkedir. Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi'nin himayelerinde yürütülen ve Türkiye'de başlayıp küresel bir ivme kazanan Sıfır Atık projesi de Türkiye'nin çevresel sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığını açıkça ortaya koyuyor. Özellikle bu konuda kadın haklarının önceliklendirilmesi önemli gündem maddelerimizden biridir. Bu kapsamda, Pekin Deklarasyonu ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile uyumlu bir şekilde çalışmalarımızı yorulmadan sürdürüyoruz. Hayata geçirdiğimiz projelerle kadın erkek eşitliğinin sağlanması ve iklim değişikliği bağlamında kadınların güçlendirilmesi konusunda önemli ilerlemeler kaydettik. 2024-2028 yıllarını kapsayan 'Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planımızın' ana politika eksenlerinden biri çevre ve iklim değişikliğidir. Ayrıca kesintisiz olarak kadın girişimciliğini teşvik ediyor ve kadın kooperatiflerini güçlendiriyoruz."

Cenevre Çevre Ağı Koordinatörü Rizzoli de panelin açılışında yaptığı konuşmada, Sıfır Atık Hareketi konusunda Türkiye ve Emine Erdoğan'ın öncü rolüne işaret etti.

- "Zehirli maddeler, kirlilik ve atıkların neden olduğu zararlar orantısız şekilde kadınları etkiliyor"

Büyükelçi Akçapar ise programa katılan tüm konuşmacı ve panelistlere teşekkürlerini iletti.

"Bugün burada devlet başkanlarımızın eşleriyle birlikte BM Genel Sekreteri'nin Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu'nda görev alarak büyük bir misyonu sürdüren Sierra Leone ve Surinam'ın yanında olmaktan onur duyuyorum." diyen Akçapar, Sıfır Atık Hareketinin, daha çevre dostu tüketim modellerini teşvik ederek ve dairesel bir ekonomiyi ilerletmek amacıyla atık kirliliği krizini ele aldığını bildirdi.

Akçapar, Danışma Kurulu üyelerinin, Türkiye tarafından sunulan ve 105 ortak sponsor ülke tarafından desteklenen Genel Kurul kararının uygulanmasına yönelik farkındalık oluşturma ve en iyi uygulamaları paylaşma yoluyla yerel ile ulusal sıfır atık girişimlerini teşvik ettiğini kaydetti.

"BM Sıfır Atık Kararı'nın ulusal ve küresel düzeylerde uygulanmasının iklim değişikliğiyle mücadeleye, Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşılmasına ve özellikle sağlıklı çevre hakkı olmak üzere insan haklarının teşvik edilmesine katkıda bulunacağından eminiz." ifadelerini kullanan Akçapar, bu hareketin içinde kadınların rolü vazgeçilmez olduğunu vurguladı.

Akçapar, "Zehirli maddeler, kirlilik ve atıkların neden olduğu zararlar orantısız şekilde kadınları etkiliyor. Kadınlar aynı zamanda çevresel zorluklara etkili çözümler getiriyor ve sıfır atık uygulamalarına öncülük ediyor." dedi.

- "Sıfır Atık Hareketi, tüm yaşam döngüsünde atıkların ortadan kaldırılmasına yönelik bir girişim"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı İrde Çetintürk Gürtepe de programa video mesaj ile katılarak yaptığı konuşmada, dünya nüfusunun hızla büyüdüğüne ve kaynak ihtiyacının da arttığını dikkati çekti.

Gürtepe, "Özellikle kaynak kullanımının artması, atık ve emisyonların artmasıyla birleşince iklim değişikliği, su kıtlığı ve hava kirliliği gibi birçok olumsuz duruma neden olmuş ve ne yazık ki ekosistemdeki dengeyi bozdu. Bu anlamda, Sayın Emine Erdoğan'ın liderliğinde ülkemizde yürütülen 'Sıfır Atık Hareketi', dairesel ekonomiye geçiş vizyonu ve atığın bir kaynak olduğu anlayışıyla, sağlıklı ekosistemlerin taşıma kapasitesi içinde insanların yaşadığı şehirlere ve yaşam ortamlarına yüksek yaşam kalitesi sunmayı, küresel sorunlara çözümler getirmeyi hedefliyor." dedi.

Sıfır Atık Hareketi'nin sadece bir atık toplama veya geri dönüşüm programı olmadığını vurgulayan Gürtepe, bunun, tüm yaşam döngüsünde atıkların ortadan kaldırılmasına yönelik bir girişim olduğunu söyledi.

Gürtepe, küresel anlamda Sıfır Atık Hareketi ve kazanımlarına da işaret ederek, "Proje başladığında sadece yüzde 13 olan geri dönüşüm oranını 2023 sonunda 35’e çıkardık. Projenin başlangıcından bu yana toplamda yaklaşık 60 milyon ton geri dönüştürülebilir atık işlenerek ekonomiye kazandırıldı." diye konuştu.

Programa video mesaj ile katılan BM'nin zehirli maddeler ve insan hakları konusundaki Özel Raportörü Marcos Orellana ile diğer panelistler, Sıfır Atık Hareketi konusunda Türkiye'nin ve Emine Erdoğan'ın rolünü vurguladı.