Bugünkü başlığımız beden dilimizin inceliklerini inceleyeceğiz. Neden beden dilini seçtik? Çünkü bazen insanlar birbirlerini söylemek istediklerinin bir çoğunu ifade ederler ama anlaşılamaz veya yanlış anlaşılırlar. Doğru bir beden dili ile doğru iletişim sağlanır.
Beden dili vücut duruşu, jestler, mimikler, yüz ifadeleri ve göz hareketlerinden oluşan zihinsel ve fiziksel faaliyetlerle desteklenen sözel olmayan iletişim şeklidir. Yani dış görüntüde verdiğiniz tüm sinyallerin bilinçaltına gönderilmesi ve bilinçaltı tarafından algılanarak işlenilmesi, anlamlandırması durumudur. Yapılan araştırmalara göre kişilerin birebir kurdukları iletişimde; kelimelerin %7-10 ile 10 oranında, ses ve konuşmanın %30-40 oranında, beden dilinin ise %55-60 oranında etkisi olduğu bulunmuştur. Baktığımız zaman bu kullanılan kelimelerin esasına ne kadar cüzi bir katkısı bulunduğunu ve karşı tarafla olan iletişimimizde esas olanın beden dili olduğunu görebilmekteyiz.. Bu durum size çok saçma gelmiş olabilir. Kelimelerin hiç mi önemi yok, o kadar az etkisi mi var diye düşünüyor olabilirsiniz. Bunu şöyle düşünün; kaşlarımı çatmış olsam ve bir yandan da size çok mutlu olduğumu söylemiş olsam, kaşlarımı çatmış olduğum bu ifade içerisinde benim mutlu olduğuma inanır misiniz? İşte bu durumdaki gibi beynimize gönderilen sinyallerin beden dili tarafının hedef aldı bilinçaltınız olduğu için, bilinç altının da bilinçten daha hızlı çalışmasından kaynaklı olarak aldığı sinyalleri bilinçten önce ele alır, yorumlar ve çok hızlı cevap verir. Bilince gidene kadar bilinçaltı işlemi halletmiştir. Bu yüzden karşıki kişiyi yorumlarken önce beden dili, sonrasında ses konuşması ele alınıp, yalan söyleyip söylemediğini, gerçekten o sıra mutlu olup olmadığını anlar ve ona göre tepki veririz.
Beden dilini anlamak ve yorumlamak yerine daha çok okumak kelimesi kullanılmaktadır. Karşıdaki kişiyi okumak, onun söylediklerinden ve vücut dilinden çıkarımlarda bulunarak durumu anlamak ve yorumlamaktır. Son derece önemli ve hassas bir konudur. Ancak çoğu insan öğrendiği birkaç hareketle karşıki tarafa önyargı ile yaklaşarak beden dilini yanlış kullanmaktadır. Doğru bir şekilde öğrenilirse hem iş hayatı içerisinde yardımcı olacak, hem de sosyal hayat içerisinde birçok kafamızda ki soruya cevap bulma noktasında estek sağlayacak büyük bir etkendir. Maalesef ki günümüz içerisine sadece belirli birkaç mimik ve jeste bakarak yorumlandığı için yanlış fikirler edinilebilmektedir. Bunun yerine vücudun tamamına bakmak gerekir ve bütünün üzerinden bir kanıya ulaşmak gerekir. Beden diline bakarak bir insanın o anki durumu hakkında bilgi edinebiliriz. Yani kişinin geçmişi, gelecek beklentilerini sözel olarak alırken, beden diliyle daha çok o anki durumunu ele almış olursunuz. Heyecanlanıyor mu, yalan söylüyor mu ve benzeri birçok durumunu ele alma imkanınız olur. Amaç ağzından çıkanla vücut dilinin örtüşüp örtüşmemesidir. Örtüşmediği durumlarda beyne bu durumla ilgili yanlış bir tepki olduğuna dair sinyaller gider. Kişinin içinde bulunduğu ruh haline göre dışarıya verdiği işaretler farklılıklar kazanır. Peki nedir bu farklılıklar? Beden dili belli başlı çeşitli öğelerden oluşur. Bu öğeler göz iletişimi, yüz ifadesi yani mimikler, duruş biçimi yani jestler, el, kol, baş, parmak hareketleri, kişiler arasındaki mesafe şeklindedir. Beden dili içerisinde iletişimde en önemli öge gözlerdir. Çünkü gözler her şeyi anlatabilir ve dolayısıyla beden dili için ilk sırada yer alır. Karşınızdaki kadın düşüncelere mi dalmış, bir sesler mi hatırlıyor, ya da hisler mi hatırlıyor, ya da görüntüler mi hatırlamaya çalışıyor bunları göz hareketleri içerisinde anlama imkanına sahip olmaktayız. Ama bundan önce gözbebeklerini ele alacağız.
Göz bebeklerinin verdiği sinyalleri dünyadaki en iyi yalan söyleyen kişi dahi değiştirememektedir. Bu durum şöyledir; olumsuz duygularda veya yalan söylerken kişinin gözbebekleri küçülür. Tabi ki de daha önceden söylediğimiz gibi kişinin bütününü ele almak lazım. Tıpkı bu durum içerisinde bir bu kişinin bütün bedenini ele almak durumunda olduğumuz gibi bulunduğu ortamı de ele almamız gerekiyor. Çünkü çok ışıklı ortamlarda da gözbebekleri küçülür. Çok ışıklı ortamlar içerisinde eşinize veya partneriniz de "beni seviyor musun" gibi bir soru sorup gözbebeklerinin büyük küçüklüğüne dair bu yazıyı okuduktan sonra gözbebekleri eğer küçülürse o kişinin yalan söylediğini düşünmemek gerekir. Bu durum eğer bize şüpheli geliyorsa bu durumu normal bir ışık ortamında sormak gerekiyor. Çünkü çok ışıklı ortamlar içerisinde göz bebekleriniz küçüleceği için bu durumu anlamamız ve doğru yorumlama imkanınız oluşmamaktadır.
Aynı zamanda kişi ilgili, heyecanlı, mutlu ise göz bebekleri büyüyor. Tıpkı çok ışıklı ortamlarda göz bebeğinin küçülmesi gibi loş ortamlarda da gözbebekleri normalden daha fazla büyür. Bu sebepten dolayı da genelde romantik ortamlar hep loş ortamlardır. Kişilerin birbirlerini büyüyen gözbebekleri ile bilinçaltına "seni seviyorum, senden hoşlanıyorum, şu anda çok heyecanlıyım, senden etkileniyorum" sinyalleri gönderilmektedir. İki tarafta birbirini gözbebeklerine bakınca bu sinyaller hem bilinçaltına ulaşmakta hem bilinçaltı içinde yorumlanıp bilinç üstüne çıkmaktadır.
Göz bebeğinizle ilgili bu durumu var olan ufak bir ışık yardımıyla deneyebilirsiniz. Aynanın karşısına geçtiğiniz zaman aynada kendi gözbebeklerinize bakın ve ufak el lambasını yakıp tek bir göz bebeğinizin üzerine 1-2 saniye kadar tutun. Bu süre içerisinde göz bebeğinizin ışık alan tarafını inceleyin. Işık alan taraf küçülmüş, ışık almayan taraftaki gözbebeği hala büyük olacaktır.
Göz bebeklerin çok önemli olmasının sebebi yalan söyleyen kişi tüm hareketlerini, mimiklerini, ses tonunu kontrol etse dahi gözbebeklerin hiçbir şekilde kontrol edememektedir. Göz bebeklerin küçülmesi ile onun tedirginlik ve korku işaretlerini büyümesiyle olumlu ve kendine güven işaretlerini alabiliriz.
Yapılan araştırmalara göre kişilerin gözbebekleri büyük olduğunda işe alımlarının arttığı, insanların güven anlamında o kişilere daha fazla güven duyduğu görülmektedir.
Beden dili çok geniş bir konudur bu yüzden bu yazımızda bu kadar ele alacağız. Gelecek yazılarımız içerisinde daha ayrıntılı yeni bölümlerle beden dilinin inceliklerini devam edeceğiz. Beden dili hayatımız içerisinde birçok şeyi kolaylaştırır. Hem çözümleyici ve yapıcı aynı zamanda mutluluğumuza katkı sağlayıcı bir durumu varken kullanılmadığında veya yanlış kullanıldığında doğru olmayan şartlara getirebilmektedir. Bu sebepten dolayı toplumun huzuruna ve kendi huzurunuza katkı bulunmak, aynı zamanda sağlıklı ve nitelikli bir iletişime sahip olma adına beden dilini tam öğrenmek ve kullanırken karşı ki kişi içinde kendinizi doğru beden dilinizi kullanarak iletişime geçmek önemlidir. Çünkü şunu unutmamak gerekir; sadece siz çevrenizi gözlemlemiyorsunuz, çevrenizde sizi gözlemliyor. Doğal olarak sizin beden dilinizin de karşıki tarafa ne hissettirdiği veya ne yansıttığı önemlidir. Beden dilinizi doğru kullandınız müddetçe iletişimde maksimum seviyeye ulaşmış olacaksınız. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, sağlıklı iletişimler dilerim.
Uzm. Psikolog Sümeyye ARSLAN
PARLAK HAYAT PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK MERKEZİ
www.parlakhayat.com
0212 486 3515 / 0541 553 3121