Beş Günde Öğrendiklerim

Kilometrelerce uzakta olsanda;

 

Gencecik bedenler, kendini ateşe atarken onlar evlerine dönmeden, bir anne olarak uyunmadığını öğrendim.

 

5 günde boğazından lokma geçmeyince nasıl kilo verildiğini  öğrendim.

 

Müziksiz yaşayamam derken 5 gün boyunca onsuz da yaşanırmış, öğrendim.

 

Her gün güneş nerde diye yakınırken şu 5 günde dışarda parıldayan güneşi farketmediğimi ögrendim.

 

Göz yaşlarıyla da olsa yazı yazılabilirmiş onu öğrendim.

 

*

 

Fenerbahçe Galatasaray kavgalarından bıkıp, takımımı sonsuza kadar bıraktığımı söylediğim için ve bu kadar çabuk kendi sözlerimden nasıl utanabildiğimi öğrendim.

Taraftarın yeri geldiğinde nasıl bir omuz olabileceğini, nasıl da delikanlı olduklarını öğrendim.

Şimdi benim Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş diye üç tane takımım var.

 

*

 

 

“Teknoloji en büyük düşman! insanlar Facebook ve Twitter’a köle oldu, doğayı unuttu! ” diye düşünmüş olmamın ne kadar yanlış olduğunu öğrendim.

 

Türk gençliğinin ister internet başında ister sokakta, her şekilde ve en ayık haliyle isterlerse dünyayı yerinden oynatabileceklerini öğrendim.

 

*

 

Kimilerinin dediği gibi Üç beş ağaç için; 

İşte o üç beş ağaç, vatan toprağındaysa  dünyayı ayağa kaldırabileceklerini öğrendim.

 

*

 

Zamanında çok eleştirdiğim “üç çocuk yapın” önerisine karşı gelmemin ne kadar yanlış olduğunu ve  bence böyle yürekli olacaklarsa üç değil beş çocuk yapılması gerektiğini öğrendim.

 

*

 

Hiç kimsenin düşüncesini, inandıklarını küçümsememeyi ve kavga etmeden dinleyebilmeyi öğrendim.

 

*

 

Dışardaki kalabalığı önemsediğimi ve artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını öğrendim. 

 

*

 

Ve bir kez daha  şunu öğrendim ki; Bir Türk genci dünyaya bedelmiş..