ANKARA (AA) - Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, "Büyük Birlik Partisi olarak evet Cumhur İttifakı ortaklarımızın niyetinden, abdestinden şüphemiz yok ama biz karşımızdakilere güvenmiyoruz. Terör örgütüne güvenmiyoruz, terör örgütünün uzantılarına güvenmiyoruz." dedi.

Ankara'da bir otelde basın mensuplarıyla iftarda bir araya gelen Destici, Balkanlar ziyaretlerini anımsattı, gelecek hafta sonu da deprem bölgesinde olacaklarını söyledi.

Türkiye'nin, hem bölgesinde hem de dünyada etkinliği gittikçe artan büyük bir ülke olduğunu belirten Destici, "Bunu, dışarıya çıktığınızda gerçekten Türkiye'nin büyüklüğünü, Türkiye'ye olan, özellikle bizim ülke sınırlarımız dışındaki soydaşlarımızın ve dindaşlarımızın Türkiye'ye olan bakışlarını çok net bir şekilde görebiliyorsunuz." diye konuştu.

Destici, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Avrupa Birliği, güç ve itibar kaybının önüne geçmek, hatta terse çevirmek istiyorsa bunu ancak Türkiye'nin tam üyeliğiyle başarabilir." sözlerine ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, "Sayın Cumhurbaşkanı'mızın değerlendirmeleri doğru, yerinde, o konuda bir problem yok. Avrupa Parlamentosu milletvekilleri ile yaptığım görüşmede, Türkiye'ye karşı iyimser bir hava var ama iş, Avrupa Birliği'ne tam üyelik noktasına geldiğinde hala bir direnç var. Şu anda Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyeliği noktasında evet bu konuşuluyor ama ben henüz Avrupa Birliği'nin o konuda kafasının netleştiğini düşünmüyorum." ifadesini kullandı.

Terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın, PKK'ya silah bırakma ve kendini feshetme çağrısıyla ilgili soru üzerine Destici, terörle mücadele konusunda BBP'nin ilkesel bir duruşu olduğunu dile getirdi.

Destici, kurulduklarından beri aynı noktada durduklarını belirterek, "Biz kurulduğumuzdan beri aynı noktadayız. O da terörle, teröristle müzakere olmaz. Mücadele edilir ve mücadele edilerek terör bitirilir." dedi.

"Şu anda Türkiye'de PKK'nın bir varlığının kalmadığını herkes biliyor." diyen Destici, şöyle devam etti:

"Esas mesele Suriye'nin kuzeyi ve Irak'ın kuzeyi. Şimdi Suriye'nin kuzeyi daha ciddi ve yakın bir tehdit bizim için. Abdullah Öcalan'ın çağrısı okunduktan sonra hem Kandil'den hem Suriye'nin kuzeyinden gelen açıklamalar, 'Bu çağrının sadece PKK'yı kapsadığını, PYD/YPG'yi ya da PJAK'ı kapsamadığını' söylediler. Suriye merkez hükümetiyle yapılan anlaşmada da bana göre bir kazanım elde ettiler. Şimdi Irak'taki bölgesel yönetimin oluşum serüvenine bakarsanız aynı şekilde başladığını görürsünüz. Çünkü arkasındaki kuklacılar aynı. Dolayısıyla biz Büyük Birlik Partisi olarak evet Cumhur İttifakı ortaklarımızın niyetinden, abdestinden şüphemiz yok ama biz karşımızdakilere güvenmiyoruz. Terör örgütüne güvenmiyoruz, terör örgütünün uzantılarına güvenmiyoruz. Daha da önemlisi onları oynatan kuklacılara güvenmiyoruz."

Destici, sokak hayvanlarıyla ilgili soru üzerine, "Yasa çıktı ama belediyeler direniyor özellikle başta CHP belediyeleri. Son hadiselerden sonra özellikle Konya'daki Rana evladımızın parçalanarak öldürülmesinden sonra 4-5 saldırı daha oldu. Hem İçişleri Bakanı'mızın hem Adalet Bakanı'mızın çok net açıklamaları var. Kanun tereddütsüz uygulanmalı ve uygulamayanlar hakkında mutlaka yasal işlem yapılmalıdır." dedi.

- "İstanbullunun bunun hesabını sorması lazım Ekrem İmamoğlu'na"

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, CHP'nin cumhurbaşkanı adayını belirlemek için 23 Mart'ta yapacağı ön seçim öncesi yürüttüğü çalışmalara ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine de Destici, şunları kaydetti:

"Ekrem İmamoğlu İstanbul Belediye Başkanlığını bıraktı. Şu anda İstanbul Belediye Başkanlığı yapmıyor. Her gün başka bir yerde. Cumhuriyet Halk Partisinin ön seçimine katılan tek cumhurbaşkanı adayı oldu. Cumhurbaşkanı adaylığını cebine koymuş gibi gözüküyor. Seçime en az 2,5-3 yıl varken adaylığı alması, adaylığının netleşmiş olmasının sebebi ne? Bir, partisinden aday olabilecek diğer isimlerin önünü kesmek ki onu yaptı. Onları bertaraf etmek. İkincisi de cumhurbaşkanı adaylığı zırhını giyerek, işte bu davalardan kurtulmak, sahte diploma değil de usulsüz bir eğitim süreci var, hak etmediği bir şekilde bir nakil var.

Dolayısıyla da bütün bu süreçlerden de kendisini kurtarmak için böyle bir yola girdiğini düşünüyorum. Altyapıdan üstyapıya şöyle parmakla gösterilecek bir hizmet yok. İstanbullu, 'İstanbul'a hizmet et' diye seçti. Cumhurbaşkanı var ülkede şu anda, gayet de güzel yönetiyor. Şimdi cumhurbaşkanlığı seçimine daha 3 yıla yakın zaman var. Bence İstanbullunun bunun hesabını sorması lazım Ekrem İmamoğlu'na. Yani o yurt gezilerinden İstanbul'a döndüğü zaman bunun hesabını sormaları lazım, 'Seni biz seçtik, bize hizmet et diye seçtik' demeleri lazım."

Kaynak: AA