Benim Sınırlarım Nerede?

Kendimi bildim bileli hiç de kolay öğrenebilen birisi olmadım;
Matematik öğrenmem için çoğu kişiden daha çok problem çözmem gerekti,
Fizik öğrenebilmem için çoğu kişiden daha fazla deney yapmam gerekti,
Hayata karşı bir duruş sergileyebilmek için çoğu kişiden daha fazla hata yapmam gerekti,
Sınırlarımı çizebilmek için çoğu kişiden daha fazla üzülmem gerekti…

Şimdi merak ettim ve hemen baktım; öğrenmek nedir? Tam olarak karşılığına baktığımda sözlük bilgisi şöyle diyor; “Öğrenme, bireyin yaşantılar sonucu davranışlarda meydana gelen oldukça uzun süreli değişmelerdir. Bir bilgi ve becerinin, öğrenme sayılması için davranışta değişiklik yapması ve davranıştaki değişikliğin uzun süreli olması gerekmektedir.”

Buranın içinde anahtar bilgi şu; … öğrenme sayılması için davranışta değişiklik yapması …”.

İşte ben sınırlarımı çizmekle ilgili girdiğim testlerin hepsinde tam olarak bu bölümde başarısız oldum. Ancak pandeminin götürdükleri ile birlikte getirdikleri de oldu ve işte bana tam olarak iki süper güç kazandırdı;

  1. Sınırlarımı nasıl çizeceğimi ve onları nereye kadar kimler için esnetebileceğimi artık biliyorum.
  2. Eskiden sürekli kafamda evirip çevirdiğim takıntılarıma ve karşımdakini mutlu etmek için geçirdiğim uykusuz gecelerime veda ettim.

Bu ikisi için ne çok mücadele vermiştim bir bilseniz. Ama bir gün aniden çekip gittiler, beni terk ettiler ve bazı terk edilişler ne de güzelmiş bunu anladım.

Ve sözlükte öğrenmenin tanımında şu da geçiyor;
“Daha geniş anlamda, öğrenme sonucu, birey içinde bulunduğu evrene yeni bir anlam yükler ve evrendeki konumunu yeniden tanımlar.”

İşte tam olarak bunu yaptım. Evrendeki ve daha da önemlisi kendi gözümdeki konumumu değiştirdim. Artık neye layık olduğumu, neyi istediğimi ve daha da önemlisi neyi istemediğimi çok iyi biliyorum. Kendimle ilgili keşiflerimi yaparken, her adımda, sanki yıllardır önünden geçtiğim sokağın bir sakinini daha derinden tanışıyormuşum gibi hissediyorum. Seneler içinde gerçekten sevip sevmediğim şeyler konusunda kendime belki de hiç net olamadığım için bambaşka birisi ile el sıkışıyorum her sohbetimizde…

Kalıpların dışına çıkmak, bir şeyi sadece birileri istedi diye yapmamak, istemediğim bir ortamda bulunmak için kendimi zorlamamak, “ne hissediyorum?” sorusunun büyülü cevaplarını almak için çaba göstermek, yorsa da korksam da duygularımla yüzleşmek için çaba harcamak… Bunlar, ormanın derinlerine doğru yürüyüşe çıkmışım da her adımda yavaş yavaş meyvelerimi toplayıp sepetime atıyormuşum gibi hissettiren yeni becerilerim… Yeniden öğreniyorum kendimi, hayatı, yollarımı, seçeneklerimi, güçlerimi, becerilerimi ve en önemlisi kendimi sevmeyi…

Sizi de bu eğlenceli yolculuğa davet ediyorum. Her şeyden önce kendisini tanıyan insanlar olalım, her şeyden önce kendisini seven insanlar olalım, her şeyden önce kendisine değer veren insanlar olalım. Denemekten korkmayalım, onlarcasını deneyelim ve hepsinin içinde kendimizden bir şeyler bulalım. Kalıpların, konfor alanının dışına adım atarken biraz korkmak normal ama sizi oraya bağlayan büyük korkuları geride bırakmayı öğrenelim. Eğlenelim, çok eğlenelim. Sahip olduklarımızı daha çok sevelim, hatta onlar için heyecan duyalım. Hayal etmekten hiç vazgeçmeyelim, istediğimiz hayatı düşleyelim…

Bir sonraki yazıda buluşmak üzere…