Başbakanı sıkıştıran iki çelişki : Dış politika -2
***
Bugün dış politikadaki çelişkiyi irdeleyelim!
Başbakan Ortadoğu merkezli dış politika yaklaşımında petrol deposu bölgede etkin olmaya çalışan iki ittifak arasında ABD’nin başat olduğu grubu izliyor.
ABD-AB-İsrail-Türkiye-Suudi Arabistan-Katar bölgede birinci ittifak grubunu oluşturuyor..
Rusya-Çin-İran-Suriye diğerini!
Buraya kadar bir çelişki yok.
Hatta, bu ittifak içinde Türkiye’nin kendi Kürt meselesini “halletmesi” ABD’yi ziyadesi ile memnun edecek!
Ancak Başbakan Türkiye’nin müttefikleri arasında Suudi Arabistan ve Katar ile ABD’yi rahatsız eden bir “iç oyun” daha oynuyor.
Bunu bölgenin “Yeni Osmanlı”sı olmak için yapıyor.
Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar ile birlikte İran-Suriye-Hizbullah’ın “Şii kartı”na karşılık “Sünni kartı”nı oynuyor!
***
Türkiye “Yeni Osmanlı”yı Suudi Arabistan ve Katar’a kabul ettirmiş durumda. Mali desteği bu iki Arap ülkesi karşılıyor. Fiziki gücünün yüksekliği ile Türkiye ise bu ülkelerin iktidarlarını yerle bir edecek korkulu rüyaları “Ortadoğu’da Şii egemenliği” ihtimaline karşı kalkan ülke. Bunun içindir ki Türkiye:
1) Suriye’de başta Sünni Müslüman Kardeşler olmak üzere El Kaide, El-Nasra Cephesi gibi terörist unsurlara bile kucak açıyor, destek veriyor. Beklentisi İran yanlısı Nusayri iktidarı yerine (Esad) Müslüman Kardeşler ağırlıklı bir Sünni iktidar oluşturmak. Ayrıca Türkiye iç politikada PKK ile anlaşma yolları ararken onun Suriye uzantısı PYD’ye Sünni unsurlarla çatıştığı ve Esad’a yakın durduğu için uzak duruyor. Eğer, Sünni unsurlar galip gelirse İran kuşatılacak, Ortadoğu’ya sarkması zorlaşacak, Hizbullah’la bağı kopmaya başlayacak.
2) Aynı şekilde Türkiye, Irak’ta merkezi yönetimi üstlenmiş Şii Maliki’yi de devirmek istiyor. Daha doğrusu Katar ve Suudi Arabistan bir Şii kuşatmasından kurtulmak istiyorlar.
***
Dış-çerçevede Türkiye, ABD’nin Ortadoğu politikaları için elzem bir müttefik iken iç-çerçevede Türkiye’nin ABD’den bağımsız Suudi Arabistan ve Katar ile birlikte “Sünni kartı”na oynaması ABD’yi çok rahatsız ediyor. Zira emperyal ABD, kendi kurmadığı bir oyunun oynanmasından hali ile rahatsız olurken silahların açık hasmı El-Kaide türü unsurların eline geçmesinden de çok çekiniyor.
Suriye’de Esad gitsin ama ABD’nin denetleyemeyeceği, hatta hasmı olan bir güç Suriye’yi ele geçirmesin! ABD’nin isteği bu! Türkiye ise kendi bölgesel oyunu uğruna bu hesaba çomak sokuyor.
Irak’ta ise ABD’nin denetimi altına giren Maliki ile birlikte Irak petrolünü dünyaya pazarlama planını Türkiye’nin Kuzey Irak petrolünü Türkiye üzerinden dünya piyasalarına sunma hazırlığı bozuyor. ABD’nin Türkiye’den talebi Kuzey Irak’ı merkezi yönetime karşı himayesi altında tutmasıdır. Kendi kendisine “iş yapması” değil.
Denebilir ki, ABD bir beyzbol sopası ile Türkiye’yi “doğru yol”a sokabilir. Doğrudur, ancak Katar-Suudi Arabistan ile AKP mali açıdan o kadar içi içe geçti ki, bu ülkelerin de ayrıca ikna edilmesi gerekir!
***
Türkiye Ortadoğu için vazgeçilmez. ABD, AKP’den rahatsız değil. Ancak Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsi çıkışları ve Ahmet Davutoğlu’nun dindirilemez ihtirası ABD ve AB’yi çok rahatsız ediyor.
Erdoğan Batı’da “öngürülemez” bir lider haline geldi. Güvenirlilik notu sürekli düşüyor.
Bu durum Cemaat ile AKP’nin de arasını bozuyor.Cemaat'in Başkanlık serüveninde bir taşı oynatması Erdoğan’a pahalıya mal olabilir.
Benim bildiğim şudur: ABD Türkiye’ye kimin Başkan olacağını tek başına tayin edemez ama kimin olamayacağını pekâlâ edebilir!
(Yurt Gazetesinden alınmıştır)